;

"Ben Kim ailesinin oğlu Taehyung'la yakınım." Ağzımdan pat diye dökülen kelimeler belki de sonumu getirecek bir cümleydi ama başka çarem yoktu. Sinirle yerinden kalkan babam bağırmaya başlamıştı. "Hep sana uzak durmanı söylememize rağmen bize ihanet mi ettin sen?!" Kafamı hayır anlamında sallamıştım. "Günlerdir babana yalan söylüyordun!" Tekrardan ve tekrardan bağırmaları ve hakaretlerine devam etmişti.
"Neden baba!? Neden o olmaz!? Ben çok sıkıldım Eunwoo'yu istemiyorum ben neden anlamıyorsunuz!!" En sonunda bende dayanamayıp bağırınca evin içi sessizliğe bürünmüştü. "Ölmek mi istiyorsun Jungkook?" Sakin bir şekilde konuşan babamla kaşlarımı çatmıştım. Ben tepkisiz kalırken üstüme yürümesiyle bir kaç adım gerilemiştim.

"Ölmek mi istiyorsun dedim sana!!" Gözlerinin rengi değişen babamla iyice korkmaya başlamıştım. Hayır anlamında kafamı sallayacakken kolumdan tutmuş beni ufaklığımdan beridir asla sokmadığı odaya sürüklemişti. Odaya girdiğimiz anda karşımda gördüğüm nerdeyse duvarın tamamını kaplayan fotoğrafa bakmıştım. Fotoğrafta onlarla siyah ve kahverengi kürklü kurtların önlerinde bembeyaz kürküyle yanında durduğu kocaman siyah kurda sokulmuş bir kurt duruyordu. Babam yavaşça fotoğrafın yanına gitmişti. Elini beyaz kürklü kurdun üstünde gezdirmişti. "Ona kıyarken hiç acımadılar Jungkook. Hiç kimse onu koruyamadı, ondan sonra bize ilk defa sen geldin." Tekrardan yanıma gelip ellerimi tutmuştu. "Seni de kaybedemem ben, beyaz tüylerini kırmızıya boyamalarına izin veremem oğlum." Ağlamaya başlayan babama sarıldığımda o da sarılmıştı.

Bir süre bu şekilde durmuş daha sonra ayrılmıştım. "Baba, lütfen güven bana. Taehyung bana zarar vermelerine izin vermez. Ben ona güveniyorum, sen de bana güven olur mu?" Konuşmam biter bitmez kafamı tutup omzuna yaslamıştı. "Güveniyorum Jungkook'um, ben sana güveniyorum ama seni öldürmelerine izin vermeyeceğine inanıyor musun?" Dediğinde kafamı sallamıştım. Kollarını bedenimden çekip kollarımı tutmuştu. "Tamam öyle diyorsan öyle olsun. Ama en ufak şeyde onun canını alırım Jungkook. Yaparım." Dediğinde gülümsemiştim.

;

Aptal Alfa

Güzelim
Günaydın
(13.28)

Günaydın mı?
Tünaydın Taehyung
Yeni mi uyanıyorsun?

Hmmm evet

Neden bu kadar geç uyandın ki?

Bir işim vardı onu yapmam uzun sürdü
Ve yorucuydu ama geç uyuduğum için pişman değilim

Anladım.
Neymiş o işin?

Söyleyemem bebeğim.

Ne demek söyleyemem?

Söyleyemem işte.

Iyi söyleme.

Bebeğim küsme bana söylememem gerçekten.

Iyi.
Ben eve geçeceğim sonra görüşürüz.
(Offline)

Gelip almamı ister misin?
Sanırım istemiyorsun.
Dikkat et bebeğim.

"Seni götüreyim mi babacım?" Babama olur anlamında kafa salladıktan sonra evdekilere sarılmış daha sonra evden çıkmıştık. Yol boyunca havadan sudan konuşup, bizi üzecek mevzuları gün yüzüne çıkarmamıştık. Ta ki evimin önüne geldiğimizde eşyalarını arabalarının garajına koyan Kim ailesini görene dek. Babam sinirle kaşlarını çatıp arabadan inmişti. Ben de hızlı davranıp inmiştim ancak babam benim düşündüğümün aksine onlara bakmıyordu. Arka koltukta duran çantamı alıp yanıma gelmişti. Çantamı alıp gülümsemiştim. "Ben eve gideyim babacım, daha işlerim var mâlum." Dediğinde sıkıca sarılmıştım. "Dikkatli git babac-" lafımı bölen Bay Kim'in konuşması olmuştu. "Nasılsın Jeon?" Kalın sesiyle babama elini uzattığında babamda benden ayrılıp eline bir süre bakmış daha sonra sıkmıştı.

Milk And Cookies 'tkWhere stories live. Discover now