16|Acının tarifi

Start bij het begin
                                    

O gün yaşadıklarımı bir kağıda çizecek olsaydım, kocaman bir canavarın küçücük bir kız çocuğuna bağırırken ki, acımasızlığını, merhametsizliğini, nefretini, kız çocuğunun çaresizce etrafını gözetleyerek, bir yol arayışını çizerdim.

İç çekerek, sıcak çikolatalı sütümü yudumlarken, bir yandan da beyaz defteri karalıyordum. Aslında çizdiğim düz çizginin bile zihnimdeki anlamı farklıydı. Sadece anlamak ve bakmak gerekiyordu. Bir elimi çeneme koyarken, defteri kapattım. Canım sıkılmıştı, karalamaktan. Bu yüzden yun halının üzerinde oturan, minik kedinin kuyruğuyla oynayan İnci'me baktım. Ara sıra ondan uzaklaşan kediye kaşlarını çatıyor yanına vurarak del diyordu. Şimdi de aynısını yaparken, minik kedinin uykusu gelmiş olacak ki, kıçını yan devirerek uyku moduna geçti.

Dudaklarını büzen İnci, ellerini kaldırıp indirerek, "Omaz! Uy omaz!" dedi. Arada şiveye kaysa bile, istediğini rahatça dile getirebilen bir kızım vardı. Şaka bir yana, uyku olmaz diyordu İnci'm.

"Anneciğim bırak uyusun."

Bana bakmaya çalışırken, sırt üste devrilerek, gözlerini şaşkınlıkla büyüttü. "Ümdüm. Nam ümdüm!"

Onu kaldırarak, "Evet kızım düştün." dedim. Hâlâ şaşkınca bakıyordu bana. Avuç içini dudağıma koyarken, "Uf. Nam uf?" diyerek sorguladı.

"Evet anneciğim, annenin dudağı uf oldu."

Dudağım, soğuk havalar yüzünden kurumaya başlamıştı. Bu yüzden ister istemez kanamaya başlıyor ve yaralar oluşuyordu.

"Pöm?"

"Yanaktan öpecek olur." Dudaklarını yanağıma bastırarak, sulu bir öpücük kondurdu.

"Odu?"

"Oldu güzelim, oldu."

Ona nasıl davranılıyorsa aynı şekilde oda bize öyle davranıyordu. Mesela, yaraları öperek veya okşayarak geçirmeye çalışıyordu. Ağlayan birine kıyamayarak bakıyor, ardından susması için güldürücü haraketlerde bulunuyordu. En çokta bu huyunu seviyordum. Çünkü, kızımızın kalbi, gerçekten yumuşacık ve merhamet doluydu.

Spor yapmaya çalışan Firengiz, aniden yere çökerken, "Ay çok yoruldum! Pertim çıktı resmen!" dedi. İnci, Firengiz'in düştüğü duruma gülerken, ben gözlerimi deviriyordum.

"Şimdi de spora mı sardın?"

"Evet!"

"Kızım sen salak mısın? Gidip çalışsana."

Gözlerini devirerek, "Kan görecek gücüm yok şuan." dedi. Köyde yaşadığımız o olaydan sonra Firengiz gerçekten hemşirelikten uzaklaşmaya başlamıştı. Belki de yaşadıkları ona ağır gelmişti.

"Böyle giderse diplomanı yakacaksın. Haberin olsun."

"Aman! Hem ben bu kez farklı şeyler deneyerek kendimi bulmak istiyorum."

"Ne deneyeceksin mesela?"

Biraz düşünerek gibi yaparak, parmak şıklattı. "Abi parası yiyerek, geleceğe adım isimli dernek kuracağım." Yüzümü buruşturarak, "Katkısız bir geri zekâlısın!" dedim.

YABANCI NEFES (2 HAFTAYA DÜZENLENECEKTİR)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu