FİNAL

524 61 237
                                    

Bu bölümü and_TaeTae yeontancut ve BTS_R_J_S_H_J_V_J 'e ithaf ediyorum teşekkür ederim 🙏🙏

İyi okumalar 🤗



~~~

El ele, hızadımlarla arka sokağa yürüdük. Eski bir aracın kapısını açtı ve yerleştik. Bir saate yakın bir yolculuktan sonra bahçeli küçük bir evin önünde durduğunda indik.

Burada şehrin kalabalığı yoktu. Tek tük küçük evler vardı. Ufak bir kasabaya benziyordu. Gelirken geçtiğimiz tarlalardan tarımla, ahırlardan da hayvancılıkla geçinen bir yer olduğunu anlamıştım.

İkimizde arada bir birbirimize bakıyorduk ama yaşanılanlardan sebep konuşmuyorduk. Yine elimi tutarak bizi eve soktuğunda. Yeni tuttuğunu anladım çünkü eşya yok gibi duruyordu.

Işığı açtıktan sonra yaklaştı ve elini yanağıma çıkardı. Gözlerim kapanıp yanağımı avuç içine sürerken, "Neden konuşmuyorsun Ryota'm? Sesini duyurmayarak beni cezalandırmak mı istiyorsun?" diye sordu, hüzün dolu bir sesle.

Şimdi farkına varmıştım, gördüğümden beri tek kelime etmediğimi. Ağzımı açtım, konuşmak istedim.

Neden bir şey söyleyemiyorum? Kendimi zorlayarak "Jeon..." dedim, sızlar gibi çıkarken sesim, gözümden eline doğru bir damla süzüldü.

"Buradayım güzelim... Artık hiçbir vakit ayrılık yok." Dedi ve gözlerimin üzerlerini öptü, ağlama der gibi.

"Aç mısın? Yemek yiyelim mi? Çok bir şey yok ama yarın herşeyi tamamlayacağım."

"Sen yanımdasın... yeter. Seni istiyorum." Dedim ve güzel gülümsemesini üç yıl sonra tekrar gösterdi.

"O da olacak ama yemek yemeliyiz. Zayıflamışsın."

"Sen de zayıflamışsın dannam." Dedim ve yüzünü ekşitti.

"Dannan değilim Jimin. Artık geyşa değilsin çünkü." Dedi, anlamam için ciddi ve sakin bir şekilde. Başımı sallayıp onayladım.

Mutfakta birlikte bir şeyler hazırladık ve yedik ama ben karışmasam daha güzel olabilirdi sanırım.

Elimi tuttup kaldırırken yüzünde çapkın bir gülümseme vardı ve üç yıl sonunda tenlerimizin sonunda kavuşacağını anlamak bile kanımı kaynattı.

Öyle ki sadece yatak olan odaya gidip paketinden örtüler çıkarıp yatağı hazırlarken bile dokunulmadan yılanım kış uykusundan uyanmıştı. Yazım gelmişti çünkü...

Yaklaştı ve üzerimdekileri çıkarmaya başladı. Nefesi sıklaşmaya başladı...

"Özledin mi beni Ryota'm?"

"Özlemek ne kelime? Bana aldığın mücevherler olmasa sensizlik delirtecekti. Bir süre sonra gerçekliğinin tek ispatı onlar kaldı elimde." Dedim üzerinde ki herşeyden kurtuluşunu izlerken.

Böyle yanarken söndürmek yerine konuşmak çok zordu ve daha fazla bir şey demeden elini davet eder gibi uzattı.

Sakin olmaya çalışıyorduk ikimizde. Yattık ve sıkıca sardık çıplaklığımızı birbirimize.

Dudaklarımız birleşti önce. Kapadım gözlerimi ve bıraktım kendimi sıcaklığına. Sonra heryerimde gezdi. Dudaklarını bastırmıyordu sadece tüm yüzünü sürüyor ve kokluyordu gezdiği yerleri derince.

Geyşa   ᘛ JikookWhere stories live. Discover now