Düğünü çok gereksiz bulan bir insandım. Sonuçta bu düğünü yapmak için fazla para harcanıyordu. Böyle para israfı yapılacağına sade bir nikah ve sevdiklerinle yemek yesen daha hoş olmaz mıydı?

"He bitti. Güzel oldu mu?" Buğlem'in konuşması ile aynadan kendime iyice baktım.

"Ay bu ne Buğlem?" dedim sesimi korkmuş gibi göstermeye çalışarak.

"Ne, ne oldu?" dedi telaşla ve yüzüme baktı.

Şu suratının halini görse kim bilir ne yapardı. Dayanamayarak kahkaha atmaya başladım.

"Özün çok kötüsün." dedi şaka yaptığımı anlamıştı ve kendini yanımdaki sandalyeye bıraktı.

"Çok güzel olmuş canım arkadaşım." diyerek sarılmaya çalıştım ancak trip yiyordum bana karşılık vermiyordu.

"Bak Buğlem evlenicem gidicem sen bana trip atıyorsun." dedim yapmacık bir üzüntüyle.

"Öyle deme ama ya." diyerek sıkıca sarıldı.

Odamın kapısının çalma sesiyle 'gel' dedim. Kapı açıldıktan sonra kafasını odanın içine doğru uzatmış bir adet Asaf ile karşılaştım.

"Ne duruyorsun gelsene." dedim elimle gel işareti yapıyordum.

Buğlem yanımdan kalktı ve bana döndü.

"Neyse ben gideyim." diyerek hızla odadan çıktı.

Asafta yavaş adımlar ile yanıma geldi.

"Ben sana kurban olurum ama bu ne güzellik." sözleriyle elimle dudağının üstünü kapattım.

"Kurban falan deme öyle şeyler."

Hâlâ dudağının üstünde olan elimi tutarak avucumu öptü.

"Asaf sen hiç laftan anlamıyorsun ama huylanıyorum avuç içimden." dedim sitemle.

Ya avuç içimi okşuyordu ya da öpüyordu bir türlü yapmayı bırakmıyordu.

"Ne yapayım kızım tik gibi bir şey oldu." dedi gülerek.

Böyle karşımda gülmeye devam ederse bende burada kalpten gidecektim.

"Kavuşmamıza az kaldı karıcım."

"Aynen ondan kocacım." söylediğim şey ile beni birden kendine çekmesi bir oldu.

Şuan pestilim çıkıyordu arkadaşlar bir yardım edin lütfen. Bu ne biçim sarılma şekli ya sıkıyordu resmen.

"Asaf ne yapıyorsun ya öldüm burada." dedim kollarından çıkmaya çalışarak.

"Çok tatlısın ne yapayım?"

Hayatımda ilk defa biri bana tatlı diyordu. Genelde herkes ya ne kadar soğuk olduğumdan ya da neden böyle sakin biri olduğumdan konuşurdu. Galiba sevenin gözünde böyle oluyordu çünkü benim tatlı bir tarafım hiç yoktu.

Mesela benim gözümde de Asaf gördüğüm en yakışıklı insandı. Boşuna dememiş Mecnun Leyla için bu cümleyi 'Siz bir de benim gözümden görün.'

Sımsıkı sarılan kolları gevşediğinde derin bir nefes alarak ondan uzaklaştım.

"En son kemiklerim kırılacak sandım. Bu sevgi çok fazla Asaf bey." dedim burnunu sıkarak.

Şuan şaşkın şaşkın bana bakma sırası ondaydı galiba.

"Ben daha sevgimin çeyreğini göstermiyorum be güzelim." dedi alnımı öperek.

Kapının sertçe açılması ile sinirle baktım. Kerem kollarını birleştirmiş bacağını sallar biçimde bize bakıyordu.

"Bende diyorum ki ortadan kaybolan eniştem nerede diye." dedi.

Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|Where stories live. Discover now