3. BÖLÜM

73 15 14
                                    

Buluşmadan eve geleli yaklaşık 3 saat oluyordu ve ben 3 saattir odamın içinde daireler çiziyordum. Yarın Wonyeon ile tekrardan bir buluşmam vardı fakat bu sefer sadece ikimiz gitmeliydik. Sadece ben ve Wonyeon... Yani Felix olmamalıydı. Fakat bunu Felix'e söyleyemezdim çünkü bu düzenimiz yıllardır devam ediyordu ve bir kız yüzünden ona böyle bir şey söylersem bu onu yaralayabilirdi. 3 saattir çizdiğim yuvarlaklardan sonra bir plan kurdum. Planım aynen şu şekildeydi;
ilk önce annemi arayacaktım ve Felix ile beraber dışarı çıkmasını söyleyecektim Böylece annem Felix'le gezecek ve iki tarafında gönlü olacaktı.
Planımı icraata geçirmek için hemen yola koyuldum. Masanın üstünde duran telefonu aldım ve annemin numarasını çevirerek onu aradım

"alo?"

"anne senden bir şey isteyebilir miyim?"

"yapabileceğim bir şeyse tabii ki"

"Yarın okul çıkışı Arkadaşlarımla buluşacağım Felix ile beraber dışarı çıkar mısın?"

"oğlum her zaman yaptığın gibi kardeşini de alsana. Oda gezsin"

"anne zaten her zaman oda vardı, bir kere de tek çıksam?"

"Minho'cum ben yarın bütün gün yokum, kardeşinle beraber git. Onu yalnız bırakma"

"tamam anne, anladım. Görüşürüz"

Annemden bir cevap bile beklemeden telefonu kapattım. Kurduğum Plan işe yaramıyordu fakat Felix'i alıp gidemezdim, söz vermiştim.
Ne yapacağımı düşünürken uykuya daldığımı bile sabah uyandığım zaman fark etmiştim. Saatlerdir düşündüğüm için telefonla konuşurken oturduğum sandalyede uyuya kalmıştım. Saate baktığımda okulun başlamasına az bir zaman kaldığı için hemen üstümüzü giyindik ve okula doğru yola koyulduk...

-------------------------------------------------

Okul boyunca acayip mutsuz ve stresliydim. Ama elbette teselli eden yoktu, sorun değildi buna alışıktım. Çıkış saatinin gelmesini asla istemiyordum çünkü hiç bir planım, projem, stratejim yoktu. Felix ile geçen gün ki yaptığımız konuşmadan sonra onu böyle bir şekilde yüz üstü bırakamazdım. O özel biriydi. Kin, öfke, intikam duygusu ne demekti bilmezdi. Sadece mutsuz olmak ve olmamak terimlerini bilirdi bu kadar. O denli hassas ve masum birini bu kadar kaba ve elinde olmayan nedenlerden dolayı kırmak büyük haksızlık olurdu. Her ne kadar onu kırmak istemesem de bu gün benimle gelemeyeceği garantiydi. Gün boyu ona çaktırmadan evden çıkmayı düşündüm fakat bu da pek hoş bir hareket olmazdı. Hoş olmasa bile Felix'in dinleme ve gözlem kabiliyeti çok yüksekti. Odamda ekstradan bir hareketlilik duyduğu zaman o an neler yapabildiğimi tahmin edebiliyordu. Veya yan yana iken yediğim yemeği çiğneme şeklimden o an ne yediğimi görmeden veya sormadan bilebiliyordu. Bu yüzden bu planımda çöp olmuştu. Benim başka yollar aramam lazımdı, tek taraflı çalışmamalıydım. bu şekilde yeni planıma başladım. 

İlk önce cebimden telefonumu çıkardım ve Wonyeon'u aradım,

"Efendim bir tanem"

diyerek açtı telefonu, tekrar aşık oldum ona...

"Bebeğim önümüzdeki 1 hafta boyunca ful doluyum. Biliyorum sana buluşma söz verdim. Başka zaman senle bol bol vakit geçireceğim fakat bu gün ki buluşmamız en fazla 1 saat sürebilir"

Açık PencereWhere stories live. Discover now