"Sakin ol dangalak," dedi Kaan. "Sadece flaşla fotoğrafını çektim." Kaan, Aras'ı çektiği fotoğraflara bakarken birden gülmeye başladı. "Keriz amına koyayım." Kaan'ın elinde de viski vardı sanırım. Bana henüz bakmamıştı. Nereden gelmişti hem o?

"Ege beş, Semih yedi!" diye skorları söyledi Asel. Ardından ellerinde tepsi tepsi alkollerle gezen çocuklardan birkaç shot daha kaptı Asel. "Ege bastır aslanım," diye gaz verdi. "Göreyim seni."

Ege saçlarını karıştırıp silkelendi ve Asel'in elindeki dört shotın da hepsini birer birer midesine indirdi. Asel dehşetle Ege'nin gaza gelişini seyrederken Semih, "Midesini yıkayın," diye uyarı yaptı. "Ben çekiliyorum, bundan sonrasıyla uğraşmam."

Ege sonuncuyu da teklerken bardağı masaya gürültüyle bıraktı ve Asel'e göz kırptı. "Aslanın mıyım gerçekten?"

Mayıs insan gibi birasını yudumluyordu. Benim gibi olanları idrak etmeye çalışıyor olmalıydı. Aras birden Selin'i omuzlarından indirip, "Yettim Ege'm!" diye bağırarak koşmaya başladı. Selin yere yapışıyordu ki Kaan son anda kolundan tuttu. Selin'i bana doğru itti. Aras ne yapıyordu? "Yettim aslan kardeşim yettim!" diye bağırdı yeniden, saniyeler sonra elinde bahçe hortumuyla yanımızdaydı. Hortumu kaldırıp Ege'yi ıslatmaya başlamasıysa bir saniye kadar önceydi.

Asel şaşkınlıkla geri çekilirken Ege eliyle yüzünü kapatarak sulardan kurtulmaya çalıştı. Etraftaki herkes ıslanmıştı. Ege ne olduğunu anlayamamıştı. Kafasını yukarı çevirip, "Yazın ortasında ne yağmuru lan?" Sesi dehşet içindeydi. "Ne oluyor lan?

"Yıkıyorum Semih," dedi Aras, bana bakarak.

"Ben Semih değilim?"

"Karnına tut gerizekalı," dedi Kaan. "Semih sana midesini yıka dedi."

Aras hızlı hızlı başını sallayıp Kaan'ı onayladı. Ege bağırıp sudan kurtulmaya çalışırken Aras hortumu karnına doğru tuttu. Kızlar çığlıkla geriye kaçtılar. Mayıs, ben ve Kaan dehşetle olanları izlerken Selin yüzüne gelen suyla çığlığı bastı. "Makyajım! Aras mal mısın Aras!"

"Dilimi sikeyim." Bu sansürsüz cümle Semih'ten gelmişti. Hepimiz diğer büyük bir şaşkınlıkla ona döndüğümüzde, "Üzgünüm kızlar, bu küfür kendimeydi. Hak ettim," dedi, "bu da bana ders olsun."

Aras kahkaha atarak hortumla oynamaya başladı. Ege sıçana dönmüştü. Başı döndüğünden bir yere de kaçamıyordu. "Senin götünü sikmezsem ben," diye hırladı, üstü başı sırılsıklamdı, bunu Asel'e bakarak söylemişti?

"Höst ayı!" diye cırladı Asel. Gözlerini sudan açamıyordu, açsa da baktığını göremiyordu. Asel ve Aras'ı karıştırmıştı.

Kaan, Aras'ın elindeki hortumu çekip Aras'ı itekledi. "Beyinsiz seni," diye homurdandı ters ters. Hortumu kenara uzak bir yere attı. "Ne aptal adamsın sen ya." Viskisini bitirdi. Bardağı ne olduğunu anlamayan Aras'ın kafasının üzerine koydu. "Böyle duracaksın," diye tehdit etti çocuğu. "Masasın artık sen." Biraz Aras'ı süzdü. "Ne masası, tepsisin sen," dedi. "Masa kadar vasfın yok. Vasıfsız."

Asel ve Selin aniden Mayıs'la aramıza girdiklerinde irkilerek çekildim. "Ne yapıyorsunuz ya?" diye fısıldadım. "Ne bok yediniz ya? Hepiniz uçmuşssunuz. Bok alırız ağızlarından laf."

Selin, Asel'i tutup düşmesin diye Mayıs'a yaslandırttı. "Kaan ayık, sarhoş et al telefonu. Tam sırası, hadi." Kaan, Aras'ı zorbalarken Ege üzerini çıkarıp top hâline getirdi ve tekmeyle Semih'in kafasına attı. "Duydun mu?" dedi Asel de yayvan yayvan. "Abi kadın doğru söylüyor ha."

KAMP ATEŞİ (yarı texting)Where stories live. Discover now