★
taehyung:
yoongi hyung
sana ona bir şey söylememeni söylemiştim
neden o haldeyoongi:
sen
nereden biliyorsuntaehyung:
sizi jiminle konuşurken duydumyoongi:
taehyung üzgünüm ama
doğru olan buydutaehyung:
demek jungkook ona olan bakışlarımın farkında
ve rahatsız oluyoryoongi:
demek oraları da duydun|
of|taehyung:
sanırım haklı
ona bakmamalıyım
sonuçta
sevgilisi varyoongi:
taehyung
sana başka birini ayarlasak yataehyung:
hyung
bunu kaç kere konuştuk
kalp bu
hemen vazgeçilmiyoryoongi:
bunu bana mı söylüyorsun
jimin'i unutmak için ne kadar çabalayıp yapamadığımı hatırlamıyor musuntaehyung:
ama sen aşkının arkasında durdun
başkasına yönelmek istemedin
ve bak
şimdi yaklaşık bir senedir birliktesinizyoongi:
sevgilisi var taehyungtaehyung:
biliyorum
o yüzden uzaktan sevmeye çalışıyorumyoongi:
yaklaşık iki senedirtaehyung:
alıştım artıkyoongi:
kendine yazık ediyorsun
umarım her şey yoluna girer taetaehyung:
umarım hyung
başta kızdığım için üzgünüm
lisa'nın bana boşu boşuna sinirlenmesine karşı çıkmam gerekirdi
beni koruduğunu biliyorum
teşekkür ederimyoongi:
her zaman arkandayız☆
"Bugün bizde mi toplansak ya? İçeriz film falan izleriz ha?"
Seokjin hyungla elimizdeki kuru kantin tostlarını kemirirken bir yandan da plan yapmaya çalışıyorduk. Uzun zamandır bizimkilerle toplanıp vakit geçirememiştik. Bu nedenle herkesin müsaitlik durumuna uyucak şekilde ayarlama yapmaya çalışıyorduk. Seokjin hyung heyecanla bir şeyler anlatmaya devam ederken karşımdan bize doğru gelen Lisa'ya kaydı gözlerim. Tam olarak bana bakıyordu. Yüzünde de hoş olmayan bir sırıtış vardı. Hiç onunla uğraşma havamda olmadığımdan gözlerimi herhangi bir yere kaçırdım. Tam yanımızdan geçip gidiyorlardı ki bana çarpar gibi yapıp yere düştü. Tam bir pislik.
"Tanrım önüne baksana! Senin yüzünden ayağımı burktum!"
Bir yandan sitemle bana bağırırken diğer yandan da ayağa kalkmış bilerekten üstüne döktüğü kahveyi eteğinden silmeye çalışıyordu. Yanımdaki Seokjin hyunga baktım. Suratı kıpkırmızı olmuştu ve elleri yumruk şeklindeydi. Önceki olayda da çok sinirlenmişti fakat artık patlamak üzere bir yanardağ gibi gözüküyordu. Hemen bir şey yapmazsam Lisa'ya saç baş girecekti.
"Önüne baksaydın. Kendin bana çarptın. Drama queenlik yapmayı kes."
Oldukça sert çıkartmaya çalıştığım sesimle Lisa'nın suratı deliye döndü. Benden böylesine sert bir karşılık beklemiyordu. Gittikçe daha da seyirmeye başlayan gözleri beni germişti. Tek istediğim bana bulaşmamasıydı. Ona elimi bile sürmüyordum ama sanırım o benimle uğraşmaktan zevk alıyordu.
"Senin dilin fazla uzamış sarı çiyan. Kopartmasını bilirim."
Dediği her bir kelimeyle bana daha yaklaşırken dik pozisyonumu bozmamaya çalıştım. Bu cesaretime daha da sinir olmuş olacak ki suratıma vurmak üzere elini kaldırdı. Bense güçlü durmaya çalışmaktan yorulup gözlerimi kısıp hamlesini beklemiştim. Ancak beklediğim tokat gelmemişti. Yavaştan açtığım gözlerle gördüğüm tek şey geniş ve yapılı bir sırt olmuştu. Elimden tutup beni ileriye çekiştiren Seokjin hyungla kafamı arkaya çevirip beni kurtaranın kim olduğuna bakmıştım. Gördüğüm manzara beni fazlasıyla şaşırtmıştı. Hala Lisa'nın havadaki elini tutan Jungkook sürüklenen benim üzerimde gezdiriyordu gözlerini...
★
bu ficdeki lisa <<<<<<<