Asansörün kapıları iki yana açıldığında yanımdaki orta yaşlı adam kabinden dışarı çıkıp eliyle işaret verdi. Baekhyun ağır adımlarla koridora ayak bastığı anda kabinin içindeki iki koruma hareketlenmiş onun arkasında yerlerini almışlardı.

''Ne oluyor?''

''Üzgünüm Bay Park ama daha fazla ilerleyemezsiniz. Bu andan itibaren Bay Byun'a ben ve diğerleri eşlik edeceğiz.  Bizi lobide bekleyebilirsiniz.''

''Aklınızı mı kaçırdınız?''  Baekhyun'un iki yanında duran adamları çekiştirerek geçmeye çalıştığımda ilk başta bana izin vermemişlerdi. Boyları benden biraz kısaydı ancak oldukça güçlülerdi. Kolumu tutan adamı hızlıca uzaklaştırıp Baekhyun'un sol tarafına geçtim, diğer koruma aldığı göz işaretiyle birlikte beni çekiştirmeye başlamıştı asansörün kapılarına doğru. 

''Tuhaf!'' Baekhyun'un sakince konuştuğunu duyana dek beni çekiştiren korumayla uğraşıyordum. Silahımı çıkarıp alnının ortasına dayayamazdım bu işleri başlamadan kötüleştirmekten başka bir halta yaramazdı aynı zamanda onları yumruklayamazdım şiddetin ufak bir kırıntısı bile Baekhyun'un başına bela açabilirdi. ''Ondan bu kadar çok korktuğunuzu asla tahmin edemezdim. ''

''Düşündüğünüz gibi bir şey yok efendim. Bay Park güvenlik nedeniyle-''

''O, benim şahsi korumam. Ondan bir şey istemedikçe yerine getirmeyeceğini, sessiz bir şekilde yanımda duracağını unuttunuz mu? ''  Gözleri iki kolumdan da beni çekiştiren adamları bulduğunda çaresiz bir şekilde ona bakıyordum. Böyle olmaması gerekiyordu, ondan yardım isteyen kişi olmamam gerekiyordu. ''Bu olay hiç gerçekleşmemiş gibi davranacağım. Ellerinizi onun üzerinden çekin!''

Gözleri kısıldığında kollarımı sıkıca tutan adamlar hızlıca iki yanımdan ayrıldı ve geriye çekildiler. Üzerimi düzeltirken Baekhyun'un bakışlarının yüzümde dolaştığını hissedebiliyordum. Bana nasıl bakıyordu acaba? Acıyor muydu, kızgın mıydı, çaresiz olduğumun farkında mıydı? 

Onun sol tarafına geçtiğimde bir şey söylemedi ve yürümeye devam etti. Küçük bedeni nedense şimdi devasa gibi görünüyordu gözüme, buradaki her şeyi kolayca yok edebilecek tek insan o gibiydi. Adımları tok sesler çıkarıyor, yapmıyor olsa bile kafama vuruyormuş gibi hissetmemi sağlıyordu. Daha ilk anda onu koruyamayı başaramayan, sözümü kimseye geçiremeyen ve bunu yaparken oldukça küçük bir duruma düşen neden ben olmuştum?  Diğer oda kapılarına benzemeyen ve önünde bir korumanın durduğu kral dairesine doğru yürürken orta yaşlı adam tekrar konuşmaya başladı.

''Bay Oh bulunduğu otelin konumunun gizli tutulmasını rica ediyor umarım onu anlayışla karşılarsınız.''

İki kanatlı geniş kapı açıldığında Baekhyun onaylarcasına başını salladı ve doğruca içeri yürüdü. Başlıyoruz, diye geçirdim içimden. Yüksek tavan, ihtişamlı görseller, pahalı içkiler... Ardımda duyduğum ses ile bakışlarımı açık renkli koltuklardan çektiğimde birkaç adım uzağımda duran ve alışık olduğum tavırların dışında gülümseyerek bizi selamlayan genç bayanı tepeden tırnağa süzmeye başladım. Ellerinin arasında olan dosya hafifçe göğsüne dokunuyordu, orada olan belgeler her ne ise bize göstermek istemiyormuş gibi iki eliyle sıkıca tutuyordu. Üzerinde silah ya da kesici bir alet olmadığını anlamam için onu soymama gerek yoktu, bakışları nazik ve bulunduğu duruma alışkın olduğunu açıkça belli ediyordu. 

''Bay Oh toplantı odasında sizi bekliyor. Lütfen beni takip edin.'' Avuç içi sol tarafı işaret ettiğinde elimi Baekhyun'un sırtına yasladım ve hafifçe onu ittim. Birkaç dakika öncesinde olduğu gibi kendinden emin bakmıyordu. Yumruklarını sıkıp duruyordu cesaretini toplamaya çalışırcasına ve o an bir kez daha anladım. İlk anda işleri berbat ederek ona hiçte yardımcı olmamıştım. Baekhyun önümden yürümeye başladı adımları bu kez o sesi çıkarmıyor aksine bir hayaletmiş gibi süzülmesini sağlıyordu.  Siyah ahşap kapıyı açmadan önce bir kez daha gülümsedi genç bayan ve hemen ardından geçmemiz için kenara çekildi. Baekhyun'un titrek bir nefes aldığını duydum, yumruklarını sıkmıyordu artık ama endişeli olduğunu belli edercesine ensesi terlemiş yumuşak saçlarını nemlendirmişti. Açıkçası bu anı yaşayacağını hayal bile etmemiştim, bir gün Baekhyun babasının yerine geçtiğini ve her şeye rağmen güçlü görünmeye çalışırken ona kabuslarını yaşatan başkarakter ile yüz yüze görüşebileceğini asla düşünmemiştim. Gerçek olamayacak kadar hızlı gelişiyordu her şey ve neye, nasıl, ne zaman ayak uyduracağım konusuna net bir şekilde alışamamış, karar verememiştim. 

Love Killa / ChanBaekDonde viven las historias. Descúbrelo ahora