☆.𓋼𓍊 16 𓍊𓋼𓍊.☆

En başından başla
                                    

"Hm, bir avukat tuttum onun için. Tüm mal varlığını kanser hastası çocuklara bağışladığına dair bir vasiyet yazdı ve ülkenin en iyi huzurevine nakledildi. Dün de ziyaret edip güvende olup olmadığını kontrol ettim. Orada ona çok iyi bakıyorlar."

Gülümsedim, "Çok iyi düşünmüşsünüz. Ama ya oğlu iken torunları orayı bulurlarsa?"

"Kadın şikayette bulundu, daha doğrusu avukat yardımcı oldu; artık torunlarıyla da oğluyla da yüz yüze gelmek zorunda değil, uzaklaştırma emri çıkarılacak."

"Sanırım o gün yanlış eve gitmemiz bir kaderdi. Yoksa kadın o berbat ailesinden kurtulamazdı."

Beni onayladı, "Haklısın. Ah bu arada, kadın benden özür diledi ve sana da özürlerini iletmemi istedi. Ayrıca senin gibi bir torunu olsaydı daha iyi olacağını söyledi. Onu sakinleştirmek için söylediğin şeyleri hatırlamış olmalı."

Kadının iyi olduğunu duymak bana yetmişti, her şeyin farkında olması da güzeldi. Anneannem ve babaannem, ikisi de yaşıyordu ama Park Dooha'ya seve seve torunluk yapabilirdim. Neyse ki şimdi gayet iyi bir yerdeydi.

"Onun için mutluyum. Ve yaralanmanıza rağmen onun için yaptıklarınız... Sizinle gurur duyuyorum."

Gülümsedi, "Sanırım Park Dooha'ya bir teşekkür borçluyum."

"Neden?"

"Benim için korkunca nasıl panik yaptığını görmemi sağladı. 'Anna Anna!' diye bağırırken aklını kaçırmış gibiydin." gülerek konuştuğunda yeniden yanaklarım ısındı utançtan, "T-tabii ki korktum! Bıçakla yaralandın sonuçta!" off Seungmin... "yaralandınız yani..."

Tekrar gülmüş ve kağıtları elime tutuşturmuştu. "Hadi hadi, şunları al da son bir tekrar yap. Ya da ezbere değil de doğaçlama git, ama ne olursa olsun başarılı bir sunum bekliyorum senden."

Kafamı salladım, "Peki..."

Son kez güldükten sonra odadan çıktı. Ben de ofise doğru yöneldim. Toplantıya yazılım ekibi olarak hep birlikte katılacaktık, bu iyiydi; Chan, Changbin ve Hyunjin hyungun orada olmaları beni rahatlatırdı. Asistanlar olarak Azul ile Aryeol de katılacaklardı. Eğer bakanlık üyeleri ile göz göze gelince stresim arşa kalkmazsa gayet iyi bir sunum yapabilecektim.

Kağıtları tekrar dosyalara yerleştirdikten sonra sunum için gerekli diğer eşyalarımı aldım ve Hyunjin hyung ile birlikte toplantı odasının yolunu tuttuk. Chan ve Changbin hyung bizden önce gitmişlerdi. Anna Hanım ile Jungkook hyung gelmeden önce onlarla kısa bir tekrar yapmak istedim.

Chan hyung bana kendi sunum tecrübelerinden verdi; "Konuşurken ne çok hızlı ne de çok yavaş olmayacaksın. Yani tane tane anlatırken kelimeleri de yutma."

Changbin hyung parmak şıklattı, "Bir kelimeyi iki kere söylemeye gerek duymayacak kadar akıcı konuşmalısın yani."

Kafamı salladım, "Anladım. Umarım yapabilirim." diye iç çektiğimde Hyunjin hyung omzumu sıktı, "Yaparsın yaparsın. Ha tabii sunum esnasında gözlerin Anna Hanım'a kayar da birden kendini şaşırırsın falan, onu bilemem."

Chan ile Changbin hyung kahkaha atarken ben göz devirip kendimi geri çektim, "İşiniz gücünüz makara."

Jungkook hyung ve Anna Hanım ile birlikte Turizm bakanı ve yanında birkaç personel daha toplantı odasından içeri girince hepimiz kendimizi toparlayıp ayağa kalktık. Onlarla el sıkışırken gerginliğimi gizlemeye özen gösterdim.

Bu sunumun altından kalkayım, stresle başa çıkma dersleri alacağım!

𓍊𓋼𓍊

İmzaları attıktan sonra prosedür gereği birkaç bir şey daha yapılmış ve sonunda el sıkışıp onları uğurlamıştık. Jungkook hyung onlara kapıya kadar eşlik ederken biz asansörden sonra geri döndük.

Next Step | Kim SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin