☆.𓋼𓍊 15 𓍊𓋼𓍊.☆

Start from the beginning
                                    

"Anna Hanım? B-ben uyuyakalmışım."

Güldü, "Çok yorulmuş olmalısın. Ben de işlerimi bitirdim şimdi, hazırsan çıkalım diyecektim."

"Hazırım hazırım." sandalyenin başına astığım kot ceketimi giyerek masanın üzerindeki telefonumu aldım. Şirketten ayrıldık, otoparka inip arabaya bindikten sonra hala uykulu olduğum için gözlerimi ovaladım. Arabadaki klimalar beni iyice mayıştırırken ayılmak için kafamı iki yana salladım. Anna Hanım arabayı çalıştırdı, yola çıktık.

"Şuradaki kahveciden sert bir kahve alalım, senin ayılacağın yok."

"Niye böyle oldu ben de anlamadım, dün gece iyi uyumuştum aslında."

Kahveleri aldıktan sonra devam ettik. Acı olmasına rağmen birkaç yudum hızla içtim, uykumun açılması için bu asfalt gibi kahveyi bitirmekten başka şansım yoktu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Aryeol'un evine. Onunla bir de ben konuşmayı deneyeceğim, eğer hala affetmezse o zaman bahsettiğin sürpriz aşamasına geçeriz."

"Ama bu şekilde daha kötü olmaz mı? Felix'i affetmezken bir de sizi işin içine karıştırmamız hoşuna gitmeyebilir."

"Bundan Felix'in haberi yok, bu yüzden bir suçu da yok. Aryeol beni anlayacaktır."

Omuz silktim, "Siz öyle diyorsanız..."

Bir süre sessizliğin ardından yalandan öksürük ile boğazımı temizleyerek, "Ehm... Ben gittikten sonra aileniz ile herhangi bir sorun olmadı değil mi?"

Gülümsedi, "Hayır, olmadı. Niye, endişe mi ettin?"

Bakışlarımı kaçırdım, "Ettim tabii ki..." diye mırıldandım, "Canınızı sıkacak bir şeyler söylemişlerdir falan, merak ettim."

"İlgilendiğin için teşekkür ederim, ama bir sorun yok. Olsa da alıştım artık onların diretmelerine. İşimi ve hayatımı çok seviyormuşum gibi davranmak onlar için çok normal."

"Sevmediğiniz hiçbir şeye alışmak zorunda değilsiniz. Bulacağız... İlgi alanınızı bulacağız, o zaman sadece kendi istediğiniz hayatı yaşayacaksınız."

Tekrar tebessüm etti, "Bulalım bakalım."

Sonrasında fazla bir şey konuşmadan Aryeol'un yaşadığı siteye gelmiştik. Arabadan inince Anna Hanım'ı takip etmeye başladım. Blokların ortak yolunda ilerletip bir binanın önünde durduk ama Anna Hanım etrafa bakıyordu.

"Burası mıydı ki?"

"Bildiğinizi sanıyordum."

"Sadece bir kere gelmiştim, onda da içeri girmedim yani kapının önünde bekledim Aryeol'u. Hem bu evlerin hepsi birbirinin aynısı."

"E site çünkü Anna Hanım. Neyse, şansımızı deneyelim." zil isimlerine baktık, Park Dooha yazısını görünce Anna Hanım'a işaret ettim, "Aryeol'un soyadı Park değil mi? Belki budur. Babasının adını biliyor musunuz?"

"Bilmiyorum, ama bu zili çalmaktan başka şansımız yok gibi görünüyor."

Haklıydı, mecbur zili çaldım. Aryeol'un ailesinden biri değilse bile komşusuydu, tanıyordur muhakkak. Kapı açılınca binadan içeri girip merdivenleri çıktık, neyse ki birinci kattaydı. Sol tarafın kapısı açılmış ve yaşlı bir kadın karşılamıştı bizi. Hemen saygı selamı verdik.

"Merhaba efendim."

Gözlerini kısarak şüpheyle bakarken Aryeol'un annesi olamayacak kadar yaşlı olduğunu fark ettim, belki babaannesi falandır diye düşündüm ama kadın bir tuhaftı.

Next Step | Kim SeungminWhere stories live. Discover now