Bölüm 11:Geleneksel Aile Yemeği

77 36 47
                                    

"Akşam annem bizi çağırıyor. Geleneksel aile yemeği biliyorsun, sevgilim."

Luna ve Marcus, salonda oturmuş konuşuyorlardı. Sabahın erken saatleriydi. Mona, hala uyuyordu. Bu onların baş başa konuşabildikleri nadir zamanlardan biriydi. Ancak babasının sesini duyan Mona, yine kuş uykusundan uyandı ve odasından koşarak geldi, babasının kucağına atladı.

"Başka kimler olacak? Timothy ve Violet da gelecek mi?" Luna, diğer koltukta oturmuş, onları gülümseyerek izliyordu. "Mona! Dikkatli ol düşeceksin!" Diyerek kızını uyardı. Çünkü Marcus onu tutmasa yüzünü az kalsın koltuğa çarpıyordu.

"Timothy, annemin ilk çocuğu olduğu için zaten ilk onu çağırmış. Biliyorsun, hiç ayrılmazlar." dedi Marcus gülümseyerek.

"Timothy, ailesini hiç ziyarete gitmiyor mu ? 21.eyalette yaşadıklarını söylemiştin."

"Timothy'nin annesi ve babası on yaşındayken ayrılmışlar. Timothy, onlarla pek görüşmeyi istemiyor. Babasının çok disiplinli bir adam olduğunu söylemişti bir keresinde ancak onun hakkında başka birşey anlatmadı. Timothy benden yedi yaş büyük ve onunla neredeyse birlikte büyüdük. Eyalete geldiği zaman annem ve babam ona koruyucu aile olmuşlar. O zamanlar Timothy 12 yaşındaymış, ben de 5 yaşındaymışım. Normalde biz kardeş kavramını bilmeyiz ama ben şanslıydım. Timothy sayesinde bir kardeşim oldu."

Luna, duygulanmıştı. Sentetikler, sadece tek çocuk doğurabilirdi. Çok nadir bazen ikiz çocuk olurdu. Ancak teknoloji de bir yere kadar insanların çoğalmasını sağlayabiliyordu artık.

Akşama hazırlandılar ve Sofia'nın evine doğru yola çıktılar. Forest, Rose ve Sun onlardan önce gelmişlerdi. Sofia onların geldiğini görünce kapıda karşıladı ve üçüne de sarıldı.

"Ahh, canlarım! Sizi nasıl özlemişim!" Diyerek öpücüklere boğdu hepsini.

Mona, babaannesinin kucağına atladı.  " Babaanne, Rex nerede? Onunla oynayabilir miyim?" diye sordu gözleriyle etrafta evin robot köpeği olan Rexi arayarak.

Sofia onu Rexin yanına götürürken, evin daimi misafir girişi açıldı. Kapıda Timothy, Violet ve Hazel vardı. Timothy'nin gelişiyle ev bir anda canlandı.

"Ooo, iyi akşamlar sevgili geniş ailem! Hepinizi ne çok özlemişim!" Upuzun kollarını iki yana açmış olan Timothy, tüm ev halkını kucaklamak üzere neşe içinde salonun ortasına yürüdü. Arkasından Violet de herkese sarıldı. Hazel, yine sakindi ve herkesi başıyla "İyi akşamlar."diyerek selamlayarak köşeye geçti. Violet de onun yanına oturdu. Hazel'i hergün sağlık merkezindeki psikolojik tedavi bölümüne götürüyordu. Hergün bir doz   sakinleştirici alıyordu. En azından üç sene önceki hali düzelmişti. Keith gittiğinden beri depresyona girmişti. Ve bu onun duygularını harap etmişti. Ancak yinede hergün departmana uğrar, gelişmeleri yakından takip etmeye çalışırdı. Bir gelişme olursa yardım edeceğini, Keith'i ikna edebileceğini söylüyordu.

Yemek masasına geçtiler. Evde üç tane mutfak androidi vardı ve muhteşem yemekler yapmışlardı. Tabiki bunlar mikro boyuta indirilmiş ama doyurucu menülerdi. Vadide yetiştirilen çeşitli bitki ve sebze özlerinden yapıldıkları için sağlıklı yiyeceklerdi. Mutfak androidleri, verilen yemek menüsü için gerekli malzemeleri hesaplıyor , otomatik olarak sipariş veriyorlardı. Bugün de oldukça lezzetli görünen bir menü hazırlamışlardı.

Sofia'nın talimatıyla mutfak androidleri sırayla yiyecekleri servis etmeye başladı. Önce ana yemekler servis edildi. Bu bir parça kurutulmuş ve biftek minik parçalara bölünmüş biftekti. Mutfak androidleri bugün için üçüncü eyaletteki et bankasından sipariş vermişlerdi. Üçüncü eyalette et üretimi vadilerde yer alan laboratuvarlarda yapılıyordu. Soyu tükenmeye yakın olanlar hayvanlardan geliştirilen klonlar aracılığıyla et üretimi çok fazla olmasa da bir şekilde devam ettiriliyordu. Üretilen etler, et bankalarında donduruluyor, sipariş üzerine konsantre edilerek sınırlı miktarda gönderiliyordu. Bu yüzden çok fazla tüketilemiyordu. Bir kişi senede en fazla üç kez sınırlı miktarda et siparişi verebiliyordu. Gerçek et yerine artık et tozu proteinleri kullanılıyordu. Sofia da bu akşamki aile yemeğine iki et siparişi hakkını kullanmıştı.

Yemek masasında çatal kaşık sesleri ve Mona'nın masanın altındaki Rex'le oynarken arada kıkır kıkır gülmesi dışında kimseden çıt çıkmıyordu. Hazel'in gelişiyle herkes sessizleşmişti. Yine sessizliği bozan Timothy olmuştu.

"Androidler yine döktürmüş, yemekler harika görünüyor, Sofia! Ancak androidlerini durdurmazsan, neredeyse bir yıllık yiyecek kredilerini bitirecekler haberin olsun."

Masada bir kahkaha tufanı koptu. Luna,  Timothy'nin anlık esprisine gülerken az kalsın boğuluyordu. Gülmeyen tek kişi vardı: Hazel. Sessizce yemeğini yiyordu.

Timothy de Hazel'in sessizliğini fark etmişti. Herkesin yeniden sessizleşmesini bekledi ve yeniden boğazını temizleyerek konuşmaya devam etti.

"Sevgili ailem, hepimiz biraraya gelmişken size güzel eşim Violet ile bir açıklamada bulunmak istiyoruz."dedi androidler sebze yemeklerinin servis etmeye başlamıştı. Herkes dikkatini Timothy'ye vermişti. Hazel de kafasını kaldırdı ve ona doğru baktı.

"Violet ile aldığımız ortak karar dahilinde ailemizi genişletmeye karar verdik: Bebek merkezine başvuru yaptık." Ayağa kalktı ve elindeki kadehi kaldırdı.

İlk tebrik eden kişi, Sofia'ydı." Ahh, ikinci torunum mu geliyor! Ne güzel bir haber! Tebrik ederim, Timothy! Çok sevindim!" Neşeyle Timothy'ye sarıldı. Sonra da Violet'e. Masadaki herkes bu sevinçli haber üzerine Timothy ve Violet'i tebrik etmek için ayağa kalkmıştı. Hazel de sevinçten gözyaşları içinde ikisine sarılıyordu. Violet'in koruyucu annesiydi ve onun da torunu olacaktı. Sofia ve Hazel'in ortak özelliği buydu. Birbirlerine bakarak gülümseyerek tebrik ettiler.

"Bu kötü günlerde böyle güzel haberlere hasret kalmışız, oğlum Timothy ve gelinim Violet. İkinizi de tebrik ederim."dedi Simon ve  kadehinden bir yudum şarap içti.

"Teşekkür ederim, babacım. Elbette bu kötü günler uzun sürmeyecek. Size temin ederim ki, Oliver ve yandaşlarını yakında bulucaz." Oliver kelimesi ağzından çıktığı anda masadan bir devrilme sesi geldi. Hazel üstüne dökülen şarabı temizlemeye çalışıyordu.

Sofia telaşla ayağa kalktı ve Hazel'in yanına gitti. Hazel bir yandan üzerini bir yandan da masayı silmeye çalışıyordu. Yüzü de utançtan kıpkırmızı olmuştu."Ah, tatlım sen uğraşma androidler halleder, gel benimle üzerindeki lekeyi temizleyelim. Beş dakika bile sürmez." Hazel'in koluna girerek onu içeriye götürdü. O gidince Timothy arkasından kısık bir ses tonuyla "Luna, kayıp kızın durumuyla ilgili bir ilerleme oldu mu? Departmandakiler sessiz ve sakin göründüğünü söylüyorlar ve annesinin yanından hiç ayrılmıyormuş. Değerlendirme toplantısından da bir şey çıkmamış sanırım."

Luna, o gün Lily'nin tuhaf davranışlarını ve yerde bulduğu iğneyi anımsadı. İğneyi saklamıştı ama kimseye bu durumdan bahsetmemişti. Bu bir kanıt sayılmazdı ve bunu uygun bir zamanda kendisi sormayı planlıyordu. "Henüz bir gelişme olmadı. Çok sessiz ve hiç kafasını kaldırmıyor. Ya korkuyor yada henüz travmayı atlatamadı."

Marcus da söze girdi. "O zaman haftasonu Mona'nın doğum gününe hepinizi bekliyoruz. Babamın da dediği gibi bu kötü günlerde güzel bir motivasyona ihtiyacımız var." dedi gülümseyerek.

"Tabiki geliriz, dostum. Yakında Mona'ya kardeş geliyor hem eminim seneye bütün kayıp çocuklarla birlikte vadide bir kutlama yapacağız. Herşey yoluna girecek." dedi Timothy Marcus'a kadehini kaldırarak. O sırada salona Sofia ve üstü temizlenmiş olan Hazel girdi. Violet Hazel'in elini tutarak "İyi misin, annecim?" diye sordu. Hazel de ona kafasını sallayarak karşılık verdi. Gülümsedi ve androidlerin yenilediği kadehinden bir yudum aldı.




Siber Dünya 2: İstila Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin