the incident

391 47 24
                                    

tw : panik atak

Selam aşklarım, oylarınızı ve yorumlarınızı heyecanla bekliyorum. İyi okumalar. Xxxx

"Hadi anne, çıkın artık!"

  Elindeki bez çantayı aldığı gibi annesini odasından kışkışlamaya başlamıştı Nevzat. Meral Hanım ise onun ısrarına dayanamayıp geri geri kapıya doğru yürüyordu.

"Ev sahibinle konuşmamız gerekiyor Nevzat, adam çıksın evimden diyor!"

"Tamam anne, bakacağım çaresine ama bugün değil. Artık gidin, haydi!"

  Nevzat anne ve babasına şehrin bilinen otellerinden birinden akşam yemeği ve oda rezerve etmişti, kaç gündür peşinden koşturup zahmete giren anne babasına bir jest yapmak istediğini söylemiş olsa da gerçek bundan çok uzaktı.

  Bu gece Alper'le yalnız kalmalıydı çünkü.

"Bak bir şey olursa ararsın oteli bize haber verirler, geliriz-"

"Bir şey olmayacak anne, git artık babam bekliyor çıkışta."

  Meral Hanım oğlunun inadına daha fazla karşı çıkamayınca sinirle iç çekti ve kapıdan çıkmadan önce cebindeki yumruğunun arasındaki paketi oğlunu utandırmamak adına göstermeden Nevzat'ın eşofmanının cebine koydu.

"Anne ne bu?"

"Sence ne oğlum?"

  Solcunun yanakları kıpkırmızı kesilirken annesi kafasını iki yana salladı.

"Dünkü çocuk mu sandın beni? Yok babanla bana sürprizmiş. Hayatında sürpriz yaptın çünkü bize."

"Tamam anne."

"Tamam annesi yok, millet hastalıktan muzdarip, kullanın bunu. Ha bir de sakın çok üstüne gitme çocuğun. Olaydan beri kendinde değil zaten, bir de azgın teke gibi üstüne atlama."

"Anne!"

"Gittim tamam!"

  Meral Hanım'ın odadan çıkmasıyla Nevzat derin bir nefes verdi elindeki bez çantaya baktı. Evinden getirmesi için annesinden rica ettiği eşyaları vardı içinde; kıyafetleri, parfümü ve usturası. Vakit kaybetmeden odasındaki banyoya girdi.

  Birkaç gün önce gelmişlerdi bu hastaneye, bir öncekinden çok daha lüks bir işletme olduğu odaların büyüklüğünden ve ferahlığından bile belliydi. Başhekim aile dostları olduğu için bahçeye bakan en güzel oda Nevzat'ın olmuştu. Ama odanın en güzel yanı kendine ait bir banyosu olmasıydı.

  Suyun ısınmasını beklerken üzerindekileri çıkardı solcu ve buğulu aynadaki görüntüsüne baktı. Bugün için tek bir hedefi vardı ve gerçekleştirmeyi umuyordu. Alper'in kendisine, kendi isteği ile dokunmasını sağlayacaktı.

  O olaydan beri elini sürmüyordu ona ülkücü; elini tutmuyor, göğsüne yatırmıyor, öpmüyordu onu. Delirecek gibiydi Nevzat, kendisi öpmeye çalışsa birkaç saniyeden fazlasına izin vermiyor, sessiz sedasız odanın bir köşesinden ailesiyle olan diyaloglarını dinlemekle kalıyordu.

  Sevgilisini özlemişti Nevzat. Evet, günün her saati yanında olan adamı özlemişti ve dayanamıyordu bu cezayı çekmeye. İşin kötü tarafı neyi yanlış yaptığını da bilmiyordu.

  Belki de beğenmiyor artık beni.

  Uzak bir ihtimaldi ama imkansız değildi, çok zayıflamıştı ve yıpranmıştı solcu. Belki de ilgisini çekmiyordu artık Alper'in. Bu yüzden ona inat süslenecekti bugün, her zamankinden daha çok özen gösterecekti görünüşüne ve buna rağmen ülkücü hala bu tavrından vazgeçmezse de oturup karşısına nedenini soracaktı.

my baby shot me down • AlperxNevzatWhere stories live. Discover now