TUTSAK

14- Gitmek

Helloo eğlenceli bir bölümle sizlerleyiz👉🏻👈🏻

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın🥳

İyi okumalar bebeklerim💜

Şarkı; Yüksek Sadakat - Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer

🕊
Uyumak istiyordum.

Uyandığım yer bu sefer Çakıroğlu'nun odası değil, misafir odasıydı. Gözlerim kapanırken nolduğu en son ne gördüğümü hatırladım. Herkes iyi miydi hiç sanmıyorum. Ayağa kalkmaya çalıştım. Hiç halim yoktu. Fiziksel bir yara var mı diye baktım ama görmüyordum. Odanın içindeki banyoya yürüdüm. Aynaya baktım. Saçım başım dağılmış, kaşımın üzerinde küçük bir yara bandı vardı. Düştüğümde olmuş olabilirdi. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Elimi yüzümü yıkadım. İyiydim. Kapıdan çıktım. Koruma vardı.

"Noluyor" dedim. Kapının önünde napıyordu?

"Nare Hanım, sıkı güvenlik önlemi için"

"Çakıroğlu nerede?" cevap vermedi. "Size diyorum Beyfendi, Çakıroğlu nerede?" Başını önüne eğdi. Onu orada bırakıp, yukarı çıktım.

Merdivenleri çıktıktan sonra Çakıroğlu'nun yatak odasının önündeki korumaları gördüm. Kapının önüne geldim. Anlamsız anlamsız bakıyordum.

"Nare Hanım sizi içeri alamayız"

"Neden"

"Alptekin Çakıroğlu'nun emri"

Sessizce döndüm, aşağı inmeye başladım. Salona gittim. Mustafa'yı arıyordum daha doğrusu. Yoktu. Bahçeye çıktım salondan. Bahçedeki hasarla gözgöze geldim. Etrafa baktım. Yemyeşil, çiçeklerle dolu bahçe yerini kocaman bir enkaza bırakmıştı.

Çoğu hasar garajın oradaydı. İleriye adımladım. Mustafa korumalarla konuşsa o da yaralıydı. Kolu sarılmıştı. Yüzünü bana döndüğünde yüzünde de sıyrıklar olduğunu gördüm. Neden ayaktaydı ve bu karmaşanın içinde Çakıroğlu neredeydi?

"Uyanmışsın, iyi misin"

"İyiyim sen iyi misin?"

"İyiyim"

"Çakıroğlu nerede?"

"Dinleniyor" bir şey dönüyordu burada ve benden saklanmaya çalışılıyordu.

"Can kaybı var mı?"

"Var, 4 kişi" derin bir nefes aldım "Yavuz'un adamıymış"

"Üzgünüm"

"Bende"

"Hasar çok mu?" başımla garajı gösteriyordum.

"Bende onu diyecektim, senin arabayla Alptekin'inki yanyana olduğu için onunki patlayınca seninki ağır hasar aldı. Perte çıkmışta diyebiliriz"

"Önemli değil, hepimizde ölebilirdik. Ölenlerde var zaten. Bir arabanın lafımı olur?"

"Eyvallah" ya huyundan ya suyundan.
Mustafa'nın yanından ayrılıp mutfağa geldim bahçeden. Kader teyze içli içli ağlıyordu.

"İyi misin Kader teyze"

"İyiyim kızım asıl sen iyi misin"

"İyiyim ben" gözlerini sildi "Sen niye içli içli ağlıyordun?"

"Üzüldüm kızım, ölenler, buradaki çocuklar hep benim yavrularım gibi"

"Üzgünüm, başınız sağolsun"