Hikayeler çeviridir her biri tumblrdan alınmıştır -kendi yazdığım bölümlerde var artık-
Smut vardır rahatsız olacaklar o bölümleri geçer
Blue lock karakterleri x reader
Can sıkıntısından başladık hadi bakalım
He bu arada hayalet okuyucu olmayın pls
Neyse bu arada yazariniz bos durmadi ve kendine ait iki kurgu taslagina sıkıstırdı yakinda onlari da salmayı düşünüyorum
Ya bu arada son iki üç gün boyunca bir hata oldu ve wattye giremedim bu yüzden çevirdiğim bölüm yarım kaldi daha fazla oyalanmamak için çevirdiğim kadarını atıcam çeviremediğim karakterlerle ilgili daha sonra tekrar atarim bölüm (insallah)
neyse cok bos yaptim iyi okumalarrr
Blue lock erkekleri ile rastgele headcanonlar~
·istek
W/Kuon Wataru, Gagamaru Gin, Chigiri Hyoma
Kuon Wataru;
Senden neden çatıya çıkmanı istediğinden emin değildin. En kötüsüydü, yanınıza geldi ve okuldan sonra çatıda ona katılmanızı söyledi. Tabii sana tuzak kurmadıysa. Şaşırmazdın, onun hakkındaki bir şey sana böyle ihanet edeceğini ve seni orada aptal gibi bırakacağını düşündürmüştü.
"Ah, gerçekten buradasın! Gelmeyeceğini sanıyordum."
Arkanı döndüğünde yanakları kızararak sana doğru yürüdüğünü gördün. Kollarını çaprazlayıp başını salladın.
"Evet. Peki Kuon, beni buraya neden çağırdın? Futbol oynadığını sanıyordum?"
Bunun üzerine ürkmüş gibiydi. "Ah... pratik yapmayı pek umursamıyorlar... en azından... dur, bunun bir önemi yok." Boğazını temizledi. "Seni buraya çağırdım çünkü... şey... bekle, bir şeyler hazırladım."
El yordamıyla blazerinin cebinden bir şey çıkardı. Sayfadaki bazı kelimeleri görünce kaşınızı kaldırdınız.
"Bu bir itiraf notu mu?"
Dondu, yüzü yavaş yavaş kızarmaya başladı. "...E-evet... öyle."
Sessizce gülmeden önce ona baktın. "Ah, bu çok tatlı."
Kızarıklığı daha da parlaklaşmış gibiydi ve senden uzaklaşmaya başladı. Ama sen onun bileğini tuttun ve yanağını öptün.
"Ama sen daha tatlısın."
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Gagamaru Gin;
“Sizce gagamaru ve l/n'nin biraz fazla yakın olduğunu düşünmüyor musunuz?” diye sordu igarashi. bir eli ağzının kenarındaydı, gözleri başka bir masada birlikte yemek yiyen çifte odaklanmıştı. “Buraya başladığımızdan beri her zaman birlikteydiler.”
ağzı pirinçle dolu olan kunigami gözlerini devirdi. Ağzındakini yuttu ve biraz daha pirinç alıp ağzına atmaya hazırlandı. "Bunda bir problem mi var?"
