Avengers:Özgürlük Savaşı

İşler Çığırından Çıkmaya Başladı

Hex

-Wanda, bana gördüklerimi nasıl açıklayacaksın?

-Vis, sana oraya gitmememeni söyledim!

-Sen gerçekten bir cadısın Wanda!

-Sadece ailemizi korumak istiyorum!

-Bu korumak mı sence? Binlerce insanın hayatını çaldığının farkında değil misin? Zaten bizimleyken böyle bir şey yapmanın ne anlamı var anlamıyorum. Wanda, neden öyle bakıyorsun?

-Çünkü kızgınım Vision!

-Yoksa, her şey bir yalandan mı ibaret? Wanda bana cevap ver!

-Sana sadece ailemi korumak istediğimi söyledim bu kadar!

Bu sırada evin duvar kâğıdı kendiliğinden değişmeye başlamıştı:
-Wanda, bu ne?!

((NOT: burada duvar kağıdının değişmesi Wanda'nın büyüsünün ortaya çıkması. Wandavision dizisinde de eşyalar değişiyordu ve eşyaların değiştiği zaman her şeyin anlaşıldığı ve çığırından çıktığı zamandı))

Wanda sadece Vision'a bakıyordu. Sonra birden kayboldu.
.
.

Hex'in dışı

-Hey Buck, neyin var böyle?

Steve elini dostunun omzuna koyarak ona bakıyordu.

-Yorucu bir gündü. Daha önce bir cadı ile karşılaşmadım. Normal olarak.

-Buck, seni tanıyorum. Başka bir şey var. Bana anlatabilirsin.

Bu sırada içeri Yelena girdi:
-Hala benden nefret mi ediyors- Üzgünüm Steve seni görmemiştim. Ben gideyim.

-Hayır, gel lütfen. Ben de Buck'ın bana söylemediği sorununu çözmeye çalışıyordum. Kavga falan mı ettiniz? Henüz yeni tanıştınız kavga edecek ne buldunuz?

Yelena'nın gözleri dolmuştu:
- Lütfen bana öyle bakma Soldier. Arkadaş olabiliriz ama lütfen beni yok sayma.

-Bana o şekilde hitap etme.

-Aslında, gerçekten de sen benim tanıdığım kişi değilsin. Bir kaç gün önce dediklerimi dinleyen kişi de aynı değildi. Dediğim şeyleri unut. Sen o sen değilsin. İyi geceler Bucky.

-Derdini şimdi anladım Buck. Yeni tanışmadınız mı siz? Ne ara birbirinizi sevdiniz ki?

-Sorun da bu Steve. Yelena'yı tanımıyorum. Ama aslında önceden tanışmışız. Ona inanıyorum ama... Ona karşı bir şey hissetmiyorum.

-Bana olayı anlatır mısın dostum?
Bucky Yelena'nın anlattığı her şeyi anlattı.

-Bir şey diyemiyorum dostum. Bilmiyorum. Ben olsaydım hislerime göre hareket ederdim. Mantığıma göre değil. En son mantığıma göre hareket ettiğimde Nat ile yıllarca uzak kalmıştık. Sonra da... Biliyorsun. O yüzden gerçekten hislerini dinle.

-Teşekkür ederim Steve. Biraz yorgunum daha sonra konuşsak olur mu?

-Tabii. İyi geceler Buck:)
.
.
.
-Nat, hala uyumadın mı?
-Hayır.
-Ben de korkuyorum.
-Dedikleri...
-Çok korkunçtu.
-Wanda bunu yapamaz ama Scarlet Witch... Ondan her şeyi beklerim.
-Nat seni bir daha kaybedemem.
-Ben de seni.
-Sence ne olacak?
-Bilmiyorum. Tek bildiğim birbirimizden ayrılmamamız gerektiği.
-Seni seviyorum.
-Ben de seni.

(shopu sorgulamayın :D)

Bütün üste alarm sesi yankılanıyordu. Örümcek hisleri ile alarmı önceden fark etmiş Peter tehlikenin çoktan farkındaydı.

-Hey, millet! Kırmızı alarm! Scarlet Witch! Herkes giyinsin! Scarlet Witch burada!
.
.
-Nat, şarjörler.
-Tanrım, uyku sersemi bir halde her şeyi unutuyorum.
-Çatışma boyunca birbirimizin yanından ayrılmıyoruz Nat. Söz ver.
-Söz.
.
.
-Wong, Scarlet Witch... Geldi. Sana ihtiyacımız olabilir. Ama ilk önce Kamar-Taj'ı korumalısın. Daha öncesi gibi olmamalı.
.
.
-Clint, oklar!
-Nerede olduğunu bilmiyor musun Kate!?
-Sence müsait miyim şu an?
-Bu oklar Scarlet Witch'e ne kadar işe yarar bilmiyorum.
-Ne!? Yanılıyorsun. Bu oklar muhteşem Clint!
-Umarım yanılıyorumdur.
.
.
-Dostum, Buck hızlı ol!
-Kapa çeneni Sam!
-Yelena nerede!?
-Nereden bilebilirim!?
-Buradayım.
.
.
-Bruce, üssün güvenliğini artırdın mı?
-Evet. Thor nerede??
-Buradayım yeşil adam.
.
-Avengers, birlikte hareket etmemiz gerek ama bir kısım ayrı bir bölüm diğer kısım ayrı olmalı. Wanda'nın Hex'i büyütüp bizi de etkisi altına alabileceğini unutmayın. O yüzden öyle bir durumda bir grup Hex'deyken diğer grup dışarıda olmalı.
Nat, Bucky, Clint,Sam ve Yelena siz benimlesiniz. Diğerleri ise ayrı bir grup.
.
.
.
-Demek geldiniz. Size bir sonraki saldırıda ne yapacağımı söylemiştim. Kendinize yazık. Beni yenebileceğinizi düşünüyorsunuz. Ama benim ailem için her şeyi yapabileceğimi unutuyorsunuz.

-Wanda, sen bu değilsin! Çocuklarını büyüden yaptın. Onlar gerçek değil!

-Bunu diyen sensin Clint. Bir ailen var. Aile demişken, ailenin ne yaptığını biliyor musun? Çocuklarını merak etmiyor musun?

-Aileme bir şey yapamazsın Wanda! Sen kimseye bir şey yapamazsın! Sen cadı değilsin!

-Üzgünüm Clint! Belki henüz ailene bir şey yapmamışımdır ama Kate. O da senin kızın sayılır. Öyle değil mi? Sonuçta o bir yetim.

-Ben yetim değilim. Sadece annem hapiste.

-Ah unutmuşum. Kendi ellerinle kendini yetim bırakmıştın doğru ya.

-Wanda kızı rahat bırak!

Wanda ellerinden çıkan kırmızı büyüsü ile Kate'i havaya kaldırmıştı.

-Wanda! Bir savaş daha mı istiyorsun?

Wanda Doctor Strange'i görünce Kate'i bıraktı be Kate yere çakıldı:
-Aah. Biraz nazik olabilirdin!

-Strange! Demek buradasın! Beni gerçekten durdurabileceğini sanıyor musun? Neyle durduracaksın? Benim koca bir ordum var. Sizin ise ilaçlarla şişirilmiş insanlar, aptal yeşil bilim adamı ve gücünü kullanmayı bile beceremeyen tanrı, iki okçu, bir casus bir de sen. Gerçekten de komiksini-

Wanda'nın ağzını örümcek ağı kapatmıştı. Etrafında ise Sam uçuyordu:

-Örümcek çocuk ve beni ne çabuk unuttun Wanda! Oysa İç Savaş'ta birlikte savaşmıştık. Tabii örümcek çocuk karşıdaydı ama...

Wanda ağlardan çabucak kurtulmuştu:

-Gereksiz şeyleri hatırlamıyorum. Şimdi önündem çekilin ve beni rahat bırakın!

Her yeri kırmızı bir ışık ve sessizlik kaplamıştı. Kendilerine geldiklerinde Wanda yoktu. 2 ihtimal vardı: Ya Hex'e geri dönmüştü ya da Kree'lerin zihnini bulandırmaya gitmişti.