Carpa Diem

4 0 0
                                    

Ali denizin maviliğine Efsun'un çaldığı kemanı katarak hayatında yitirdiği veya kazandığı şeyleri düşünüyordu. Birçok şeyi arkasında bırakıp gelmişti ve tuhaf olan şeyse hiçbiri için üzülmüyor oluşuydu.

Gözlerini kapatıp sadece onun için keman çalan Efsun'u gördüğünde neredeyse yaşadığı onca şey için şükredecekti. Eğer kaçıp buraya sığınmasaydı belki de bu kızın büyülü gözlerine hiç bakamayacak onun dinginliğinde kaybolamayacaktı.

Efsun birde çalmayı bıraktı ve düşünceler içinde boğulan Ali'ye doğru eğilip yavaşça onu öptü. Ardından gülümseyerek kemanı yeniden çenesinin altına yerleştirip ona huzur veren bir parça çalmaya başladı. Aynı zamanda şarkının yunanca olan sözlerini de söylüyordu. Ali bunu duyunca şaşkınlıkla ona baktı ama onun güzel sesini dinlemek istediği için hiçbirşey demedi. Bu şarkı ona sadece mavinin ve beyazın hakim olduğu denizin sadece kızılken seyredilmeyi hakkettiği adaları hatırlattı. Sadece mutluluk duygusunu bilen insanları ve sadece mutluluk dolu istediği gelecek günleri...

Efsun'un melodiye eşlik etmesi sahildeki insanların daha çok onlara bakmasına sebep olunca Ali diğer parçaya geçmek için kendini hazırlayan Efsun'un elini tutup durdurdu. "Yorulmuşsundur artık. Hadi evimize gidelim." Evimize kelimesi Efsun'un dudaklarından belli belirsiz bir tebessüm geçmesine sebep oldu. Kemanı kutusuna koyarken çevredeki insanlara mütevazı bir şekilde gülümseyip Ali'yle eve yürümeye başladılar. Efsun parmaklarını Ali'nin uzun parmaklarının arasına geçirdiğinde minnet dolu bakışlarıyla uzaklara bakıyordu.

Güneş denizin arkasında gitgide küçülürken sessizliği sahildeki insan sesi bozuyordu. Eve geldiklerinde balkonda yemeklerini yemek istemişlerdi. Şimdi batan güneş Efsun'un yüzüne ve gözlerine vurdukça Ali hiçbirşey yapmadan sadece bu anın içinde kaybolmak istiyordu. Efsun yemek yerken güneşin yüzünde dans etmesi, denize baktıkça gözlerinin renk değiştirmesi... Şuan Ali sanki bunlar sayesinde nefes alıyormuş gibi hissetti.

Efsun ona bakarak gülümsedi. Çatalını bırakıp kollarını bağlayarak geriye yaslandı. "Bence bu balkona rengarenk saksıların içinde rengarenk çiçekler almalısın." Ali merakla onu dinliyordu. "Bazen öyle anlar gelirki yaşamdan o kadar uzaklaşırsın ki kendine var olduğunu, nefes aldığını ispatlaman gerekir. Balkonda su vermeni bekleyen çiçeklere sahip olmalısın ya da eve geldiğinde sırnaşan bir kediye. Ve yahut saatlerce izleyebileceğin akvaryumdaki balıklara. Etrafında sana ihtiyacı olan birşeylere sahip olmalısın." Ali'nin kalbinde ince bir sızı oluştu fakat hiçbirşey diyemedi. Onun karşısında böyle otururken birden yok olacığını bilmek onu hiç bu kadar üzmemişti.

Birden çatalı bıraktı ve "Efsun gerçekten gitmek zorunda mısın?"dedi. Efsun kafasını sallamakla yetindi. "Peki ne kadar süremiz kaldı?"
Efsun ona hüzünle bakıyordu. Sonra kafasını çevirip karşıdaki çınar ağacına baktı. "Muhtelemen ilk yaprak sararıp düştüğünde burada olmam." Kalkıp tabakları toplamaya başladı. Çünkü gidene kadar bütün zamanını gitme konuşmaları için tüketmek istemiyordu. Olabildiğince bu konuşmalardan kaçıyordu. İçeri gidip mutfağı toplamaya başladı.

Hava tamamen karardığında Ali balkondan içeri girmişti ki birden kulağına çok hoş bir müzik sesi geldi. Edith Piaf'dan La Vie En Rose çalıyordu. Kadın o kadar içten söylüyordu ki sanki insanın birine nasıl tutkuyla bağlanması gerektiğini bu şarkıyı dinleyerek öğrenmesi gerekiyordu. Müzik derinlerden bir yerlerden geliyordu fakat aynı zamanda çok yakınlardaymış gibiydi.

Efsun suratında tebessümle içeri girerek ellerini Ali'nin boynuna doladı. Ali ise yavaşça ellerini Efsun'un beline koymuştu. Dans etmeye başladıklarında Ali sıkı sıkı ona sarıldı. Tek hissetmek istediği onun varlığıydı ve yanında çok uzak kaldığı duyguları yeniden yaşıyor oluşuydu. Efsun başını Ali'nin kalbine koydu ve öylece durdular. "Lütfen Ali ben gidene kadar olan zamanımızı gitmek ve kalmak üzerine konuşmalar yaparak harcamayalım. Sadece anı yaşayalım. Dünü de yarını da düşünmeden sadece o anı yaşayarak." Ali başını okşadı ve usulca "Tamam" dedi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 26, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BOŞLUKWhere stories live. Discover now