11. bölüm 《Özlem》

17 2 25
                                    

Tüm varlığı ile karşımdaydı, tüm gerçekliği ile karşımdaydı. Oydu. Mavi gözlüm, mavi gözlü mucizem, nefes alma nedenim...

Turuncu diyordu bana, ama hayır bu bir rüya olmalıydı. Gerçek olamayacak kadar imkansızdı onu görmek benim için.

Elim titreyerek yüzüne gitti, dokunursam, ve belkide hissedersem anlardım rüya olmadığını. Uzattığım elimi tuttu hafifçe ve öpüp kalbine koydu. "Burdayım matmazelim, burdayım. " o elini yanağıma götürüp göz yaşlarımı silene kadar ağlamaya devam ettiğimin farkında değildim.

Şu an bir banyoda, duvarın dibinde, gerçekler ile yüzeleşiyordum, özlemimle yüzeleşiyordum.

Dudaklarım titriyordu ve konuşamıyordum bile. Sadece yutkunmakla yetiniyordum.

"Bir şey demiyicekmisin?"
Diye sordu bekleyen bakışlar ile.

Duraklarım aralandı ama bir süre bir şey diyemedim.

Gözlerimin karamaya, başımın dönmeye başladığını hissettim. Hayır, bu gerçek olamayacak kadar imkansızdı.

Bana dokunmuştu, konuşmuştu. Başından beri tasisteydi ve benim bundan daha şimdi haberim oluyordu, abimle beraberdi ve belki abimin bundan hala haberi bile yoktu.

Bir elim ile duvardan destek alırken diğer elim ile alnımı tuttum.

"S-sen"

Etraf yavaş yavaş kararmaya başlamıştı, karşılaştığım bu durumu kaldıramıyordum. Bir buçuk ay öncesinde nedenini bile söylemeden gitmiş ve bir daha kendinden haber alamamıştım. Şimdi ise karşımda duruyordu, elimi tutmuştu, öpmüştü ve kalbine götürmüştü.

Bu an gerçek olamayacak kadar imkansızdı benim için.

Bilincim kapaniyordu ama Denizin tam bilincim kapanacakken söylediği kelime kulaklarıma doldu.

"Turuncu!"

Sonrası karanlıktı, hiç bir şey hatırlamıyordum...

***

Deniz Bal

Her hatanın arkasında belki bir sebep yoktur, ama her sebebin arkasında bir gerçeklik vardır.

Ecrinden gitmek bir hataydı belkide ama gitme sebebimse bazı gerçekler yüzündendi. Belki tüm bunları ömrünün sonuna kadar tam manası ile bilemeyecek ama gittiysem bile tek sebebi iyiliği içindi. Bunu ona ne zaman itiraf ederim bir fikrim yoktu.

Şu anki halini gördükçe içim parçalanıyordu. Maskemi indirmek ne kadar doğruydu orası tartışılırdı, ama onu o halde gördükçe, gözünden akan her bir damla yaş benim kalbime bir mermi gibi saplanıyordu, o yaşların akma nedeni karşısındayken ve o öylece acı çekerken gerçekleri daha fazla saklamak benim için her açıdan zordu.

Küçükkende kıyamazdım bir damla göz yaşına, o umursamazdı göz yaşlarını, düşerse kalkıp devam ederdi yoluna.

Gerçi abisinin kardeşi diye boşa demiyordu Koray zamanında, oda aynı şekildeydi düştükleri zaman kaldıracak el aramazlardı, dizindeki yaraya bile bakmadan yoluna devam ederlerdi.

Şimdide aynı inadın peşindeydi, acısına uzatılan eli reddediyodu. Ayıldıktan sonra ne kadar zaman geçti bilemiyorum ama benle tek bir kelime bile konuşmuyordu, konuşmaya çalışınca susuyordu. Susmak ona iyi gelicekse sonsuza kadar susabilirdi ben onun sessizliğini de dinlerdim ama konuşmak ve içini dökmek belkide bana bağırması ona iyi gelicekti, bunlari yapması için onla konuşmayı deneyip durdum ancak nafileydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 07 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

11 GENÇ RUH Where stories live. Discover now