İki saat kadar öylece oturmuştum. Korel denen asi herif arada aşağı iniyor sonra tekrar yukarı çıkıyordu. Tahammülü yok gibiydi ama bu benim umrumda bile değildi. Ne yapayım? O bulaştırdı bu çamuru...

Dışarıdan gelen gürültü ile Yaman'ın geldiğini anladım ve hızla kapıya doğru ilerledim.

Adamları aşıp nasıl içeri girdi bilmiyorum ama arkasında ki adamların ona gücünün yetmediği ortadaydı.

"Sakın bir adım daha yaklaşayım demeyin!" Öfkeli sesi sabrının sonlarında olduğunu gösteriyordu.

"Yaman." Dedim ve avluya çıktım. Gözleri beni bulduğunda iyi olup olmadığımı kontrol eder gibi inceledi beni.

"İyisin değil mi?" Başımı salladım.

"İyiyim. Şimdi bana öğrendiklerini anlat. Neler oluyor?" Yaman sert bir nefesi bıraktı. Sıkıntılı olunca hep böyle yapıyordu.

"Plan çok ince düşünülmüş." Diye başladığında kaşlarım daha fazla çatıldı.

"Daha açık konuş! Hem ölen kişi kim? Benimle bağlantısı var mı?"

"Eski nişanlın." Gözlerim kocaman olurken içimde hissettiğim acı bana büyük bir darbe yemiş hissi yaşattı. Onu sevmiyorum ama sonuçta tanıdığım bildiğim birinin olması üzmüştü. Cebinden çıkardığı telefonuyla bir şeyler yapıp bana uzattı. Bekletmeden elinden aldım ve haberi okumaya başladım.

'SON DAKİKA HABER!
Cumhuriyet Savcısı olarak bilinen Liya Kaplan eski nişanlısını öldürdüğü söyleniyor. Nişanlısının aldatma olayını kaldıramayan savcı adalet binasına gelen nişanlısını hiç düşünmeden öldürdü ve kaçtı!' 

Böyle saçmalık mı olur?

"Ve senin adalet binasındaki odanda bulunmuş." Duyduklarım tekrar tekrar kulaklarımda çınlıyordu bu nasıl bir plandı?! Öfkeyle arkamı döndüm ve koşar adım içeriye girdim. Salonda olmadığını görüp koşarak yukarıya çıktım. Uçtum desem daha doğru olur. Merdivenleri ikişer üçer çıkmıştım.

Her bir odayı teker teker açıp gözlerim o pislik herifi aradı. Hayatımı karartan adamı!!!

Sonunda açtığım bir odanın ortasında ceketini giyerken görmemle kapıyı sertçe itip duvara çarpmasına neden oldum.

"Pislik!" Diye söylenirken yanına gidip yüzüne okkalı bir tokat az olur diye yumruk geçirdim. Elim feci acısada şuan umrumda bile olmadı çünkü öfkem bir volkan gibiydi.

Korel hırlar gibi bir ses çıkardığında bir adım geri gittim. Tamam her ne kadar savunma dersleri almış olsamda benim gücüm karşımda ki dev adama yetmezdi. Eminim yumruk atacağımı anlasa çok kolay koruyabilirdi kendini. Ne diyorum ben? Şuan konumuz bu mu? Gerçekten mi?!

"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen!?" Kükremesi ile istem dışı yutkunmuştum. Az önceki öfkem yok olmak üzereydi. Saçmalam Liya kendine gel ve hesap sor!

Kendimi gaza getirip kaşlarımı tekrar çattım.

"Bu bana yaptığın kötülük içindi! Senin yaptığının yanında Az kaldı gerçii!"

"Yürek mi yiyorsun lan sen!? Ha?! Seni yok etmem için mi çabalıyorsun?" Tekrar geriye doğru bir adım attığımda Korel bir den bana doğru adımladığında gerçek anlamda korkmuştum. Tekrar birkaç adım geriye doğru ilerlerken bir bedene çarpmamla durmak zorunda kaldım.

Başımı arkaya çevirdiğimde Yaman'ı görünce korkum birden yok oldu.

"Yavaş olmanı öneririm!" Yaman'ın Öfkeli sesi ve gerilen bedeniyle birazdan kargaşa kopacak hissine kapıldım.

"Bir komiser bozuntusu bu kadar özgüvenli olmamalı! Sonra canından olman kaçınılmaz olur!" Tehdit mi etti o!? 

"Benim özgüvenim bazılarının ki gibi balona benzemez Çiroğlu! Ben tek tabanca senin itlerine de  yeterim!" Yaman'ın lafları beni git gide tedirgin ediyordu. Çünkü Yaman hep insanların damarlarına basan biri oldu. Şimdi de bunu yapıyordu. Ama unuttuğu bir şey var ki karşımızda bir mafya duruyordu.!

Ne o korktun mu?

İç sesime gözlerimi devirdim.

Korkarım elbette! Yanan biz oluyoruz sonra!

"Ne diyorsun lan sen!?" Korel'in bize doğru geldiğini görünce hızla Yaman'a  döndüm.

"Gidelim artık!." Yaman koyulaşan gözlerini Korel'den ayırmadan konuştu.

"Geç." Belimden iteleyip beni odadan çıkardı. Ayağım var herhalde! Kendimde çıkarım! Hem bana 'geç' diyerek emir mi vermişti! Neyse küçük detaylarla bazılarının yanında çocuğun karizmasını bozmayalım.

Dediği gibi Yaman' dan önce çıktım ve arkamı dönüp Yaman'ın kolunu tuttup. Sağı solu belli olmaz. Son kez de Korel'e sert bir bakış atıp yürümeye başladım.

Aşağı indiğimizde Efe ile göz göze geldim.

Efe böyle davrandıkça ben kendi kendime vicdan yapıyordum. Bir kez bile öfkeli bakışlarını görmemiştim. Sanki Efe'yi değil abisinin hapse sokmuşum gibiydi. Efe bir kez bile hesap sormamıştı.

"Üzgünüm Efe-"
"Seni suçlamıyorum." Beklemediğim cevap karşısında kaşlarım yay gibi yukarı kıvrıldı.

İkisinin kardeş olduğuna emin miyiz? Biri masum ve iyi kalkpli, diğeri masumluktan çok uzak kötü biri...

Yaman belime güç uygulayınca Efe'ye bakmayı kesip dış kapıya ilerledim.

Aslında burada kalıp o Korel denen adamı çıldırtmak isterdim ama yakınında kalmak bile istemiyordum. Vahşi pislik!

Küfür sevmiyorum doğru ama bunlar küfür değil! Değil yani bence....

♡♡♡

"Liya-"

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

"Liya-"

"Yaman, sarılır mısın?"  Bungalova'ya geldiğimizde içeriye girer girmez omuzlarım çökmüştü. Gözlerim dolduğunda Yaman'a baktım. Yaman istediğimi yaparak kollarını bedenime doladı.

"Her şey düzelecek." Yalan! Şimdilik bu söylediği yalandı. Ama sonra neler olur bilemiyorum. Umarım geriye bir ben kalırım da her şeyi düzeltebilirim.

RUH-U REVANTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang