Soğuk Odalar

47 9 3
                                    

"Ölüm korkusu, yaşam korkusundan daha büyüktür."

- Lübnanlı Halil Cibran-

Ara bir sokakta, şehrin gürültüsünden uzakta, orta yaşlı bir adam yürüyordu. Gecenin soğuk rüzgârı, yüzüne vurarak ona yaşamın gerçeklerini hatırlatıyordu. Gözleri, o sokağın sonundaki aydınlığa odaklanmıştı. Gece yarısına yaklaşırken, etrafındaki her şey belirsizleşmeye başlamıştı.

Birden, hafif adımlarla yaklaşan birinin varlığını hissetti. Kalbi daha hızlı atmaya başladı. Bu sessiz sokakta kim olabilirdi? Gözlerini odakladığında, zarif ve esrarengiz bir kadın gördü. Uzun siyah saçları, gümüş renkli elbisesinin üzerinde dalgalanıyordu. Gözleri, gecenin karanlığında bile parlak bir şekilde ışıldıyordu.

Kadın, adamın yanına yaklaştığında bir an durdu. "Özür dilerim," dedi tatlı bir sesle. "Bu sokaktan ana caddeye nasıl çıkılır, bana yardımcı olabilir misiniz?"

Adam, kadının bu beklenmedik yaklaşımı karşısında bir an şaşırdı. Ancak şehrin karmaşasından uzak bu sokağın yalnızlığında, bir insanın yol sormasını normal karşıladı. "Tabii..." dedi, "Bu sokaktan ilerleyip, sağa döndüğünüzde ana caddeyi göreceksiniz."

Ancak kadının aklında başka planlar vardı. Teşekkür ederken, elinde gizlice sakladığı bir enjektörü adamın kollarından birine batırdı. Saniyeler içinde, genç adamın gözleri karardı ve yere yığıldı.

Kadın, etrafına hızla göz attıktan sonra, adamı sokağın daha karanlık bir bölümüne sürüklemeye başladı. Onun bu sokağı seçmesinin bir sebebi vardı...

***

Volkan, elindeki kâğıdı buruşturup çöp kutusuna attığı sırada kapıdan içeri Enes Komiser elindeki adli tıp raporuyla girdi.

"Volkan Komiserim, adli tıp raporu çıktı. Bu sefer diğer maktullerden farklı bir gelişme var. Cesedin gırtlağından bir not çıkmış..." diyerek ön otopsi raporunu Volkan'a doğru uzattı.

Otopsi raporunu alan Volkan hiç vakit kaybetmeden hızlıca rapora göz gezdirmeye başladı. Kürek kemiğine takılan kasap kancası, çok sayıda işkenceye maruz kalması ve şah damarına kesici aletle almış olduğu darbe ortak noktaydı. Fakat seri katil artık yakalanmak ya da oyun oynamak istiyordu ki bir poşetin içinde maktulün boğazına "Gerçeği öğrenmek istersen, sokaklar seni yönlendirecek." yazılı notu bırakmıştı.

"Enes!" dedi Volkan, "Bu kâğıdı, üstündeki mürekkebi hatta kâğıdın imal edildiği fabrikaya kadar araştırın gerekirse. Bu bizim için çok önemli bir ipucu." hiddetli bir şekilde.

"Derhal, başkomiserim!" diyen Enes hızlı adımlarla odadan dışarı çıktı. Volkan sağ eliyle kafasını kaşıyarak masanın etrafında dolaşmaya ve söylenmeye başladı.

Volkan, odasının dört bir köşesinin etrafını tavaf ederken zihninde birçok soru da köşe kapmaca oynuyordu. Sürekli olarak aynı sorular zihninde tekrar tekrar dönüyordu.

"Acaba katil bu notu, ona bir oyun mu oynamak için bırakmıştı? Yoksa bu gerçekten katilin yakalanmak istemesiyle ilgili bir ipucu muydu? Belki de bu, daha önce gözden kaçırdığı bir ayrıntıya işaret ediyordu."

Aniden, masasının başına geçip sandalyesini çekti ve emniyetin sistemine girdi. Aklına o güne kadar gerçekleşmiş ve faili meçhul vakaların delil dosyalarına bakarak bir ipucu bulabileceği geldi. Derin bir nefes aldı ve masasının çekmecesinden bir top kâğıt çıkardı. Her şey dijital sisteme geçmiş olsa da Volkan Kâğıt kalemle çalışmayı severdi. Ona göre bir cinayetçi gözüne çarpan her şeyi not almalıydı. Not aldığı tüm kağıtları yere serip onların arasında saatlerce düşünerek bulurdu hep olayı aydınlığa kavuşturacak olan ip uçlarını...

VİKAWhere stories live. Discover now