Yeni Bir Arkadaş

5 0 0
                                    

Yavaşça güneşin batması, ilerlediği sahil şeridi boyunca turuncu denizin hafif hafif dalgalanması, suratına vuran iyotlu rüzgar ona bir masalı anımsatıyordu. Sonsuza kadar gidemeyecek olan çok güzel bir masal.
Aniden yan koltuğa kafasını çevirdi. Kız bir sigara yakmıştı. Gözlerini kısmış uzaklara bakıyordu.
"O sigarayı söndürür müsün? Arabanın içinde ben bile içmiyorum." Kız aceleyle bir nefes daha çektikten sonra sigarayı dışarı fırlattı. "Tekrar arabadan inip otostop çekmeye üşenmesem kimse bana bunu yaptıramazdı. Bana bir paket sigara borçlusun." Adam soran bakışlarla kıza baktı. "Nedenmiş o? Sonuçta tek bir sigaraydı o? Onu da veririz."
Kız sanki bir konuşmanın ortasında değilmiş gibi hiç tepki vermiyordu. Sanki hem var hem yok gibiydi. Ne kadar garip bir insan diye düşündü adam.
"Çünkü o benim son sigaramdı. İnsanın son sigarası bir paket sigara kadar değerlidir..."
Adam kızın otostop çektiğini görünce içinden bir tereddüt geçmişti fakat aldırmadan kızın önünde durdu. Onu orda öyle bırakmak istememişti çünkü o hem bir bayandı hem Yalova'nın dengesiz havasının ne yapacağı belli olmazdı, bulutlar gitgide kararmaya başlamıştı hemde artık birileriyle konuşmak istedi. Açtığı camdan kız eğilip içeri baktı. Sonrada arka kapıyı açıp içeri sırt çantasını fırlattı. Öne gelip oturduğunda ilk önce gözünü kaşıyarak etrafa bakındı sonrada emniyet kemerini taktı.
Ali hayretle kıza baktı. " Eee nereye gidiyorsun geldin oturdun ama." Kız Ali'ye dönüp "Sen nereye gidiyorsan oraya. Sahi nereye gidiyordun?" dedi. "Eee şey ben Çınarcık'a gidiyorum." Kız önüne dönüp öylece yola bakmaya başladı. Ali arabayı sürmeye devam etti.
Bir kuş yavaşça süzülüyor, bir köpek sahibine koşuyordu.
Bu sıkıcı sessizliği sadece rüzgar sesi bozuyordu.Ali artık dayanamayıp sordu. "Öğrenci misin?" "Değilim. Hiç bir zaman o kadar şanslı olamadım." " Tek başına dolaşabilecek kadar kendine güvenin varsa okuyadabilirdin. İstediğini elde edebilecek bir insan gibi görünüyorsun." " Karakterinin nasıl olduğuyla pek fazla yürümüyor bu işler. Öyle görünüyorum diye öyle olmak zorunda değilim. Bunun şunla bunla bir ilgisi yok. Bu hayatta herşey yolunda giderse bir şeyleri alırsın gitmezse avucunu yalarsın. Ben herzaman ikinci kısımdaydım. Galiba sende şu birinci kısımdakilerden oluyorsun."
"Senin de böyle bir genelleme yapman saçma. Çaba sarfeden insanları diğerleriyle aynı kefeye koyamazsın. Mesela ben bu iki gruptan da değilim. Ben babasının hayatında herşey yolunda gitmiş olanlardanım. Hiçbirşeyi uzanıp almak zorunda kalmayanlardan. Herşey önüne sunulanlardan."
Kız adama derinden baktı. Bakışlarında hiçbirşeye sahip olamamış, ailesinin arkasına sığınamamış bir insanın üzüntüsü vardı. "Peki sen öğrenci misin? Gerçi bunun için biraz yaşlı duruyorsun ama." " Hayır değilim. Mimarım. Artık yapabilir miyim bilmiyorum gerçi."
Varmışlardı artık. Adam nerde inmek istediğini sordu. Kız bir barın önünde inmiş yürüyordu ki geri döndü camı tıklattı. Ali camı açtı. Kız sanki içinde dumanların uçuştuğu gözleriyle Ali' ye bakıyordu. Büyü gibi birşeydi bu. "Sigaramı unuttum. Verir misin lütfen." Ali paketini ona uzattı. Kız hiçbirşey demeden yoluna devam etti. Ali arabadan indi " Hey bana bak adın ne?" Kız adama dönüp hafifçe gülümsedi. "Efsun. Peki ya senin?"
"Ali"
Ali eve vardığında cam önündeki koltuğuna geçip oturdu. Yağmur altında ki sahili daha güzel daha huzurlu buldu.
O kız ne yapıyordu acaba şimdi diye düşündü. Yüksek ihtimalle içki içip deliler gibi eğleniyordur sonucuna varmaktan kendini alamadı. Kız kendini çok şansız görüyordu fakat Ali de onun gibi olmak isterdi. Hızlı yaşayan, plan program yapmayan, çok cesur olan. Onun hayatı koca koca planlar üstüne kurulmuştu fakat şuan elinde olan şey sadece onun güzel imrenilecek hayatı denen şeyin enkazı.Ne de olsa tanrı planları sevmezdi. Görüntü gittikçe bulanıklaşıyordu.
Yağmur sesiyle uyuyakaldığı koltuktan sert bir kapı çalması sesiyle uyandı. Şaşkın bir şekilde etrafına bakındı. Kol saatine baktığında saat gece yarısını gösteriyordu. Bu saatte kim kapısına gelmiş olabilirdi. Burda ne kimseyi tanırdı ne de kimse onu. Hızlı adımlarla kapıya yürüdü. "Kimsiniz?" Yanıt yoktu. "Kimsiniz dedim" diye tekrar sordu. "Ben Efsun. Bugün arabanıza binen kişi." Ali hızlıca kapıyı açtı. Karşısında bir elini kapıya dayamış efsunlu gözleriyle ona derinden bakan Efsun'u gördü. Saçlarından ve kıyafetlerinden damlayan yağmur suları eşikte bir su birikintisi oluşturmuştu bile...

BOŞLUKWhere stories live. Discover now