20.🌌

44.1K 2.3K 246
                                    

300 bin olmuşuz 🥳🥳😽

Birazcık geç attım ama kusura bakmayın.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum hepinize iyi okumlar💙

Oturduğum yerde geçen vakit ve vücudumu sarmaya başlayan telaş ile daha fazla oturmayıp cama doğru ilerledim.Sait'in geliyorum demesinin üstünden nerdeyse 20 dakika geçmişti ve hâlâ gelmemişti.Evimizin arasında toplasan 5 dakika bile yoktu mesajlarıma cevap vermemeside içime düşen telaşı alevlendiriyordu.

Boş sokakta yankılanan şiddetle yağan yağmurun sesi ve ardıdan gelen gök gürlemesiyle camı kapatıp önünden uzaklaştım. Daha fazla beklemeyip yatmaya doğru ilerlerken evin içinde yankılanan zil sesiyle hızlıca kapıya doğru ilerledim.

"Kimsin."

"Yavrum bu saatte benden başka kim gelecek." kapının arkasından gelen ses ile hızlıca kapıyı açtım.Karşımda sırılsıklam olmuş bir şekilde duran Sait'e baka kalmıştım 5 dakikalık yolda bu kadar ıslanması imkansızdı.

"Ne kadar çok ıslanmışsın." diye fısıldadım ister istemez oluşan utanma duyguma lanet okuyordum.

"Dur yavrum geçeyim bir." dedi

Daha fazla kapıda kalmaması için yana doğru kayıp yol verdim.Hızlı adımlarla içeriye doğru geçen Sait'in arkasından ilerlemeyip yan odadan havlu aldım. Evimde ona olabilecek  kıyafet yoktu en azından üstünü kurulaması daha az üşümesine yardımcı olurdu.Yanına gitmeden mutfaktan kaloriferide açıp salona doğru ilerledim.

Oturmak yerine ayakta dikilen adama ne oldu dercesine kafamı salladım.

"Ne."

"Niye oturmuyorsun?"

"Koltuğun ıslanmasın." dedi bu düşünceli hali dudaklarımın yana doğru kıvrılmasına sebep olmuştu.

"Otur lütfen sorun değil kurur." dedim yüzüme emin misin der gibi bakan Sait'e hızlıca kafamı sallayıp koltuğa oturdum benim oturduğumu görüp o da çaprazımda duran tekli koltuğa oturdu.

"Hiç gerek yoktu gelmene uyurdum birazdan." diye konuştum kısık sesle.

"Uyuyamayacağını biliyorum hem güzel yüzünü gördüm." dedi bu kadar açık bir şekilde konuşması ister istemez karşısında çekinmemi sağlıyordu.

"Böyle konuşma."

"Neden?" sesine yansıyan merak ile konuştu.

"Alışık değilim."

"Nasıl alışık değilsin" diye sordu şaşkınlıkla.

"Yıllardır sana bunları söylüyordum zaten."

"O zaman bilmiyordum."

"Neyi." benimle oyun oynar gibi sorduğu sorularla oturduğum koltuğa iyice gömüldüm.

"Sevdiğini." kısık bir sesle konuştum o kadar kısıktıki sesim duyduğundan bile emin değilim.

"Bak sana ne aldım." dedi evin içinde dolandırdığım bakışlarımı yavaşça ona doğru çevirdim.Islanmış montundan çıkardığı çikolatayı bana doğru uzattı.

"Bulmak biraz zordu ama olsun."

"Lütfen bunu aradığını söyleme."

"İyi söylemem."

"Bunun için mi ıslandın?"

"Bakkalı kapatmış ibne normalde olsa hep açık olur bende aşağı bakkala gittim."diye sinirle konuştu.

"Teşekkür ederim."

"Etme."

Elimde tutuğum havluyu o an fark edince oturduğum yerden hışımla kalktım.

"Ay ben bunu unuttum." diyip aceleyle Sait'in önüne doğru gidip elimdeki havluyu omuzlarına sardım.Acele ile yaptığım işten dolayı dibine girdiğim adamdan bir adım uzaklaşmıştımki belimin yanına koyulan eller beni geri kendine doğru çekti. Bakışlarım tam dibimde koltukta oturan adama çevirdim. Kadrajıma giren kahverengi gözlerinin içi parlıyordu resmen.

"Açılay."

"Hı."

"Öpeyim mi?"

"Ney." diye şaşkınlıkla sordum.

"Yanağından yani." dedi

Gözlerimin içine kedi gibi bakan adama hayır demek içimden gelmiyordu.Yavaşça kafamı evet anlamında salladım.Bu anı bekliyormuş gibi bir anda belimdeki ellerini çekmeden ayağı kalktı kalkmasıyla bedenlerimiz resmen yapışık hale gelmişti.

Kafasını yavaşça eğip dudaklarını şakağıma bastırdı. Anın verdiği heyecanla istemsizce gözlerimi kapattım.Dudaklarının baskısı bir saniyeliğine yok oldu fakat hemen ardından o baskıyı sağ gözümde hissettim. Yüzüme vuran ılık nefesi beni dahada heyecanlandırıyordu.

"Sait." içime kaçmış sesim ile fısıldadım

"Bu Sait senin her zerrene kurban olsun."

Yavaş hareketlerle sağ yanağıma doğru inip uzun bir süre dudaklarının baskısını orda hissettirdi. Belimde yer alan elleri sanki hiç dip dibe değilmişiz gibi biraz daha beni kendine doğru ittirdi.Üstünün ıslaklığını artık kendi vücudumda hissediyordum.

"Şimdi evime gideceğim ama neden şu an evimde gibi hissediyorum."

"Öyle mi hissediyorsun?" sorunu cevabını bilmeme rağmen sordum.

"Uzun zamandır öyle hissediyorum."  söylediği şeye cevap vermeyip yavaşça bedenime yapışık olan bedende uzaklaştım fakat belimdeki elleri sebebiyle bu 2-3 adımdan ileriye gitmedi.

Bakışlarımı ona doğru çevirip konuştum.
"Hasta olacaksın."

"Bu kısacası evimden git demek mi oluyor."

"Ne alaka Sait ya."

"Adım bir insanın ağzına bu kadar mı yakışır."

"Git artık." biraz daha gitmezse olduğum yere heyecandan bayılacaktım.

"Harbi kovuyorsun yani." dediği şeye gülüp kafa salladım.

"Gideyim o zaman." diyip belimdeki ellerini çekti arından omzuna koyduğum havluyu alıp koltuğun üstüne doğru bıraktı.

"Kulaklık masanın üstüne." gözleriyle koltuğun yanında kalan masayı işaret edip kapıya doğru ilerlemeye başladı.

"Çok teşekkür ederim geldiğin için."

"Ne olursa olsun her zaman gelirim bunu unutma olur mu?"

"Unutmam."

"İyi edersin." diyip kapıyı açtı o an aklıma gelen yağmur ile hızlıca kapının yanında duran dolaptan şemsiye alıp ona uzattım.

"Daha fazla ıslanma." dedim.

Ağır ağır kafasını sallayıp ayakkabılarını giymeye başladı.Kapıya yaslanmış ona doğru bakarken bir anda vücudunu bana doğru yakınlaştırıp son kez şakağımdan öpüp uzaklaştı.

"Kapını kitle uyu."

"İyi geceler dikkatli git."

"Kapını kapat hadi içeri git."

"Sen git kapatacağım." öyle olsun der gibi kafasını sallayıp asansöre doğru ilerledi .Bedeni kadrajımdan çıkınca bende kapıyı kapatıp kitledim.

Sait: Evdeyim

Açılay: İyi geceler

Sait: Sanada yavrum

Çikolata?/Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin