☆.𓋼𓍊 14 𓍊𓋼𓍊.☆

En başından başla
                                    

"Tabii Anna Hanım."

Sofradan kalkıp merdivenlere doğru ilerledik, onun hızlı adımlarının aksine ben yavaş çıkıyor çünkü merdiven boyunca asılan fotoğrafları inceliyordum.

Siyah çerçeveli fotoğraflar bir sırayla dizilmişti. İlk katta Jeon çiftinin gençlik fotoğrafları vardı, muhtemelen nişanlı iken. Bir kat sonra düğün fotoğrafı, bir kat sonra ise Bayan Suran hamile iken. İki kat sonra Anna Hanım'ın bebelik fotoğrafı vardı -çok sevimliydi- annesinin kucağındaydı. Bir sonraki katta 9-10 yaşlarında olan Anna Hanım, şirin bir şekilde gülüyor. Sonraki katta ise Anna Hanım'ın lise mezuniyet fotoğrafı.

Lise mezuniyet fotoğrafı ile bir önceki fotoğraf arasında çok büyük bir fark vardı. Anna Hanım'ın gülüşünü kaybettiği dönem. Sadece bir kat öncesinde kocaman gülen kız, liseden mezun olurken başına gelecekleri biliyormuş gibi mutsuzdu.

Son katta ise ailecek bir fotoğrafları vardı. Jeon çifti gülerek poz verirken Anna Hanım mecburen bir tebessüm yerleştirmişti yüzüne. Onun gerçek gülüşünü görmüş biri olarak söylüyorum ki; bu tebessüm ben sahteyim diye haykırıyordu.

"Merdiven çıkmakta bir problemin mi var?"

Odasının önünde beni bekleyen Anna Hanım bana seslenince gözlerimi fotoğraftan ayırıp ona döndüm, kendime gelerek kalan son basamağı da çıkıp yanına gittim, "Fotoğraflara dalmışım da."

Arkamda kalan duvara bir bakış atıp göz devirerek odasına girdi, "Saçmalık hepsi."

Ben de peşinden girdim. Odası genişti, krem ve kahverengi ağırlıklıydı. Odanın sağ tarafında uç kısımda geniş bir çalışma masası vardı, oraya ilerledi ve bir sandalye çekti benim için. Teşekkür edip geçtim, o da karşıma oturdu.

"Niye öyle diyorsunuz? Bence fotoğraflar önemlidir, insana geçmişini hatırlatır."

"Geçmişi hatırlamak istemiyorsak?"

"Geçmişi hatırlamak hiçbir zaman kötü olmaz, Anna Hanım. Eğer iyi bir geçmişiniz varsa geleceğinizi de aynı şekilde geçirmek için geçmişten ilham alırsınız. O zaman böyle yapmıştım ve başarmıştım diyerek tekrar yaparsınız. Fakat eğer kötü bir geçmişiniz varsa, hatalarınızı hatırlayıp tecrübe edinirsiniz. Yani geçmiş, geleceğin temelini oluşturur."

Kafasını iki yana salladı, "Ben senin kadar pozitif düşünemiyorum. Saçma sapan, akılda kalıcı hiçbir anısı olmayan basit bir geçmiş hatırlansa ne yazar, hatırlanmasa ne yazar? Geçti gitti işte."

Gülümsedim, "O halde siz de geleceğinizi, hatırlanmaya değer kılın." dudak büzerek düşünmeye başladı. Arkama yaslandım, "Mesela hobilerinizden yola çıkalım. Dans etmek hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce resim çizmekten daha iyi miydi?"

Omuz silkti, "Bilemiyorum. Resim çizerken de dans ederken de aşırı keyif almadım, sadece yapıp geçtim. Sanırım şansımı başka kurslarda deneyeceğim."

"Elbette deneyin. İlgi alanınızı bulana kadar vazgeçmeyeceğiz. Neyse ki her konuda iyisiniz."

Kaşlarını çatarak güldü, "Her konuda mı?"

"Hm. Resminiz çok iyiydi, kurs hocası onu panoya astı. Dans kursunda da çok iyiydiniz, hareketleri hemen öğrenip bana da öğrettiniz."

Kıkırdadı.
"Bak, seninki de orada."

İşaret ettiği yere baktım. Benim çizdiğim resim... Yatağının yanındaki duvarda demirden bir duvar süsü vardı, oraya yapıştırmıştı. Gülümsedim, "Baktıkça beni hatırlıyorsunuzdur o, gururlandım şimdi."

Next Step | Kim SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin