21

4.2K 351 15
                                    



Her şey senle
İlk aşk belki senle
Senle, senle karışmak güzel senle

✮ ✮ ✮

Sabah gözlerimi araladığımda yanım yine boştu. Bu sinirlerimi bozarken üzerimdeki yorganı atıp ayaklandım. Önce odanın içindeki banyoya baktım fakat yoktu. Odadan çıkıp merdivenleri hızlıca indiğimde salondan sadece bedeninin bir kısmını gördüğüm jungkook ile rahat bir nefes aldım fakat sinirim geçmemişti.

Salona girip ordan da birleşik olan mutfağa geçtiğimde gördüğüm görüntülü ile dudaklarım iki yana kıvrıldı. Hadi ama kim mutfağında yarı çıplak, tatlı tatlı müziğe eşlik eden ve aynı zamanda yemek hazırlayan bir jungkook gördüğünde gülümsemezdi ki?

Sinirim anında uçup giderken ona doğru yaklaşıp ellerimi çıplak beline sardım. Kafamı da sırtına yasladığımda kafasını eğerek bana bakmış ve gülümseyerek işine devam etmişti.

Parmaklarımı göbeğinde gezdirmeye başladığımda huylanıp benden kaçmaya çalıştı. Ama onu bırakmayarak daha sıkı sarıldım. Dudaklarım sırtında gezinmeye başladığında güler bir sesle konuştu.

"Rahat dur sarışın"

Rahat durmak istiyor muydum? Hayır. İlgi istiyor muydum? Belki biraz. Peki devam edecek miydim? Kesinlikle.

Dudaklarım yeniden sırtında gezintiye çıktığında karnına birleştirdiğim ellerimi de çözerek tırnaklarımı orda gezdirmeye başladım. Ellerim kasıklarına ineceği sıra sert bir şekilde ellerimi tutmuş ve sırtından ayırarak önüne çekmişti.

Yüz yüze geldiğimiz an yutkundum. Gerçekten bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olabilirdi ki? Sabah akşam bıkmadan izleyebileceğim bir yüze sahipti.

"Noldu" dedim gözlerinin içine bakarak

"Bu masum bakışlarınla beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?" Dedi çenemi kavrayarak.

Omuz silkerek "Belki" dercesine dudaklarımı büküp başımı sağa eğdim.

"Rahat dur taehyung. Kahvaltı niyetine seni yiyeceğim yoksa" hâlâ çenemi tutuyordu ve başını biraz daha eğmişti bana. Ayaklarımın üstünde yükselerek dudaklarımın dudaklarına sürtünmesini sağladım. "Yap"

Çenemdeki elini canımı yakacak kadar sıkıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ellerimi nereye koyacağımı bilemeyerek kollarına koyduğumda diğer eliyle belimi sarmış ve tek beden haline getirmişti bizi.

Dudakları dudaklarımı hiç olmadığı kadar sert öpüyordu ve ben ona yetişemiyordum. Alt dudağımı ağzının içine çekerek ısırdığında inleyerek tırnaklarımı koluna geçirdim. Dili de ağzımın içine karıştığında değmedik tek bir nokta bırakmamıştı. Dudağımı çekiştirerek bıraktığında demir tadını almıştım.

İki elini de belime koyup sertçe sıktı. Üzerime doğru eğildiğinde ellerimi boynuna sardım. Belimdeki elleri tişörtümden içeriye sızarak karnımla buluştu. Ellerinin soğukluğu ile midem içine göçtü. Kalbim boğazımda atıyordu sanki.

Dudaklarımız ayrıldığında "jungkook" diye fısıldadım.

"Hımm"

Fakat ne diyeceğim hakkında bir fikrim yoktu bu yüzden boyundaki ellerinden destek alarak kendi boynuma doğru çekmiştim onu. O da beklemeden ıslak öpücüklerini sıralamaya başladı. Hareketleri o kadar sertti ki inlememi engelliyemiyordum ve sanki o bundan daha da hırslanıyordu.

Bu kadar sert olmasının sebebi iz bırakmak istemesiydi. Bedenimde onun izlerini taşımamdan hoşlandığını biliyordum

Boynumu ısırması ile yüksek sesle inlediğimde ellerini aşağıya indirip kalçalarımı sıktı.

just friend? | tkWhere stories live. Discover now