31-Gece'nin Karanlığı

Start from the beginning
                                    

Serhat bana dört kere yenildikten sonra bir daha beni görmek istemediği için kaçmıştı. Dışarda onu gördüğümde dalga geçmeyeyim diye hemen kayboluyordu sanki nereye kaçabilirdi! Eve dönünce Serhat'la uğraşacaktım.

Yola çıkmıştım, radyodan hafif hafif şarkı sesi geliyordu. Camları açmış rüzgarın esmesini hissediyordum.

Yolum yarım saat kadar uzundu. Keyifliydim uzun zaman sonra.

Sağ elimin parmakları direksiyonun üzerinde ritim tutuyordu. Sol elim ise camdan çıkmış rüzgarla oyun oynuyordu. Yüzüme vuran rüzgar saçlarımı dans ettiriyordu.

Gelmiştim camları ve kontağı kapattım. Çantamı yan koltuktan alıp indim arabadan.

Dağın tepesinde kimsenin çok gelip geçmediği bir kebapçıya gelmiştim.

"Hoş geldin Nare kızım" dedi Hayri usta.

"Hoş buldum" dedim ona gülümseyerek bakarken.

"Senin ihtiyar arka bahçede" dedi başıyla arkayı gösterirken.

"Azar seansım başlıyor hazır mısın?" diye sordum.

"Getirmemişsin yanında gelmeseydin sen de" dedi Hayri usta ihtiyarı taklit ederken.

"Kendimi de unutsaydım" dedim gülerek.

"Hadi ihtiyarı bekletme" dedi. Benim de adımlarım ilerledi. Bahçeye açılan kapıdan çıktım. İhtiyar en güzel manzaraya kendine masa attırmıştı.

"İhtiyar" dedim ona bakarken.

"Deli kız" dedi yüzünü bana dönmeden. Yanındaki boş sandalyeye oturdum.

"Hani" dedi yüzünü bana dönmeden etrafımda gezdirirken. Ellerimi açıp omuzlarımı kaldırdım ve dudaklarımı büktüm. "Sen de gelmeseydin!" dedi sinirli sinirli. Kahkaha attım.

"Nasılsın?" diye sordum.

"İyiyim deli kız sen nasılsın?" diye sordu yüzünü manzaradan çok çekmeden.

"İyiyim" dedim bende manzaraya dönerken.

"İyi misin gerçekten?" diye sordu, masada duran çayından bir yudum aldı.

"İyiyim be ihtiyar, iyi olmak zorundayım" dedim bende.

Bir şey söylemedi ama yüzünü bana döndü. Ben de ona baktım.

"Sormayacak mısın?" diye sordu.

"Neyi?" diye sordum bende ona. Gözlerimin içine baktı. "İhtiyar" dedim bağırmamıştım ama sesim sert çıkmıştı.

"Kebap yiyelim haydi" dedi önüne dönerken.

"Hayri usta" diye bağırdım.

"Geliyor çatlak kız" diye bağırdı o da bana.

"Biri çatlak der biri deli der âh ihtiyarlar" diye söylendim kendi kendime gülerken.

"Sus kız çatlak" dedi ihtiyar gülerek.

"Beni çok seviyorsun ihtiyar" dedim önüme dönerken.

"Sen de beni çok seviyorsun deli kız" dedi gülümserken.

Hayri usta kebapları getirmişti.

"Bu deli kız sana ihtiyar dedi" diyerek beni Hayri ustaya şikayet etti ihtiyar.

"Kız çatlak! Sen bana ihtiyar mı dedin?" diye sordu daha benim kebabımı vermemişti. Elindeki kebabı geri çekti.

"Şaka yaptım şaka" dedim gülmemek için kendimi çok zor tutuyordum.

TUTSAKWhere stories live. Discover now