GİRİŞ

106 17 5
                                    

Sabah yataktan sıçrayarak kalktım. Felix'in çığlık atan sesleri kulaklarımı doldururken ben yamuk adımlar ile odamın lavobosuna varmaya çalışıyordum. Ona birşey olmuyordu, çünkü o öleli çok olmuştu. İşittiğim çığlıklar ise aslında çığlıklarından arta kalanlardı.

Selam! Ben Minho, yada annemin söylediği gibi katil. Bunu kabul ediyorum ve inkar edemem, kardeşimi öldürdüm.

Herşey 8 yıl önce başladı.
Ben 17 kardeşim Felix 15 yaşındaydı. Aynı okulda okuyorduk fakat kimse öz kardeş olduğumuza asla inanmıyordu. Ben her zaman parlardım, bütün kızlar peşimden koşar, bir sürü arkadaşım olurdu. Etkinliklere katılır, derslerime odaklanırdım. Ekstra olaraktan okulun basketbol takımındaydım. Kardeşim (Felix) ise benim tam tersimdi, yakışıklı olmasına rağmen kafasına geçirdiği kapşon yüzünden suratı gözükmezdi, saklardı. Derslere katılmaktan korkar, arkadaş edinemezdi. Hiçbir etkinliğe katılmaz sosyalleşmezdi.
Annem kardeşimin bu durumundan çok rahatsızdı ve onun için endişeleniyordu. İleride yanlız kalabileceğini düşünürdü. Sürekli onu dışarı çıkarmaya zorluyordu.
Annemin bu kaygılarını birazda olsa hafifletmek istiyordum, ilk fırsatta harakete geçicektim.

--------------------------------------------------

Aşağıdan gelen tabak çanak seslerine bakılırsa annem kahvaltı hazırlıyordu.
Kapının kolunu çevirerek açtım ve merdivenlerden inerken arkamdan gelen kapı sesi ile arkamı döndüm. Felix her zaman ki gibi siyah bir  kapşonlu takım giymişti ve kafasında görmesini zorlaştıracak kadar çektiği kapşonu vardı.

"Yakışıklı, evin içindeyiz. Şu suratını açta bir görelim artık"

Felix kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Sırıtarak yanıma geldi ve dirseği ile beni hafifçe iktirdi.

"Benimle uğraşmasana ya. Sen önce üstünde kokuşan şu beyaz tişörtünü çıkar"

Diyerek koşar adım önüme geçtiği sırada kapşonunu tutarak aşağıya doğru çektim ve altın sarısı saçlarını ortaya çıkardım.

Felix sırıtarak masaya oturdu. Karşılık vererek karşısındaki sandalyeye oturdum, ona söylemiyordum fakat fazla zayıflamıştı. Yaşına göre çok fazla zayıftı ve bunu neden yaptığını biliyordum... Kendini aç bırakıyordu çünkü kendini sevemiyordu, ne kadar zayıflarsa zayıflasın asla yeterli olmadığını düşündüğü için sürekli oversize giyiniyordu. İstediği kadar oversize giyinsin, ben abisi olarak onun zayıflamaya çalıştığını biliyordum. Dışarıya söylemiyordu, bilerek yaptığını göstermiyordu, yediklerini kusarken çaktırmıyordu ama ben yine de biliyordum. Oda bildiğimi biliyordu, bu ikimizin sırrıydı.
Annem masayı donattıktan sonra çalan telefonunu cevaplamak için yan odaya gitti. Fısıldar bir ses tonunda Felix'e doğru eğildim.

"O tabak biticek civcivim"

"Bunu yapamam biliyorsun"

"Hayır yapabilirsin, yapman gerekiyor"

Onu zorladığımın farkındayım fakat bunu yapmam gerekiyordu yoksa Felix'in duracağı yoktu. Felix çatalı ile zeytinleri ile oynarken içeriye giren annem Felix'e tekrar endişeli gözler ile bakarak Felix'in yanındaki boş sandalyeye oturdu.
Elini Felix'in sarı saçlarına geçirdi

Chaenyeong(Anne)
"Annecim bu gün benimle dışarı çıkmak ister misin? Belki sinemaya gideriz"

Ne yapmaya çalıştığını biliyorum, onu sosyalleştirmek istiyordu.

Açık PencereWhere stories live. Discover now