Chapter 1: Sınırlar

20.2K 896 895
                                    

Selaaam. Tatlı olduğuna inandığım, cıvıl cıvıl ve tamamen eğlencesine olan çerezlik bir kurguyla geldim. Umarım okurken çok keyif alırsınız, yıldızı parlatıp yorum yaparsanız da beni dünyanın en mutlu insanı yapabilirsiniz. Şimdiden çok teşekkürler <3

🎶

Moth a Flame - Swedish House Mafia & The Weeknd

Those Eyes - New West

🎶

Hayatın getireceği sürprizlere her daim açık olanlara ithafen,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatın getireceği sürprizlere her daim açık olanlara ithafen,

Hayatta bazen öyle anlar vardır ki; yaşanan olaylara asla anlam veremediğimiz, tüm her şeyin koca bir şaka olmasını istediğimiz ve sanki bir bilgisayar oyununun içindeymişiz de biri bizi yönetiyormuş gibi hissettiğimiz...

İşte tam olarak o anlardan birinin içindeydim ve kahretsin ki şu an yaşananlar şaka falan değildi, hatta benim varlığımdan daha gerçekti. Bir umutla, gözlerimi sıkıca kapatıp açtığımdaysa sonuç değişmemişti ve artık sanırım bu korkunç gerçekle yüzleşmem gerekiyordu.

Siktir! Gerçekten koca bir HASSİKTİR! Burnunu kırdı. Ruh hastası herif, cidden çocuğun burnunu kırdı. Müziğin sesi kesildi ve etraftaki çığlık sesleri yükseldi. Tam o esnada neredeyse tüm gözlerin ikimizin üzerinde dolaştığını hissedebiliyordum. Bense; tüm bunlar yaşanırken bulunduğum konuma çivilenmiş gibiydim, olanlara asla anlam veremiyordum.

Aren Artemis, ne ara, ne diye gelip Batın Saygın'ın kafasını bar tezgahına geçirmişti anlayamamıştım bile. Her şey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki.

Hey, sanırım her şeyi en baştan anlatmaya başlamalısın Mila, çünkü şu an benim bile kafam karıştı.

Aynı günün sabahı,
saat 12.37

Elimdeki domates ve salatalıkları keserken bir yandan da Güneş'e sesleniyordum ama beni asla umursamıyordu çünkü hanımefendi muhtemelen hala uyumakla meşguldü.

Bıçağı kenara bırakıp ellerimi hızlıca suya tutarken Güneş'in odasına baskın yapmayı planlıyordum ve yapacaktım da. Ellerimi silah haline getirip "FBI! Open the door!" diyerek odasına bodoslama daldım.

Şaka gibiydi, hala uyuyordu. Bu kızın uykuya olan aşkı beni her zaman imrendiriyordu. Ben tam bir tavuk olduğum için genellikle erken saatte yatıp erken saatte kalkıyordum. Uykuyu severdim ancak zaman kaybı olarak görürdüm. Güneş ise hayatının tamamını uyuyarak geçirebilirdi. Sanırım onun bu hayattaki en zorlu sınavı benim gibi bir arkadaşa sahip olmasıydı. Ben uyumuyorsam onu da uyutmazdım.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin