Geyşa ᘛ Jikook

Tasdik

~~~

Anlamayanlar için geyşa konusunu biraz daha açmak istiyorum. 17.yy dan 18.yy in yarısına kadar geyşalar erkekmiş. Sonra kadınlar da bu gruba dahil olmaya başlamış ve genel olarak yerini kadınlara bırakmış.

Bu durum bana ilginç gelmiyor. Osmanlı tarihinde bile varken. Şimdi kimseyi sinirlendirmek istemem ama merak edenler araştırabilir. Açık açık resmedilmiş tarihi minyatür kitaplar var. Hatta BxB kitap örnekleri "Güzel oğlanlar" ve "Hançerli hanım hikaye-i garibesi" adında Osmanlı döneminde yazılmış. Daha bir sürü şey var da konumuza dönelim.

Yani eşcinsellik günümüzde türeyen aaa ne günlere kaldık başımıza taş yağacaklık bir durum değil.

Geyşalar en az 5 yıl sanat eğitimi alan kültürlü, eğitimli insanlar. Batı tarzı barlar açılmaya başladıkça azalmışlar ama günümüzde hala Japonya'da eğlence sektöründe en pahalı olarak başı çekiyormuş. Bunu ben de yeni öğrendim.

Ve hikayede değineceğim başka öğreneceklerimiz de var. Şimdiden açıklarsam sürprizi kalmaz. İhii.

Ve yine hikayede belirttiğim gibi ilk birliktelik, yüksek meblağlarla gerçek.

Birşey merak eden olursa sorabilirsiniz. Bu bölümü güzel yazar lastnonsense ve and_TaeTae için yazıyorum ♥️

İyi okumalar🤗

~~~

Girdiği gibi kapıyı arkasından kapatırken aynı zamanda, hanbokunun şapkasını da indirip güzel yüzünü gösterdi. Şişe terden elimin içinde dönerken yaşadığım korkudan beni kurtaran, kurtarıcımın kucağına atladım, koşup.

Kolları belimde beni desteklerken yanaklarımı öptü küçük küçük.

"Küçüğüm beni çok mu özlemiş?" Diye fısıldadı kulağıma ve başımı omzundan kaldırmadan salladım.

Hazırlanmış yatağımın ortasına doğru geldi ve ben hala kucağındayken bağdaş kurup oturdu.

Tebessümle yüzüme bakarken ellerimi tuttu ve şişeyi farketti.

"Jimin... Bunun zor olduğunu biliyorum ama korkma. Seokjin bunu yıllardır yapıyor." Dedi yüzünü ekşiterek.

"Yapacağım.." Dedim rahat gözükmeye çalışarak. Yapamazsam beni bir daha görmek istemez miydi? Büyük ihtimalle istemezdi. Onun için buna cesaret edebilmem gerekirdi. Hanbokunun içinden kadife bir mücevher kutusu çıkardı.

"Keyfini yerine getirmek istiyorum. Kırmızı tokanla uyum sağlasın diye aldım. Senin için bu toka ne ifade ediyor bilmiyorum ama benim için gurur verici. Senin gibi bir güzelliğe sahip olduğumun simgesi..." Dedi gözlerime, kutuyu açıp yakut taşlı, ağır gözüken küpeleri sunarken.

Yaşadığım korkuyu hala atlatamamıştım ve nazik hareketlerle küpemin birini çıkarıp kendi hediyesi olanı taktı, sonra diğerini...

"Teşekkür ederim. Çok güzeller."

"Senin güzelliğinin yanında sönük kaldılar ama." Dedi yüzümü avuçları arasına alarak.