🌸İlkBölümdenHallice🌸

34K 1.5K 176
                                    

*Bu kitap Orhan Gencebay şarkılarından esinlenerek yazılacaktır... 📻
Berhudar ol Orhan Baba 📼🤎

🌠- K Ü Ç Ü K  H A N I M E F E N D İ -🌠______________________________________________________

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.


🌠- K Ü Ç Ü K  H A N I M E F E N D İ -🌠
______________________________________________________

Korkulu rüyam,
Gülen bahtımsın
Sen benim...
Sen benim...
Dünyamsın!

Tamirhanenin duvarları teyipten çalan müzikle yankı bulurken yattığı arabanın altından çıkıp hışımla kenardaki koyu mavi lekeli beze uzanmıştı delikanlı. Ellerine bulaşan motor yağını düşünce dolu gözlerle silmiş, bakışları duvarda asılı duran saate kaymıştı. Vakit gece yarısını çoktan geçmişti. Lakin yine çıkıp eve gitmeyecekti. Ne anasının nede gelip gelip başında tır tır eden ablasının söyledikleri umrunda değildi. Soluksuz hissettiği o çatının altına sığamıyordu. Hem nesi vardı yazıhanenin ? Uyumak için bir döşeği, ısınmak ve çay demlemek için küçük bir tüpü, hacet gidermek için ise helası vardı. Daha ne olsundu? Sabah olduğunda yine tulumu çeker, bir çay suyu koyup karşıki bakkaliyeden dumanı tüten bir somunla ufak bir kalıp peynir alıverirdi. Eh zeytin, domates, biber de alırdı canım yanında! Maksat sofrada çeşit olsundu!

İçine kederli bir soluk çekerken takımların durduğu tezgaha doğru adımlamış, dolduralı ne kadar olduğunu unuttuğu zift gibi çayından iri bir yudum çekmişti içine. Damağına değen acı tatla suratı buruşmuş, ince belli ufak bardağı gözü görsün istemez gibi bırakıvermişti çay tabağını üzerine. Akşamüstü yediği ekmek arasından sonra kaç demlik bitirmişti Allah bilir. Ustası eve gittikten sonra daha çalışırım diyerek bir tane daha, bir tane daha demleyivermişti. İçi dışı çay olmuştu resmen! Esasında böyle anlarda eve gidip de anasının elinden bir tas çorba içesi gelmiyor değildi. Ama yok! Babası öldüğünden beri kendini o evde sığıntı gibi hissetmişti. İlkokulu bitirdiği gibi çalışmaya başlayıp para kazanmıştı ama yine de o his içinden gitmemişti. Şimdiyse bambaşka vaziyetler binmişti o sığıntılık üstüne. Başka dertler, başka mihnetler, başka ısrarlar...

Elini cebine atıp tablasını çıkarmış, tezgaha yaslanarak dudakları arasına sıkıştırdığı cigarasını yakmıştı. Beyaz duman sicim gibi süzülüvermişti tamirhanenin tavanına. Derken bir anlığına teybin sesi gidip gelmiş, delikanlının kaşları adeta damar yoluyla aldığı Orhan Baba sesinden mahrum kalacağım korkusuyla çatılmıştı. Teyp ufak bir tekleme ardından çalmaya devam ederken dışarıdan onun sesini dahi bastıracak bir şimşek çakıvermişti. Öyle ki ışıkları loş aydınlıktaki dükkanın kapalı kepenklerinden içine dek sızmıştı. Az buz değildi. Sabahtan beri durmak bilmeyen yağmur git gide hızını arttırmıştı. Şimdiyse ufak bir kıyamet kopuyordu dışarıda. Çatık kaşlar altındaki umarsız gözler kapalı kapılara doğru kaymış, içinden dışarıda kalanlar için Allah'tan yardım dilemişti.

KÜÇÜK  HANIMEFENDİ 🌠(TAMAMLANDI) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora