➷ 3. BÖLÜM ➷

Start from the beginning
                                    

"Ada da havalar soğumaz. Yani burası hep böyledir. Hatta bazen sıcağı boğar gibi olur. O anlarda evden hatta klimanın karşısından çıkmamanı öneriyorum." Asya adamın ciddi ciddi hava durumu analizi yaptığına inanamıyordu. Utanmasa elini şak diye yüzüne yapıştırabilirdi.

Bakışlarını adamdan çektiğinde önünde durdukları devasa villayı yeni fark ediyordu. Bu Karahanlı'nın buradaki eviydi. Abisinin nikahına geldikleri zaman burada kalmışlardı.

Beyaz villanın etrafını saran büyük palmiye ağaçları görsel şölen sunuyordu adeta. Bu evi ilk gördüğünde de fikirleri aynıydı. Şimdi de aynı. Muazzam ötesi olduğunu düşünüyordu. İnsanın hayallerini süsleyen hatta ömrünü geçirmek isteyeceği bir yerdi burası.

Ama anlayamadığı şey burada ne işi olduğuydu. Adamın eliyle buyur etmesini gördüğünde bakışları tekrar kirli sakallı yüzüne tırmandı. "Teşekkürler rahatsız etmeyelim biz. Cesur?" Kararsız bakışlarını Karahanlı'nın üzerinden çekip hemen gerisinde ki korumasına çeviren genç kız, önüne gelerek konuşan adama dikkat kesildi.

"Buyrun Asya hanım?"

"Babam nereyi ayarlamışsa oyalanmayalım geçelim bir an önce." Cesur üst üste ağzını açıp kapattı. Çünkü tam da kalacakları yerin önünde duruyorlardı. Karahanlı sessizliğini koruyarak eğlenen bakışlarıyla Asya'yı izlerken Cesur, ellerini önünde bağlayarak boğazını temizledi ve saygıyla konuşmaya başladı.

" Asya hanım başka bir yer hakkında bana bilgi verilmedi. Her gelişimizde Kuzgun bey Mehmet beyi burada ağırladığı için hazırlıklar yine aynı şekilde gerçekleşmiş olması gerekiyor." Aval aval bakmak. Evet evet şuan Asya'nın yüzünde ki ifade tam da buydu. Aptal gibi hissederek öylece Cesur'un yüzüne bakıyordu." Hı? "

" Mehmet Çakırbey gibi önemli bir adamı daha doğrusu kardeşim dediğim adamı başka bir yerde ağırlayamazdım öyle değil küçük hanım?"

Cesur kafasını dimdik kaldırıp düz ifadesiyle Karahanlı'ya bakarken Asya, küçük dilini yutmuş gibi yüz ifadesini şekilden şekile sokuyordu. Onunla aynı evde kalmak mı? Hemde koca yirmi gün! İşte bu olamazdı. Her şey olabilirdi ama bu hayır, asla!

" Ben Mehmet Çakırbey olmadığıma göreee bir sorun yok. Ces..."

"Ama onun canından çok sevdiği kız kardeşisin. Aslında bir Çakırbey olman bile yeterli bunun için. Pek sevgili kadim dostumun ailesini ağırlamaktan gurur duyarım. Buyur lütfen."

Şaşkın bir balıktan farksız olan mavi gözlerini pörtlete bildiği kadar pörtleten Asya, ellerini havaya kaldırarak heycanla sallayıp hızlıca soludu." A, hayır tabi ki buna hiç gerek yok. Cesur bi... "

" Poyraz Çakırbey güvenliğini üst safhada tutmuş olabilir ama adayı avcu gibi bilen benim Asya. Nereden ne zaman bir tehlike gelir, neresi güvenilir ben bilirim. Ki eminim ki aksini istiyor olsaydı adamlarına çoktan talimatını vermiş olurdu. "

Buna inanamıyordu Asya. Kalbi deli gibi atmayı bırakıp yığılacaktı şimdi şuraya. Adamın varlığıyla dolu bir ev mi? Hayalini bile kurması imkansızdı onun için..

" Kuzgun bey haklı Asya hanım. Çakırbey bütün güvenliğinizle ilgili hepimizi toplayıp bir toplantı yaptı. Ama bu bu konuyla ilgili hiç bir emri olmadı." Olsaydı zaten bunu Cesur'dan başkası bilemezdi. Çünkü her an yanında olacak olan koruması oydu.

Yanı başında bir hulk edasıyla duran adama bakmadan sıkıntılı soluğunu dudaklarının arasından veren Asya başını ağır ağır sallayarak sadece " Peki. "Diyebildi. Müsait olduğu ilk an babasını arayıp bu konuyu konuşmalıydı.

A Y  I Ş I Ğ IWhere stories live. Discover now