4. BÖLÜM "Sana Kaçtım!"

104 9 3
                                    

Not: Bu hikayedeki tüm karakterler, yerler ve olaylar sadece hayal ürünüdür. Herhangi bir kimseyle, resmi ya da özel kurumla kesinlikle hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.

Oysa insan,
kalbinde
gizlediklediklerinden
ibaretti.

4. Bölüm

Kendimi en sevmediğim zamanlar insanların karşısında güçsüz düştüğüm zamanlardı. Tıpkı şimdi de olduğu gibi ...

Bir hastane odasında tavandaki ışığı izlerken oldukça gergindim. Sebebi ise şuydu. Yatağımın kenarındaki koltuğa oturmuş kestane şekerlerini bir bir ağzına atan Rabia'nın inanılmaz rahatlığı.. Birkaç dakika önce annemi aramış ve benim yaralandığımı söylemişti. Sonuç ise annemin buraya geliyor olmasıydı, üstelik beni götürmek için.

Yaşananlardan sonra geceyi hastane geçirmiştim. Kurşun yarası göğsümle sağ omzum arasında bir yere girmiş ve oradan geri çıkmıştı. Bu yüzden ağır bir yarası yoktu, sadece o bölgedeki kaslarımı ve sinirlerimi zedelediği ilaç tedavisine başlamışlardı, bir de açılan deliği dikmişlerdi. Böyle kolay anlattığıma bakmayın hayatım boyunca ilk defa kurşun yiyordum ve canımdan can gitmişti. Olayların üstünden bir gece geçmişti ve ağrılarım hala katlanılmaz derecede canımı yakıyordu.

Bu sabah polisler gelip ifademi almışlardı ve okulun mühürlendiğini söylemişlerdi. Anlayacağınız işsiz, beş parasız kalmıştım ve bunun sonucunda annemle birlikte tıpış tıpış köye dönmemeyi umuyordum.

"Ya tamam artık Pamuk, bakma şöyle! Ne var anneni arayıp vurulduğunu söylediysem?"

Gözlerimi devirdim, ne mi vardı? "Rabia, kadın az kalsın kalpten gidecekmiş, telefonda bana neler söyledi biliyor musun?" sıkıntıyla başımı iki yana salladım. "Şimdi geliyor ya , beni burada bırakıp hayatta dönmez. Sağolasın, olan her şeyi hiçbir ayrıntıyı atlamadan anlattığın için işsiz kaldığımı da biliyor. Üstelik sınava çok az bir zaman kaldı, bunca emeğimi nasıl heba ederim. Ne yapacağımı bilmiyorum."

Rabia mahcup bir bakış atıp elindeki kestane şekerini uzattı." Buluruz bir yolunu Pamuğum. Hem doktor iki günden önce hasteneden çıkamayacağını söyledi duymadın mı?"

Uzattığı kestane şekerinden alıp ağzıma attım, tadı gerçekten çok güzeldi. "Evet öyle ama annemin ikna olacağını hiç sanmıyorum. Biliyorsun birkaç aydır maddi olarak büyük sıkıntıdayım ve annemde bunu biliyor. Eminim ki tek isteği beni buradan götürüp evlendirmek! Benim evlenmem konusunda neden bu kadar istekli anlayamıyorum."

Sıkıntıyla iç çekip bakışlarımı tavana çevirdiğim sırada Rabia, kestane şekerinin poşetini masanın üzerine koydu. Bunu çıkardığı seslerden anlamıştım. "Kuzum," dedi, sakince. "Aslına bakarsan annen bir yandan haklı. Başka bir şehirde çok zor şartlar altında yaşamaya çalışıyorsun ve tek başınasın. Üstelik mutlu değilsin. Annenin aklının sende kalması sence de çok normal değil mi? Köye gitmeyeceğini bildiği için de hayırlısıyla evlenip bir düzen kurmanı, yalnız olmamanı, arkanda sana destek olacak birilerinin olmasını istiyor."

Tavandan sarkan küçük avizeyi izlerken Rabia'nın dediklerini düşündüm. Olaya bu taraftan bakınca hak vermeden edemiyordum ama ben Aslan'ı seviyordum. Onun benimle evlenmeyi bırak, beni görmeye bile tahammülü olmadığını biliyordum.

Pamuk  ÖğretmenWhere stories live. Discover now