7

585 30 1
                                    

Defne kitap kolisini almak için eğildiğinde, Kenan ona yardım etmeyi teklif etti. Hafif bir şakayla, "Ben hallederim, sonuçta iyi bir fiziğe sahibim, görmüşsündür" dedi, hala Defne'yi utandırma peşindeydi. Defne ise bu jeste alışkın olup olmadığını sorgulayarak, "Bunu yapmaktan hoşlanıyorsun gibi gözüküyor, öyle mi?" diye muzip bir ses tonuyla sordu.

Kenan sadece gülümseyerek onayladı ve el işaretleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştı. Sonra koliyi kaldırmak için eğildiğinde, gerçekten ağır olduğunu fark etti. Hafif bir muziplikle, "Sanırım bir kitap kurduyla karşı karşıyayım gibi" diye Defne'ye seslendi.

Bu sırada Defne, çalışma masasını üzerine kolideki kitapları koymak için boşalttı ve Kenan'ın koliyi koyması için sandalyeyi çekti ve işaret etti. Kenan koliyi tutarken, Defne onun elini tuttu Kenan, bu sırada Kenan, Defne'nin saçlarının yüzüne düştüğünü fark etti ve bu manzaraya hayranlıkla baktı. Onun saçları, kahve- turuncu tonlarında, kısa ama bir o kadar da güzel ve yumuşaktı. Saçlarıda zambak kokuyordu, Kenan zambağı çok sevdiğini fark etti. Kendini tutamayarak, Defne'nin saçlarını nazikçe kulağının arkasına yerleştirdi.

Bu an, Kenan için bir sanat eserinden farksızdı; olağanüstü ve çizilemez bir güzellikteydi Defne. İkisinin arasında hafif bir sessizlik ve birbirlerine karşı oluşan bu nazik yakınlık, özel bir anın doğuşunu müjdeliyordu. Bu an, ikisinin arasındaki bağı güçlendirirken, içlerindeki duygusal karmaşayı da arttırıyordu.

Utanarak çekilen taraf yine Defne oldu. Kenan da hafif bir kıkırtı ile bunu karşıladı, Defne'nin tebessüm ettiğini hissedebiliyordu. Koliyi beraber açtılar bu sırada elleri birbirlerine değiyordu. Bu sırada Kenan Defne'nin sipariş ettiği Özdemir Asaf'ın 'Dokuza Kadar On' şiir kitabını gördü ve tatlı bir ilgiyle, "Kitap kurdumuzun en sevdiğin şairi kim?" diye sordu. Defne Özdemir Asaf diye cevap verdi, "Sen hangi şairi okursun?" dedi. Kenan'ın içinden "Senin güzelliğini hangi şair yazabilirse o" diye geçti, sonra bir ergen gibi düşündüğünü fark etti ve belki de aşık oluyordu. Tebessümle, "Çok şiir okumam ama Orhan Veli okumuştum" diye cevap verdi sonrasında yine aynı ilgiyle Özdemir Asaf'ın hangi şiirini seversin diye sordu. Defne düşündü düşünürken gözlerini pencerden görünen yeşil sahaya, kitaba veya zambağına odakladı. En sonunda gözleri Kenan'ın gözlerini buldu. "Çok var ama 'Onarmak Zordur' çok anlamlı geliyor" dedi ve ekledi, "Bir yürek üşümüş, kapamış kapılarını, onarmak zordur." Şiirden bir kısımdı bu.

Kenan gülümsedi bu şiir gibi kadına ne de çok yakışıyordu şiir okumak hep ona şiir okusun istedi ve hep bana şiir oku dedi dışından, acelesiz ama bir o kadarda acelesi vardı. Yanlış ilerliyor olabilirdi ama doğru da olabilirdi. İlk görüşte aşka inanmazdı fakat inanmadığı şeyleri hep yaşardı o.

Defne, Kenan'ın isteğini sıcak bir tebessümle karşıladı. "Anlaştık, sana hep şiir okurum ama bana bunu karşılığında ne vereceksin?" diye sordu, Kenan'a muzipçe baktı.

Kenan, bir an duraksadı ve içtenlikle söyledi, "Özümü verebilirim, içimdeki duyguları, samimiyeti ve sevgimi"

Bu cevap, aralarındaki samimi anın biraz daha derinleşmesine sebep oldu. Defne'nin gözlerinde bir anlam, bir yakınlık vardı. Kenan'ın bu samimi karşılığı, aralarındaki ilişkinin daha da özel bir boyut kazanmasına neden oluyordu.
************
Sonunu bu şekilde bitirmek istediğimden bir tık kısa bıraktım ama çok içime sindi sonu.
Nasıl ilerleyeceğimi bilmediğimden spontane gelişiyor.
Dersler yüzünden bölümler geç kalabilir ♥️

Sahanın Dışında | Kenan Yıldızحيث تعيش القصص. اكتشف الآن