SAKLANANLAR VE SAKLAYANLAR

20 4 0
                                    

"Güzel yalanları sürdürmektense çirkin gerçeği ortaya çıkarmak daha iyidir."

Elimdeki: "Elysum'un Tarihi: Cilt 1" kitabını kapattım ve aralıksız okuma serüvenime kitabı bitirerek ara verdim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elimdeki: "Elysum'un Tarihi: Cilt 1" kitabını kapattım ve aralıksız okuma serüvenime kitabı bitirerek ara verdim. Elysum'un ana kütüphanesindeki, küçük bir masaya oturarak Damon'ın bana verdiği tarih kitabını bitirmiştim. Kitabı yerine koymak için kitaplıklar arasından ilerlerken edindiğim bilgileri aklımdan geçirdim.

"Çok çok uzun zaman önce tanrılar, hiçbir ölümlünün yaşarken işlediği günahlardan dolayı sonsuz bir cezaya maruz kalmaması gerektiğine karar verdiler. Buna karşılık, ölüler için yaptıklarının kefaretini ödeyebilecekleri ve huzur bulabilecekleri bir ülke yarattılar. Bu topraklarda Elysum'du ve ölülerin öğrenip büyüyebileceği muhteşem bir yer olduğu şüphesiz bir gerçekti. Elysum'da ölüler kendilerini kurtarma ve daha iyi bir ölümden sonraki yaşama doğru yol alma şansına sahiptirler."

Bu bir insanın –bir ölümlünün- sahip olmak isteyeceği mükemmel bir fırsattı. Ama yine de aklımda çelişkiler ve şüpheler vardı.

Mesela tanrılar.

Kaç tanrı vardı ki, Elysum'u yönetiyordu? Onları hiç gören olduğu mu yoksa insanların tanrısı gibi görünmezler miydi?

Çelişkilerime ve şüphelerime cevap bulmak umuduyla elimdeki birinci cildi tekrar eski yerine rafa yerleştirdim. Yanındaki ikinci cildi alacağım sırada duyduğum sesle hemen sağıma baktım. Tarih bölümü kütüphanenin köşesinde yer alıyordu ve tavandan sarkan büyük avize, bu bölüme çok çarpmıyordu ve sadece kitaplıklar arasındaki ve duvardaki şamdanlara konulmuş mumlar etrafı aydınlatıyordu.

Sağ tarafta kimse yoktu ve iki kitaplığın arasında duvara asılmış bir portre vardı. Önünde de bir kitap, yerde açık bir şekilde duruyordu. O tarafa adımladım ve eğilip yerdeki kitabı aldım. Açık yüzü boştu ve kitap eski duruyordu. Bir sonraki sayfayı çevirdim, boştu. Ama sonra birden sayfaya kırmızı bir damla düştü. Kafamı kaldırıp yukarı baktım. Ama leke yukarıdan değil, burnumdan akan kandan geliyordu. Parmaklarımı burnuma götürdüm ve sonra parmaklarıma bulaşan kana baktım.

Tekrar burnumdan bir damla kan kitabın açık sayfasına aktı ve işte o zaman kandamlaları yavaşça yok oldu ve sayfada yazılar belirmeye başladı.

"Elysum'un çelişkiler ve çifte anlamlar ülkesi olduğu sıklıkla söylenir. Ölülerin bu topraklarda bilgi ve gelişim bulduğu doğru, ama ya tüm bunların ardındaki gerçek amaç sandığımızdan çok daha kötüyse? Belki tanrılar bizi yine kandırmışlardır ve burası sonsuz bir azaptır, barış ve öğrenme yeri değil. Öte yandan belki de merhametin ahiretteki gerçek yüzü budur ve bu kurtuluş şansına şükretmeliyiz. Bu komploların içinde kaybolmak kolaydır ama emin olabileceğimiz bir şey var: Elysum keşfedilmeye değer bir gizemdir." –V.C.

"Güzel değil mi?" dedi arkamdan gelen, tanıdık bir ses. Hemen kitabı kapatıp göğsüme yasladım ve arkamı döndüm.

Turuncu kafa tarih kitaplarının olduğu rafa yaslanmıştı. Üstünde lacivert, uzun kollu bir bluz vardı. Siyah bir pantolon giyiyordu ve avuç içinden dirseklerine kadar uzanan deri bir kolluk vardı. Dizlerinin biraz altında biten yine deri botlar giyiyordu. Başı yere bakıyordu ve açık mavi pelerini yere değiyordu. Kollarını göğsünde çaprazlamıştı.

-_ÖKY_-Where stories live. Discover now