Özel hayatıma dair eşyaların bu şekilde açılıp bakılması en nefret ettiğim şeylerden biriydi.

Eğer bugün babamla kavga etmiş olmasaydık akşam eve babamla gelip onu Taehyungla tanıştırmayı düşünüyordum. Sonuçta evimde biri kalıyordu ve bunu babama söylemenin daha iyi olacağını düşünüyordum. Fakat işler istediğim gibi gitmemişti.

Aslında Taehyungu tanıştırmak konusunda çok kaygılıydım ve belki de iptal olması en iyisiydi. Taehyung ağzından bir şey kaçırmazdı ama bazı hareketler insanlara tuhaf geliyordu. Normal olarak daha önce görmediği şeylere bakınca şaşırıyor bazense heyecanlanıyordu ama normal bir insan bu durumu oldukça tuhaf karşılayabilirdi.

Düşüncelerimin arasındayken kapının hafifçe tıklatılması ile kafamı kapıya çevirip "gel" dememle kapı yavaşça aralanmıştı. İçeriye giren Taehyung ile kaşlarımı hafifçe çatmaya engel olamamıştım. Aslında bu kadar üzerime gitmeyi bende istemezdim ama yukarıda dediğim şeylerden sonra direkt yumuşamakta istemiyordum. Bir şeye sinirlendiysem ve tartıştıysam gururuma yediripte geri adım atamıyordum.

Taehyung, kapıyı arkasından kapatarak yavaş ve çekingen adımlarla bana doğru yürümeye başlamıştı. Elinde gördüğüm bira şişesi ve bardakla anlamayarak yüzüne bakmıştım.

Taehyung, masanın etrafından dolaşarak tam yanıma gelmesi ile koltuğumda hafifçe ona döndüm. Elindeki şişeyi ve bardağı yavaşça masama bırakıp hafifçe gülümsemişti.

"En sevdiğin içeceği getirdim."

Her ne kadar sinirli olsamda Taehyung'un bu kendini affettirme çabaları sinirimi çok çabuk almıştı. Elimde olmadan hafifçe sırıtmama engel olamamıştım. evet gururuna yediremeyen ben, nasıl yelkenleri bu kadar çabuk suya indirdiğime gerçekten inanamıyordum. bir anda sinirimin gidip gülmeye başlamam kesinlikle benlik bir hareket değildi.

"Sen nereden biliyorsun bakalım en sevdiğim içeceği"

Yanımdaki beden Kapağı açık olan şişeyi eline alıp dikkatlice bardağa doldurmuştu. Doldurup bana uzattığı bardağı elime alarak bir yudum almış ve oturduğum yerde geriye yaslanarak daha rahat bir pozisyona geçmiştim.

"Aslında çalışan kadına sordum"

Taehyung sözlerinden sonra masadaki kağıtları ve şişeyi biraz ileriye ittirerek yavaşça masanın üzerine oturmuştu. Çalışırken rahatsız edilmekten nefret etsem de şu an çok bir sorun teşkil etmiyordu. Bu çocuk beni değiştiriyor muydu yoksa şu ana özel mi kendimden ödün veriyordum bilmiyorum.

Bakışlarımı önümdeki masada oturan bedende gezdirdiğimde üzerindekileri değiştirdiğini fark etmem ile hafifçe sırıttım.

"Eşofmanı çıkarıp şort giymişsin, beni böyle mi etkilemeyi düşünüyordun?"

Sırıtarak sorduklarım ile Taehyung, kaşlarını çatarak bakışlarını bana çevirmişti.

"Saçmalama! Ben sizin gibi giyinik olmaya alışık değilim rahat edemeyip çıkardım"

Önümdeki bedenin sinirli sesi ile gülmemi engelleyememiştim. Neden bilmiyordum ama Taehyungla uğraşmak çok eğlendiriyordu.

"Merak etme ilgi alanımda erkekler yok"

İma yaparak söylediklerimden sonra Elimdeki içecekten bir yudum daha almış ve bana hafifçe sırıtan bedene bakmıştım.

"Merak etme ilgi alanımda insanlar yok"

Taehyung'un bana karşılık olarak söyledikleriyle tekrar gülmüş ve elimdeki bardağı bir kenara bıraktım. yaslandığım sandalyede doğrularak ellerimi masaya yaslamış kafamı hafifçe oturan bedene yaklaştırdım.

Poseidon Where stories live. Discover now