29- Ölümün Siyahı

Start from the beginning
                                    

"Masaya ihanet edenin fermanı belli" dedim belimden silahımı çıkardım.

"Alpaslan yüzünden yapıyorsun bunu! Yediremiyorsun dört yıldır beni öldürmek için bahane arıyorsun zaten!" dedi Asım, son sözleriydi.

Omzundaki parmaklarımı geri çektim ve şakağına bir el ateş ettim. Asım'ın başı masaya düşerken korkulu gözlerle bakan iki kişi daha vardı.

Sırasını bekleyeceklerdi.

Asım'ın ne kadar mal varlığı varsa vakıfa bağışlanacaktı. Yerine de biri oturacaktı.
Bakalım o boşluğu kim dolduracak?

Masada artık dokuz kişiydik.

Alptekin Çakıroğlu
Mustafa Turan
Baran Kartal
Fırat Baykal
Tufan Dereli
İhsan Kırtay
Zafer Mezarcı
Şehmus Taşyürek
Uğur Tetik

İhsan'ın tarafı belli değildi, tarafı belli olmayan adamlardan hoşlanmazdım.

Uğur Tetik zaten Alpaslan'ın köpeğiydi.

Öldü denilen ama cesedi hiçbir yerde bulunamayan Alpaslan Yıldırım.

"Asım'ın yerini kiminle dolduracağız?" diye sordu İhsan Kırtay. Tek düşündüğü paraydı. "İşin aksamasını istemiyorum ortak olduğu lojistik şirketiyle dört ülkeye silah gönderiyorduk" dedi.

"Senin silahların mı?" diye sordum daha yerime oturmamış Asım'ın suratına bakıyordum, ölmüş suratına.

"Senin silahların olabilir ama biz seni finanse ediyoruz!" diye sesi yüksek çıktı İhsan'ın.

"O sesin bir kere daha yükselirse senin yerini de başkası doldurmak zorunda kalacak!" dedim gözlerimi İhsan'ın gözlerine çıkardım.

"Beni tehdit edemezsin ben masanın üyesiyim" dedi İhsan sesinin tonunu yumuşatmıştı. Güldüm.

"Siz burada sahip olduğunuz Vasıf'lar sayesinde oturuyorsunuz, finanse mi? Senden gelen bir milyar dolar benim haftalık çıkardığım silaha eş. Dört yıl öncesinde değiliz İhsan. Ben Türkiye'nin silah baronuyum. Sen burada hangi vasıfla oturuyorsun söyleyeyim! Cumhuriyet başsavcısı baban sayesinde" dedim. Yavaş yavaş yerime oturdum.

"Başka hangi vasıfla oturduğunu öğrenmek isteyen var mı?" diye sordum ellerimi iki yana açıp.

Ceketimin düğmesi biraz sıkmıştı, bu toplantı artık bitmeliydi.

"Mustafa hangi vasıfla oturuyor?" diye sordu İhsan Kırtay.

"Cia bağlantısı olarak" dedim ceketimin düğmesini açtım ve bir elimi masaya koydum "Bildiğiniz gibi masaya oturan ve oturmak isteyen herkes bizimle aynı niyette değil" diye devam ettim.

"Siktir et herkes neyin ne olduğunu biliyor bu ite hiçbir şey açıklamak zorunda değilsin beğenmiyorsa siktir olup gitsin" dedi Fırat. İhsan'ın suratına tükürmek için bekliyor gibiydi.

"Lideriniz olarak açıklamam gerekiyorsa açıklarım, öldürmem gerekiyorsa öldürürüm. Kimseyle sulh için masaya oturmam, ya savaşırız ya savaşırız. Benimle savaşmak isteyen varsa hodri meydan" dedim masadaki elimi hafif kaldırıp çevirdim.

"Toplantı bitmiştir" dedi Mustafa.

"İhsan'ı takibe alsınlar" dedi Fırat.

"Kime gideceği belli bir kaç haftadır Cenk Tekir'le takılıyor" dedim.

"Bu Cenk Tekir o Cenk Tekir mi?" diye sordu Fırat.

"Sen nasıl kaçırdın bunu?" diye sordum herkes kalkmış Fırat ve ben masada oturuyorduk.

TUTSAKWhere stories live. Discover now