II

40 6 6
                                    


"hadi gidelim."

Kalp atışlarım hızlanırken onu takip etmeye başladım. İkimizde yavaşca fırına doğru gitmeye başladık. Her adım atışımda içimdeki gerginlikte artıyordu. Çeketimin içinden Heatt'in dokunuşunu hissettim. Büyük ihtimal o da gerildiğimi fark etti. Gizlice gülümseyerek sorun olmadığını belirttim. Buna alışmalıydım değil mi?

Fırının kapısının önüne geldiğimizde durduk. Ben derin bir nefes alırken Merinette döndüm.

"bunun iyi bir fikir olduğuna emin miyiz?"

Bana bayık bayık bakmaya başladı.

"saçmalama, hadi içeri girelim."

Kapıyı açıp içeri girdiğinde arkasından bende sakin adımlarla içeri girdim. İçerisi çok hoştu. İnsanın içini ısıtan bir dizaynı vardı. İçerisi tatlı ve hamur işi kokuyordu ve Heatt'in dikkatini çekti anlaşılan. Kafamı tezgahın arkasında pasta yapan iki kişiye kaydı. Saat 11 olmasına rağmen hala yaptıklarına göre işlerini seviyor olmalılar.

İçeri girdiğimizde ikisininde bakışları bize döndü. Merinette gülümseyerek adama sarıldı. Ardından kadının yanağından öptü. Ailesi olmalıydılar. Bu sırada onları inceleme fırsatım oldu. Adam oldukça yakışıklıydı. uzundu, kahve saçlı ve gözlüydü. Dışarıdan bakan birisi bile rahatlıkla sıcak kanlı olduğunu söyleyebilirdi. Kadın ise adama kıyasla daha kısaydı ama çok güzeldi. Merinette gibi saç ve göz rengi vardı. Galiba annesinden almış genlerini.

Buruk bir tebessümle onları izlemeye başladım. Bu sahneyi hiç bir zaman yaşamamıştım ve bu beni üzüyordu. Çeketimin içinden Heatt'in sarıldığını hissettim. Küçücük kollarını bana dolamıştı. Bu gülümsememe sebep oldu. Merinette tekrar döndüğümde onlarla bir şey konuştuğunu fark ettim. Büyük ihtimalle benim durumum hakkında konuşuyordu. Arada kadın ve erkeğin bakışları bana kayıyordu ve bu beni geriyordu.

Sonunda kadının bana doğru yaklaşmasıyla konuşmayı sonlandırdıklarını anladım.

"merhaba tatlım. Ben Sabine bu da kocam Tom."

Gülümseyerek eğildim ve kendimi tanıttım.

"merhaba efendim. Ben de Abel. Tanıştığıma memnun oldum. Lütfen beni mağzur görün, bu saatte sizi rahatsız ediyorum."

Umuzuma dokunan elle yavaşca bakışlarım Bayan Sabine'yi buldu. İnsanın içini ısıtan bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

"Merinette bize durumundan bahsetti. Biz seni seve seve burada ağırlarız. Kendini yabancı hissetme, kendi evinmiş gibi düşün. Merinette, ona adana götürür müsün lütfen?"

Merinette'e döndüğümde eliyle kapıyı gösteriyordu.

"gel Abel, sana kalacağın yeri gösteriyim."

Kafamı sallayıp onu takip ettim. Kapıdan geçtiğimizde bir apartmanın içindeydik. Açıkcası iç tasarımı beğenmiştim. Mavi ağırlıklı kullanılmıştı. Yukarı çıkan Merinette'le onun peşinden çıktım. 2 kat yukarı çıktıktan sonra bir kapının önüne geldi. Kapıyı açıp bana döndü.

"gel hadi"

İçeri girdiğimizde küçük bir ev bizi karşıladı. Salonla mutfak birleşikti. Hemen karşımızda bir L koltuk ve televizyon ve küçük bir orta sehpa vardı. Sağ tarafta bir masa, gerisinde tezgah, buzdolabı ve raflar vardı. Hemen kapının sağında bir oda vardı. Hemen yanında ise yukarı çıkan bir merdiven. Açıkcası hoş bir evdi. İnsanın içini ısıtan türdendi.

Merinette'in merdivene yönelmesiyle onu takip ettim. Yukarı çıktığımızda pembe ağırlıklı bir oda karşıladı beni. Karşımda bir şezlong yatak vardı. Hemen üstünde bir şemsiye ve yanında bir sandık vardı. Sol tarafta bir çalışma alanı vardı. Üst tarafta küçük bir asma kat vardı ve yatak koyulmuştu. Arkamı döndüğümde bir el yıkama lavabosu vardı.

Yeniden Mucize (Beklemede) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin