Kendime içimden sürekli hakaretler ederek çalışmaya koyuldum. Hyuka'nın peşinden gidiyor, beni yönlendirmesiyle masalara bakıyor ve işimi güzelce yapmaya çalışıyordum. Saat ilerledikçe masalar daha çok doluyordu.

Bir yandan da öksürüğümü gizlemeye çalışıyordum. İnsanların hasta bir çalışan görmesi iyi olmazdı. Hem kafenin itibarı için hem de hijyen için bu yüzden öksürüğümü tutuyor ve bir şey olmuş gibi mutfağa kaçıyordum. Burnumu bile çekmemeye çalışıyordum.

"Yeonjun, masa on dört."

Diğer garsonun sesiyle masaya döndüm. Arkası dönük çiftin masaya oturmasını beklerken gözüm kapıdan içeri girenlerdeydi. On dördüncü masanın müşterileri üzerindekileri çıkarıp oturduklarında fark ettim.

Soobin ve o kız tekrardan bu gece burada randevuya çıkmışlardı.

"Yeonjun, siparişi almaya git." Arkamdaki çalışanın sürekli bana seslenmesiyle dikkatim dağıldı. "Üzgünüm," Ona döndüm. "Ben bakamam."

Kaşlarını çatarak bakmaya başladı bana. "Ne demek bakamazsın? Git bak işte! Sinirlenirlerse işler karışır."

O sırada gözüm etrafta dolaşan Hyuka'yı aradı. Göremedim. İki dakika önce her yerde gezinen Hyuka şu an ortada yoktu. "Hadi, git!" Çalışan çocukla bakıştık. Beni omzumdan öne doğru ittirdi. Birkaç adım ilerledim. Bacaklarım titriyordu. Avuç içlerim hızlı hızlı terliyor ve nefesim daralıyordu.

Masaların arasından geçerek, karanlık ışıkların verdiği güvenle, tanınmamaya çalışarak yanlarına gittim. Yüzümü yere eğmiş, ikisine birden bakmazken tek gördüğüm masadaki elleriydi.

Soobin kızın elini tutuyordu. Midem bulandı. Onu böyle görmek istemiyordum. Beni hemen unutması zoruma gidiyordu. Hiçbir değerim yoktu. Tek istediği bedenimdi. Belki de bu kızdan da aynısını istiyordu.
Masadaki alfa kokusu gittikçe arttı. Kız birkaç kelime ediyor ama Soobin konuşmuyordu bile. Beni tanımamasını umarak beklemeye devam ettim.

"Henüz karar vermedik. Birkaç dakika içinde tekrar gelir misiniz?" Kızın kibarca teklifine karşı kafamı sallayıp arkamı döndüğüm gibi oradan ayrıldım. Kasaya doğru ilerlerken çalışan çocuk bana bakıyordu. "Niye aptal gibi davranıyorsun?"

Sinirle yüzüne baktım. "Çünkü hastayım!" Sesim biraz yüksek çıktığı için kendime kızdım. O burada benden daha uzun süredir çalışıyordu. Ona saygısızlık edemezdim. Kafamı hafifçe onların olduğu tarafa çevirip bakarken "Üzgünüm." diye fısıldadım.

Soobin beni tanımamıştı bile. Tüm ilgisi, odağı o kızdaydı. İstemiyordum da zaten. Beni tanıması gerekmezdi. Benden uzak kalmasını isteyen bendim. O da bunu yapandı. Hepsi buydu.

Birden öksürük tuttu. Engelleyemedim. Herkesin içinde ciğerlerim çıkacakmış gibi öksürürken gözlerim tuvaleti aradı. Kendimi sesimi kesmeye çalışırken tuvalette buldum.
Yüzüm kıpkırmızıydı. Öksürüğüm durmak bilmiyordu. Ellerimi dizlerime yaslayıp öne doğru eğilerek öksürmeye devam ettim. Kalbim sıkışır gibi olduğu her an korkudan durmaya çalıştım.

Ellerim, ayaklarım hatta bütün vücudum tir tir titrerken dizlerimin bağı çözüldü ve yere kapaklandım. Ellerim sertçe zemine çarparken kapının açılma sesini duydum. Birisi içeriye girdi.

"Yeonjun, su iç. Gel." Bu Hyuka'ydı. Yanıma gelip bana bir şişe su uzattı ve içmemi bekledi. Verdiği suyu kafama diktim. Öksürüğüm daha da azalırken boğazımdaki kaşıntı neredeyse gitmişti.
Hyuka bana yardımcı olup tuvaletten çıkmamı sağladı. Biraz daha iyi olup kendime geldiğimde onun arkasından bende tuvaletten çıktım.

Gözüm onların masasına kaydı. Siparişlerini vermiş, yemek yiyorlardı. Soobin'in yüzünde gördüğüm gülümseme ciğerlerimde istemsiz bir öksürük yarattı ve kalbimdeki o tatsız acıyı karnımda hissettim. Midem bulandı.
Yapacak hiçbir şeyim yoktu. Son noktayı koyan bendim. Bunu bitiren bendim. Onu o kızla görmeyi kabul eden bendim. O gün her şeyi bitirirken gözümün önünde Soobin'in birisini öpmesini bile kabul etmiştim aslında. Fakat kabullenemiyordum. Beni bırakmış olmasını, benden bu kadar çabuk vazgeçmiş olmasına katlanamıyordum.

Birkaç saat sonra Soobin hesabı ödedi ve kalktılar.
Beni görmedi. Onların masasına bir daha hiç gitmedim. Onunla yüzyüze gelmedim.

Bundan sonra da olacak olan buydu. Böyle olması gerekirdi. O ve ben, artık ayrı hayatlardaydık.

-

merhaba

ben valjie.

bu kitapta size webtoon havası vermek istiyorum aslında böyle okuduğunuz yerleri paneller halinde hayal ederek ilerleyebilirsiniz, benim çok hoşuma gidiyor.

okuduğunuz için teşekkür ederrimm bebekleriim 😙😙

benim gençliğim- yeonbin (omegaverse)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin