19 (m)

12.5K 753 1.5K
                                    

MERBAAAA

iste o kutlu gun geldi arkadaslar

sizi cayir cayir yakacak bolumle geldim cunku beni baya bir yakti...

bolumde cinsel icerik mevcut ehe

BAKİN UPUZUN BOLUMLERE AZ YORUM GELİNCE TİKANİYORUM BEN TAMAM Mİ ELİMDE DEGİL, COK BEKLEDİM 1K YORUM OLMASİNİ 😭

o yuzden bolll boll yorumlarinizi bekliyorum

ozellikle atesinizin yukseldigi yerlere 👉👈

sizi coook seviyorum, iyi okumalar!

***

chase atlantic- okay

Jeongguk kapının kilidini çevirirken ardında bulunan beden gözünü dahi kırpmadan onu seyrediyordu. Hissettiği rahatsızlık hat safhadaydı fakat bunu bir an önce halletmesi gerekiyordu.

"İçeri gel." dedi iri gözlerle kendisine bakan Bhyun'a göz devirmemek için büyük bir çaba harcayarak. Bhyun zorlukla yutkundu ve ayakkabılarını çıkararak içeri adımladı. Bu eve yabancı değildi, lakin Jeongguk'un soğuk tavırları kendisini biraz olsun geri çekmesine sebep olmuştu. Çekingen hâline gülmek istedi. Oldukça basit bir olaymış gibi gelebilirdi kulağa, fakat Bhyun için öyle değildi. Hayatında ilk defa tattığı bu duygular bedeninde uyuşturucu etkisi yaratıyordu. Acı, öfke, üzgünlük ve en önemlisi; pişmanlık.

Bhyun ilk defa gerçekten yaşadığını hissediyordu.

Jeongguk ise onun ne yaşadığıyla hiç ama hiç ilgilenmiyordu. Sadece merak duygusuydu onu Bhyun'a katlanmaya iten. Taehyung hakkında konuşacaktı. Bhyun'u ilgi çekici kılan tek unsur Taehyung'u yakından tanıyor oluşuydu Jeongguk için. Güzel şeyler söylemeyeceğini biliyordu, güzel şeyler işitmeyi de beklemiyordu açıkçası.

Lakin öğrenmeliydi.

"Üstümü değiştirip geleceğim. Salona geçebilirsin." dedi yorgunca. Bhyun başını sallayarak salona yöneldiğinde bir süre peşinden baktı. Ardından derin bir iç çekerek odasının kapısını araladı. Çantasını öylece kenara bırakırken algısının gerçekliğe ayak uyduramadığı birkaç saniye onun için olağandı. Kulbu bırakacağı sıradaysa eğilmiş vaziyette donup kaldı. Kalbinin bir anda ritmini yükseltmesi ve göğüs kafesini delip geçmek istercesine atışa tâbi tutulması kulaklarını uğuldatmaya başladı.

Jeongguk odasında yalnız değildi.

Gözleri iri iri açılırken dudaklarından kısık sesli bir küfür yükseldi. Eli ayağına dolansa da bir şekilde doğrulup titreyen elleriyle kapıyı kapatmayı ve üzerindeki kilidi çevirmeyi başarmıştı. Bir güç bulup ardına döndü ve sırtını kapıya yasladı kesik solukları eşliğinde. Yatağında uzanan Taehyung ise onun aksine olabildiğince sakindi ve odaklanmış bir şekilde elindeki kitabı okumaya devam ediyordu. Jeongguk bir süre anın gerçekliğine ayak uyduramadı. Gözlerini birkaç saniye kapattı ve bekledi. Onları araladığındaysa zorlukla yutkundu.

Hayal ya da halüsinasyon görmüyordu.

Taehyung yatağında öylece uzanmış, kendisini görmezden gelerek elindeki kitabı okuyordu.

"Sen..." dedi fısıldayarak.

Lakin gerisini getiremedi. Taehyung elindeki kitabı kaldığı sayfanın sonuna gelinceye dek, Jeongguk'un deli kaçkını bakışlarını umursamadan okumaya devam etti. Ardından kaldığı yerin sayfasını kıvırıp kapattı. Yerinden doğrulup ayaklandığında Jeongguk onu tutulmuş diliyle izlemeye devam ediyor ve irdelediği her detayla daha bir artıyordu şaşkınlığı. Taehyung'u siyah bir eşofman giyerken görmeyi beklemiyordu. Salaş, beyaz tişörtü, dağınık kuzguni saçları, uykulu bakışları ve yalın ayak oluşu...

peña | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin