☆.𓋼𓍊 17 𓍊𓋼𓍊.☆

Magsimula sa umpisa
                                    

Rok-Hee, "Muhatabım siz değilsiniz." bana baktı, "Seungmin?"

Diğerlerinin de bakışları beni bulduğunda zorlukla yutkundum. Daha önce bu kadar ilgi gördüğüm bir an olmamıştı, çok baskı vericiymiş.

"Kabul edersem TecDesingner'ı rahat bırakacak mısın gerçekten?"

"Elbette bırakacağım! Yüzsüz gibi peşinden koşamam, sadece reddettiğini senin ağzından duymak istiyorum. Bir gün Seungmin... Bir gününü Rok-Hee Teknoloji'de geçir ve kararını öyle ver. Fikrini değiştireceğine eminim."

Alayla gülerek bir adım öne geldim, "Ceoluk da teklif etsen, TecDesingner'ı bırakmayacağım. Sırf bizi zora sokma diye kabul ediyorum ama bil ki orada gördüğüm hiçbir şey fikrimi değiştiremez."

Şımarıkça güldü, "Bunu göreceğiz. O halde yarın görüşürüz!"

Arkasını dönüp pahalı arabasına ilerledi ve dakikalar içinde gözden kayboldu. Anna Hanım sinirle şirkete ilerlediğinde hep birlikte peşinden gittik.

Odasına girip kapıyı çarptığında durup diğerlerine döndüm, "Siz girmeyin isterseniz, patlayacaksa en azından sadece birimize patlasın." tereddüt etseler de mecburen durdular, ben de odaya girdim. Anna Hanım bir o yana bir bu yana gidiyordu.

Bir eli alnında, bir eli belinde ve şimdiye kadarki en kızgın haliydi.

"Kendini ne zannediyor anlamıyorum! Beni ne hakla tehdit eder?!"

"Anna Hanım sakin olun lütfen-"

"Suratının ortasına bi' tane çakmalıydım!"

Derin bir iç çekerek bana döndü, yanıma yaklaştı, "Ya gerçekten fikrin değişirse? Neden kabul ettin ki?!"

"Ne? Anna Hanım siz ciddi misiniz? Beni tanımıyor musunuz?" ses tonumun yükselmesine engel olamamıştım ve bu umurumda değildi. Gerçekten fikrimin değişeceğini düşündüğüne inanamıyorum.

"Ben sizi korumak için kabul ettim o teklifi! Nasıl aksi bir duruma ihtimal verebilirsiniz?"

Odadan çıkmaya yeltendiğimde kolumdan tutup durdurdu, "Bekle! Bekle... Üzgünüm. Fikrinin değişmeyeceğini biliyorum tabii ki. Sadece... Ne bileyim korkuyorum işte! Aslında oraya gidip o kızla yan yana gelmeni bile istemiyorum. Oradaki hiçbir çalışanla yan yana gelmeni istemiyorum şu an!"

Bir nefes aldım ve tamamen ona döndüm, "Korkacak bir şey yok, oraya sadece reddettiğimi söylemek için gideceğim. Mesai saati bitene kadar kalmam bile."

Omuz silkti, "Yine de seni oraya göndermek içime sinmiyor."

Gülümsememek için kendimi zor tuttum ama ne kadar başarılı olduğum tartışılır. Çok sevimliydi. Duyan da kurtların arasına kuzu gönderiyor sanardı.

Kolumu tutan elini, iki elim arasına aldım. O kadar güzel bakıyor ki, içimdeki heyecan kendini kalp çarpıntısı ile belli ediyordu.

"Söz veriyorum, ondan da Rok-Hee Teknoloji'den de kurtulacağız. Tıpkı JBroz'dan kurtulduğumuz gibi; Daesun Denizcilik meselesini hallettiğimiz gibi, Park Doohan'ı kurtardığımız gibi... Bunun da üstesinden geleceğiz. Biz birlikte çok şey atlatmadık mı Anna? Bunu da sorunsuz atlatacağız."

Gözleri parlarken avuçlarım arasındaki elinin ısındığını hissedebiliyordum.

Kafasını salladı, "Haklısın." derin bir nefes aldı, "Herhangi bir sorun olursa beni ara, tamam mı? O çatlak kızdan da olabildiğince uzak kal."

Sesli güldüm ve elini bırakıp onu kollarımın arasına aldım, "Tamam tamam." o da kolları belime sardığında bu aramızdaki şeyin ismi olmadan bile ilerlediğini anlamıştım. Beni kıskanıyor, benim için endişe ediyordu. Bense ona rahatça sarılabiliyordum. Ne o, ne de ben herhangi bir rahatsızlık duymuyorduk.

Next Step | Kim SeungminTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon