21

586 24 10
                                    

"Gülüm kalk artık. Hiç birşey yemedin. Ye öyle geri yatarsın"
Yorganıma daha sıkı sarılarak başımı olumsuz anlamda salladım.

Abim oflayarak dizleri üstüne çöktü. Saçımı okşayarak
"Gülüm yapma böyle. Endişeleniyorum. Sabahtan beri yataktan çıkmadın. Ağzına bi lokma sürmüyorsun. "

Gülümsemeye çalışarak
"Sorun yok sadece aç değilim" dedim.
"Nası aç değilsin dünden beri hiç birşey yemedin. En azından benim için birazda olsa yermisin? "

Hiç birşey yemek istemiyordum ama abımı üzmekte istemiyorum.
"Pekala " diyerek yorganı üstümden iterek ayağa kalktım.

Abimde gülümseyerek ayağa kalktı.
Beraber mutfağa gittik. Mutfağa geldiğimizde her zamanki yerlerimize geçtik. Bacaklarımı kendime çekerek kollarımı bacaklarıma sardım.

Kapı çalınca abim
"Kapıya bakıp geliyorum sen bişeyler ye" diyerek oturduğu yerden kalktı. Mutfaktan çıkınca çatalı elime aldım. Çatalımı salatalığa batırarak ağzıma attım.

"Selaaam" mutfağa giren pelin ve emir koşarak bana sarıldılar. Denizde gelerek karşıma oturdu.
"Seni götürmeye geldik"

"Evde kalmak istiyorum"
Pelin kollarını bağlayarak
"Oldu canım bizde seni evde bırakıp depresyona girmene izin vericektik ya"

Abim "Ben sizi yanlız bırakayım" diyerek mutfaktan çıktı.
"Mert böyle yapmamalısın. Dik durmalısın. Böyle nereye kadar? "

Aslında haklıydı. Nereye kadar bu şekilde durucaktım. En azından dışarı çıkabilirdim.
"Haklısın. Peki sizinle geleceğim. "

Pelin ellerini çırparak
"Hadi gidelim " dedi.
"Üstümü değiştirmem ama"
Emir şöyle bi üstüme bakarak
"Pijamayla mı çıkıcaksın? " dedi. Omuz silkerek "evet" dedim.

"Peki sen bilirsin. Hadi gidelim" diyerek mutfaktan çıktı. Bende ayağa kalkarak emirin arkasından gittim. Emir abimle konuşuyordu
"Kardeşini kaçırıyoruz serkan abi haberin olsun "

"Kaçırıcaksanız haberimin olmaması gerekmiyormu? " emir omuz silkerek "olabilir ben söylemeyi seçtim. " diyerek koluma girdi.

Ayakkabılarımızı giyerek denizin arabasına doğru gittik. Ben önde pelin ve emir arkada olacak şekilde oturdum.

"Nereye gidiyoruz? "

Deniz sırıtarak
"Spor salonuna" dedi.

Ne alakaydı ki
"Ne yapıcaz ki? "
"Stres atıcaksın. En iyi stres atma yollarından biri. "

Bi bildiği vardık diyerek çok takılmadım 5-10 dk sonra gelmiştik. Kapıyı açarak çıktım. Deniz arka koltuktan çanta alarak arabayı kitledi. Hepimiz birlikte içeriye girdik.

İçeride çok insan yoktu. Bazıları kum torbasına vuruyor bazıları ağırlık kaldırıyor bazılarıda başka şekillerde spor yapıyorlardı.

Üstüme baktım. Düşünceledimi anlayan deniz
"Merak etme hallettim ben. Gel değiştirelim" diyerek eliyle bir kapıyı gösterdi.

Pelin sadece bizi izleyeceğini söyleyerek bir yere oturdu. Bizde deniz ve emirle üstümüzü değiştirmeye gittik.

Deniz çantayı açarak içinden beyaz tişört ve şort çıkartarak bana verdi.

Deniz ve emir rahatsız olmayayım diye arkalarını dönerek üstlerini değiştirmeye başladılar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Deniz ve emir rahatsız olmayayım diye arkalarını dönerek üstlerini değiştirmeye başladılar. Bende arkamı dönerek üstümü değiştirmeye başladım.

Üstümü değiştirince arkamı dönmeden
"Değiştirdiniz mi? " diye sordum.
"Evet dönebilirsin" emirin dediği ile onlara döndüm. İkiside kolsuz bi üst altlarına da şort giymişlerdi.

"Hadi gidelim" diyerek kapıya yöneldi deniz. Ben ve emirde denizin arkasından gittik. Çıktığımızda pelin bize bakarak parmağını onaylarcasına kaldırdı.

Deniz Pekin'in oturduğu yerden boks bandajı alarak bana döndü. Elini bana uzatarak
"Elini bana ver" dedi. Dediğini yaparak elimi uzattım.
Uzattığım elimi tutarak bandajı elime sarmaya başladı.

Bandajı iki elime de sardıktan sonra spor salonuna göz gezdirerek eliyle bi kum torbası gösterdi.
"Şu torba diğerlerine göre daha hafif diye biliyorum. Oraya gidelim. " dedi.

Denizi onaylayarak kum torbasının yanına gittik.
"İstediğim gibi vurabilirsin amaç stres atmak" galiba daha önce hiç kum torbasına vurmadığımı düşünüyordu.

Tam olarak nası bir pozisyon alıyorlar bilmiyorum siz biliyorsanız öyle hayal edin.

Kum torbasına sert bi yumruk attım. Hoşuma gitmişti. Ardı ardına yumruk atmaya başladım bi yandan da sinirle melihe saydırıyordum.

"Şerefsiz beni nası aldatırsın piç. Umarım yaptıkların tek tek götüne girer. O benim arkadaşım arkadaşım. Bok kafalı. Kafanı siksinler senin. Beyefendiyi bi gün boş bıraktık kucağında kızla oturuyodu köpek. Senin o sikini götünden sokup ağzından çıkarsınlar. Düz yolda yürürken kafa üstü düş inşallah "

Kum tornasına son kez sert bi yumruk geçirdim. Deniz, emir, Pelin ve sinan abi bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Bi dk sinan abi ne alaka?

Sinan abi kendine gelerek
"Spor yapmaya gelmiştim. Seni böyle görünce... "

Yüzüme korkutucu bi gülümseme takınarak
"Hiç sorun değil. İzlemen bittiyse git sporunu yap sinan abicim"

Melih o boku yerken ona ortak olmuştu. Hepsi aynı bunların.

"Ben ne yaptım ya? "

"Melih o boku yerken sessiz kaldın mesela"

"Bak o -"
Kum torbasına sert bi yumruk gelir memleket sözü kesildi. Son bir bakış atarak arkamı döndüğümde gibi Pelinin yanına ilerledim.

Pelin gülümseyerek
"Çok iyi sövdün haa"

Elindeki bandajları sökerek
"Az bile yaptım." dedim. Ardından soyunma odasına ilerledim. Arkamdan deniz ve emirde girdi. Üstümü değiştirerek onlara döndüm.

Üstlerini hala değiştirmemişlerdi
"Üstünüzü değiştirmiyecek misiniz? "

"Ha? Haa yok değiştirmiyeceğiz" diyerek kokar adımlarla soyunma odasından çıktı emir. Ne oluyordu be?

Deniz şaşkınlıkla
"Sen gerçekten mert misin? Hani şu bi karıncaya bile zarar veremiyecek olan benim tanıdığım mert"

Çarpık bir şekilde gülümseyerek
"Evet. Sadece biraz sinirliyim" diyerek kapıya yöneldim. Denizde arkamdan "biraz mı? " diyerek geliyordu.

Kapıda pelin ve emir bekliyordu. Yanlarına giderek birlikte arabaya yöneldik. Arabada atnı yerlerimize oturduk. Deniz arabayı çalıştırdı. Bura  niye bu kadar sessizdi ya. Benim işime gelirdi ama nereye gideceğimizi merak etmiştim.

"Nereye? "

"Lunaparka" şu an lunapark havamda değildim ama heyecanlanmamak elde değil.

Lunaparka sonunda gelmiştik. Deniz arabayı park edince hemen arabadan indim. Ardımdan deniz ve emirde heyecanla indi. Deniz kafasını iki yana sallayarak
"Çocuk gibisiniz" dedi.

Denizin bu dediği ile hepimiz aynı anda omuz silktik.
Yanyana lunaparka girdik.
"Ee ne yapalım? " canım pamuk şeker çekmişti

"Pamuk şeker istiyorum"
"Patron sensin" denizin dediğiyle tam pamuk şekerin olduğu yere doğru gidicekken emir
"Orası uzak yaa" diye şikayet etmeye başladı.

"İyi o zaman pelinle siz burada oturun. Sakın bir yere ayrılmayın. Bizde gidip pamuk şeker alalım"

Emir ve pelin "olur" diyerek yanımızdaki oturanlardan birine oturdular. Bizde onlara arkamızı dönerek yürümeye başladık.

Sessiz bir şekilde yürürken yan tarafta rengarenk ışıkları olan kocaman dönme dolabı gördüm. Hayranlıkla ona bakarken sert bi bedene çarptım.

"Afedersiniz"
"Önemli değil güzelim. " tanıdık sesle kafamı hızlıca kaldırdım.

Oy vermeyi unutmayınn

Kelime sayısı:902

MAHALLE ABİSİWhere stories live. Discover now