•3

45 18 99
                                    

Hep gitmek istemiştim senden İstanbul.
Hazırlanıp burayı terk etmek istediğimde bir çift gri göz düşmüştü aklıma.

Ey İstanbul, sen bir çift gözden mi ibaretsin?
Rengarenk, ışıltılı sokakların bir kaç harften mi ibaret?
Toprakların neden bir kaç telden oluşuyormuş gibi görünüyor gözlerime?
Söylesene İstanbul, nedir beni sana bağlayan?
Nedir sebebi bu sevgimin?
Sevgi sebebsiz olur derlerdi, oysa hayattaki herşeyin bir sebebi yok mudur?
Öyleyse, neden karşımda başka bir meleğe aşık çocuk gözlerimin içine bakıp 'Defol hayatımdan' diye bağırıyordu?
Bunun sebebi neydi peki..
Ağzından çıkan her kelime neden kalbime bıçak saplıyor, ciğerlerimdeki oksijeni tüketiyordu?

Ama sen, herşeyden çok sevdiğim, yıldızım!
Sen, İstanbul'sun.
Terk etmeye hiç bir zaman cesaretim yetmeyen
Arkamda kahkaha dolu anılarımızı bırakamayan bir korkağım ben sevdiğim.
Ne seni ne de İstanbul'u bırakamıyorum, yardım et bana.

Uğruna kanlar dökülmüş, çok canlar almış bu şehir sensin.
Seninle savaşta ben kan döktüm,
Ben can verdim.
İnanır mısın söylesem bilmiyorum.
Ama seve seve yaptım bunu, yıldızım.

Sana hep yıldızım derdim.
Sinirlenirdin bana.
'Saçma sapan isimler takma bana' derdin.
Hiç sormadın ki, sevgilim
Hiç sormadın.
Anlamak, bilmek istemedin.
Hiç bir zaman,
Benimle ilgili bir şey bilmek istemedin.
Oysa gökyüzünde binlerce olmasına rağmen bir yıldız görünür gözümüze.
Pasparlaktır.
Karanlık kainatta o kadar güzel parlıyordur ki,
Güzel gelir.
İsmini öğrenmek, neden bu kadar parladığını bilmek isteriz.
Ben de bilmek istedim.
Göz kamaştıran ışığını yakından görmek istedim.
Ama ben ışığını söndürmüşüm meğersem senin.
Parıltıyla bakan gözlerin nefretle baktı yüzüme sonra.
Ben çoktan ölmüştüm o zaman.

Her sabah koşturarak okula, işe yetişmeye çalışan insanlar,
Simit satanlar,
El ele yürüyüp havanın tadını çıkaran yârların yürüdüğü sokakta bir kız öldü.
Bedeni buz kesti.
Sonra yere serildi işte.
Gözyaşları yeri delip zelzele yaratırken,
Ağlamakla yetindi sadece.
Sen yapmıştın, sevgilim.
Öldürmüştün beni.
Soğuk bakışların, acımasız kelimelerin içimi yakmış, bedenimi dondurmuştu.
Sen ise kinaye dolu grilerinle ölü bedenime baktın.
Kafanı iki yana salladın.
Bense kafanı sallarken rüzgarın etkisiyle uçuşan saç tellerine aşık olacak kadar çok sevmiştim seni.
Sen, her halinle ne de güzeldin.
Ben güzel değildim ama,
Bir tek seni severken bu çirkin kalbim güzelleşiyordu.

Susuz kalmış kalbimin topraklarında sayısızca çiçeğin tohumları yeşeriyor.
Güneş doğuyor sonra,
Göklerden yağmur yağıp can veriyor çiçeklerime.
Sen, güneşimsin benim.
Kalbimin güneşi.

Seni bu kadar kusursuz sevmişken çirkin dedin bana.
Sevgine ihtiyacım yok dedin..
İlgisizliğinde, soğuk bakışlarında boğuldum ben her gece.
Gözyaşlarım akıp ilk önce sel,
Sonra göl,
Sonra deniz oldu.
Sen yine gelmedin.
Hiç bir zaman gelmedin zaten.
Bu da benim sevgimin kusuru olsun, sevgilim.
Seni karşılıksız sevmek.

"Bana yıldızlar kadar uzak bir adam sevdim."

Kirpi gibi bir adam sevdim

İSTANBUL SOKAĞIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن