Bölüm 2:Vadide Bir Gün

96 51 43
                                    

Ilık bir bahar günüydü. Güneş tüm ışıltısıyla vadiyi aydınlatıyordu. O sırada gökyüzünde sapsarı,üçgen bir uçurtma belirdi. Gökyüzünde güneşe nispet yapar gibi parlak jelatini ve uzun kuyruğu ile salına salına yükseliyordu.

Sun,rüzgara karşı uçurtmanın ipini iyice salarak vadi boyunca koşuyordu. Arkasında vadideki tek arkadaşı olan Mona, onu takip ediyordu.

"Teyze,beni bekle!"

Mona, Marcus ve Luna'nın,baskından bir yıl sonra doğan kızlarıydı. Bir ay sonra iki yaşına girecekti. Kısa ve siyah saçlarının üzerine düşen kahkülleri vadide koştukça uçuşuyordu. Gözleri Marcus'a benziyordu. Yüzü Luna'ya. Sevimli bir yüzü vardı. Sun'ı çok seviyordu. Gün aşırı onunla vadide oyun oynamaya geliyordu. Uçurtma iyice yükselmişti. Mona heyecanla Sun'ın elindeki ipi çekiştiriyordu.

"Bende tutmak istiyorum,Teyze. Lütfen."

"Hayır,Mona. Sen daha uçurtma uçurmak için çok küçüksün."

"Ama annem bir ay sonra iki yaşına gireceğimi söyledi. Artık büyüdüm,Teyze."

Luna,uzaktan onları izliyordu. Üzerinde gönüllü birliğin üniforması vardı. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı. Vadideki boş evinin önündeydi. Evini özlemişti. Bu yüzden hergün diğer gönüllü birliklerle beraber vadiyi nöbete geliyordu.

Vadi İnsanları,hergün günlük işlerini tamamlayıp, gece şehre dönüyorlardı. Gönüllü birlikler ve birkaç siber polis onlara eşlik ediyordu. Luna da nöbet tutuyordu. O çalışırken Mona'ya genellikle Sun bakıyordu. Onunlayken mutluydu,Sun. Luna kardeşini böyle gördükçe içi rahatlıyordu. Baskından sonra Sun,içine kapanmıştı. Aylarca kimseyle konuşmamıştı. Luna,o zaman kararını vermişti.

Mona,diğer tüm sentetiklerin çocukları gibi dondurulmuş spermin Luna'ya enjekte edilmesiyle doğmuştu. Uzun zamandır sentetikler doğal yollarla hamilelik yaşayamıyordu. Hamilelik süreci sağlık merkezinde desteklenmiş tedavilerle tamamlanıyordu.

Marcus,çocuk fikrine pek sıcak bakmıyordu. Bağışıklığı düşük olabilir ve onun gibi genç yaşta hasar alabilirdi. Ancak Luna'nın çocuğu ne kadar istediğini biliyordu. Risk almaya değerdi. Onun mutluluğu herşeyden önemliydi.

Sun,hep Luna'nın yanındaydı. Mona' nın doğduğu günden beri onunlaydı. Mona onu hayata döndürmüştü. Eski neşeli haline geri dönmüştü.

Luna,düşüncelere dalmıştı. Mona'nın sesiyle kendine geldi. Uzaktan koşarak onun yanına geliyordu.

"Anne! Bak! Uçurtma ne kadar yüksekte. Teyzem onu bulutlara gönderdi."

Luna, gülümsedi.Mona,neşeli bir çocuktu. Luna'ya tıpkı küçüklüğünü hatırlatıyordu. Sun ile beraber hergün vadide oynarlar,annesi akşam olunca her yerde onları arardı. Vadinin öteki ucuna kadar giderler,tünellerde saklambaç oynarlardı. Bazen Keith de onlara katılırdı. Hala Keith' in yaptıklarına inanamıyordu. Ancak kafasına kurcalayan birşey vardı: Keith,Sun'ı bulmalarına yardım mı etmişti? O gün dna izini Keith sayesinde bulmuşlardı. Gerçekten mafya için çalışıyorsa neden yardım etmişti?

Luna, evlilik çipinden gelen sinyali gördü. Marcus yakındaydı.

"Baba geliyor,Mona."

Bir dakika içinde Marcus hava aracı ile gökyüzünde belirdi. Aracını indirip,park etti. Mona, annesinin kollarından sıyrılıp,çoktan babasına doğru koşmaya başlamıştı bile. Marcus gülümseyerek kollarını açtı.

"Benim küçük kelebeğim. Ve onun dünyalar güzeli annesi. "

Luna'ya sarılarak bir öpücük kondurdu. Marcus bir senedir sınır dışı arama görevlerine katılmıştı. Eyaletlerin dışında kalan yerleri arıyorlardı. Bazen iki günde bir eve geliyordu. Ailesini özlemişti. Ailesine sımsıkı sarıldı,Marcus. Onları yaşadığı sürece koruyacaktı.

Mona,babasını çok severdi. Bazen görevdeyken onu özlüyordu. Geri döndüğü zaman da hiç yanından ayrılmazdı.

Eve dönme vakti gelmişti. Luna,Sun'a seslendi. Sun,uçurtmayı indirdi ve vadideki evlerinin bahçesine koydu. Luna kendi hava aracına bindi. Yanına Sun oturdu. Mona,yine babası ile eve dönecekti her zamanki gibi. Babasının peşinden hava aracına doğru koşuyordu.

Araçlarla şehre döndüler. Luna,ailesinin şehirdeki evine aracı park etti. Sun ile birlikte aşağıya indiler. Annesi ve babası eve gelmişlerdi. Annesi Rose, iki senedir düzenli olarak tedavi görüyordu. Artık tamamen düzelmesine az kalmıştı. Onları görünce balkona çıktı. Luna,annesine sarıldı.

"Bugün daha iyi misin annecim? Tedavinin bitmesine az kalmış sanırım."

"Evet,kızım. Artık daha iyi hissediyorum. Sağlık merkezinden bugün birkaç seans sonra iyileşecegime dair bilgi verdiler."

Luna,bu habere sevinmişti. Annesinin iyileşmesini istiyordu. Babasını görememişti. Henüz eve gelmemişti.

"Babam nasıl? Vadiden dönmedi mi ?"

"Sabah bir grup götürmüştü vadiye. Ancak işleri biraz uzamış. Bugün geç kalacağını söyledi."

Forest da gönüllü birliklere katılmıştı. Aynı zamanda şehirde bazı günler toplantılara katılmaya devam ediyordu. Eve çok az uğruyordu. O da Oliver'ın bulunması için gece gündüz çalışıyordu. Bu yüzden gönüllü birliklere ilk katılanlardan olmuştu.

Luna, evine dönmek üzere hava aracına bindi. 130.kattaki polis kulesinin önüne aracını park etti. Mona,koşarak yanına geldi. Kucağına atladı. Marcus da onu bekliyordu.

"Mona,mutfak Androidine söyle sana en sevdiğin yemeği yapsın."

Mona, sevinçle mutfağa koştu. Luna, Marcus'un yanına oturdu. Neler olduğunu merak ediyordu.

"Ee,sinyalin geldiği yerden bir iz bulamadınız mı?"

"Sinyalin geldiği yere gittik. Ancak yine geçen seferki gibi ortadan toz olmuşlar."

Marcus, kafasını koltuğa yasladı. İki gün önce aldıkları sinyalin peşinden gitmişti. Oliver ve yandaşları birkaç dakika önce sinyalin geldiği yerde olmalarına rağmen ortadan kaybolmuşlardı. Sabit bir yerde saklanmıyorlardı. Belkide polisleri bilerek farklı bir yere yönlendirmişlerdi. Oliver'ın sağlam istihbarat ağı vardı. Bir şekilde bazı polislerin zihnine siber saldırı düzenliyor,böylece onları farklı yere yönlendiriyordu.

Luna,endişeliydi. Vadideki komşuları baskından beri umutla ailelerine kavuşmayı bekliyordu. Herhangi bir iz bulunduğunda haber almak için heyecanla departmana geliyorlardı. Ancak yine eve eli boş dönüyorlardı.

Vadi İnsanları arasında son zamanlarda Oliver'ın tarafına geçenler bile vardı. Yönetimin teslim edilmesi gerektiğini savunuyorlardı. Çocuklarının iyi olduklarından endişe ediyorlardı. Arama çalışmalarının yetersiz olduğu konusunda şikayet ediyorlardı.

Luna,Marcus'a sarıldı. Umudunu kaybetmesini istemiyordu.

"Merak etme sevgilim. Herşey yoluna girecek. Sonsuza kadar elimizden kaçamayacak. Hem yeni yöntemler öğrendim dün teknoloji sınıfında. Sanırım dersleri bitirince sana bu konuda birkaç tavsiye verebilirim."

Luna,son altı aydır gönüllü birliklere katılmıştı. Oluşturulan teknoloji sınıflarında ders alıyordu. Marcus da ona arada bazı polis taktikleri veriyordu. Yarın sınav vardı. Belki kademe atlarım,diye düşünüyordu. Birgün Marcus gibi olmak istiyordu. Marcus gülümsedi.

"Başarılı olacağına inanıyorum,sevgilim. Hatta beni bile geçeceksin. "

Luna'ya öpücük kondurdu. O sırada yemeğini bitirmiş olan Mona, koşarak odaya girdi. Luna, onu kucaklayıp,yatağına götürdü. Mona,yorgunluktan hemen uykuya dalmıştı. Tıpkı bir melek gibi uyuyordu. Luna,bir süre onu izledi. Sonra üzerini örtüp, sessizce odadan çıktı.

Marcus,çoktan uyuyakalmıştı. İki gündür görevde gözünü hiç kırpmamış olmalıydı. Luna da onun yanına sessizce kıvrıldı. Yarınki sınavda dinç olmalıydı.








Siber Dünya 2: İstila Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin