"Seninle çene çalamayacağım. Kızım evde beni bekliyordur. Arabadan çantalarımı alayım ben devam ederim yola."diyerek oturduğum koltuğun kapısını açarak çantamı aldım. Çantamı açarak içinde telefonumu aramaya başladım. Nerdeydi ki çantama koymuştum.

"Ege telefonumu gör-Telefonumun sende ne işi var yaa."

"Hiçç sadece bakınıyordum. Bu arada giydiğin siyah gecelikler çok yakışmış fakat telefonuna şifre koymalısın avukat hanım."

"Ege inamıyorum sana yaaa sen benim galerimi mi karıştırdın. Yaaa sen ne hakla yaaa."

"Ne karıştırması gözüm takıldı sadece."

"Pis sapık ver çabuk telefonumu."

"All zaten şarjı bitti."

"Nasıl şarjı bitti."

"Yağmur anlamanda bir sorun mu var şarjı bitti demek ne anlama geliyor?"

"Senden gerçekten nefret ediyorum Ege. Nasıl döneceğim ben şimdi buradan eve."

"Nasıl istersen öyle dön Yağmur. Ben arabayla gitmeyi tercih ediyorum ama sen istersen uçarak git ne dersin?"

"Salaksın derim hemde su katılmamış inşallah kafana saksı düşer de ölürsün."

"Yağmur az daha konuşmaya devam edersen yemin olsun sıkarım şuracıkta kafana kimseler bulamaz seni."

"İyi beee gidiyorum ben inşallah burda kalırsın da kurtlar yer ölünü."

Ege'nin sabır çekişlerine aldırmadan yola devam ettim. İnşallah kurt falan yoktur buralarda. Etrafıma bakına bakına yürümeye devam ettim. Bir süre yürüdükten sonra asıl soruna ulaştım. Biz buradan geçmiş miydik?

Yol burada ikiye ayrılıyordu ve ben buralardan geçtiğimizi hiç hatırlamıyordum. Alacağın olsun Ege yani ben ya kaybolursam şimdi? Hangi yoldan girecektim. Oturup ağlasam kurtulur muydum ki?

Gerçi burda beklesem de olurdu nasıl olsa Ege'nin arabası buradan geçecekti. Şarjımı bitirmişti madem beni götürecekti. Yolun üst tarafına geçerek ağacın altına oturdum ve beklemeye başladım.

EGE'NİN ANLATIMINDAN

Yağmur'u arkamda bırakarak arabama binerek yola çıkmıştım. Nasıl dönerdi bir fikrim yoktu ama bu sinirle onunla dönersem kesin elimden bir kaza çıkardı. İleride soğur muydum bir fikrim yoktu ama şuan sinirim o kadar tazeydi ki ona zarar vermemek için kendimi zor tutuyordum. Bir kaç dakika sonra araba garip garip sesler çıkartarak durmuştu.

Haydaa ne olmuştu şimdi buna herşeysi de tamdı. Arabanın kaputunu açarak aşağı indiğimde kaputu kaldırmam ile dumanların yükselmesi bir olmuştu. Çok güzel bir bu eksikti çünkü. Cebimden telefonu çıkartarak Uygar'ı aradım. Birkaç çalışta telefon açılmıştı.

"Aloo"

"Uygar bizim uçuruma gell benim araba bozuldu."

"Uçurumda ne arıyonuz laa kızı falan atmadın dimi Ege?"

"Saçma salak konuşma Uygar buraya gel çabuk."

"Tamam kapat geliyorum." Telefonu kapatarak kaputa oturdum.

Düşünceler beynimi çoktan kuşatmıştı. Naparsam yapayım sinirim geçemeyecek gibiydi. Bana yalanlar söylemişti. Yağmur çok güzel bir kadındı fazlaca saftı. Ama inkar edilemez ki gerçekten iyi bir anneydi. Alin için yaptıklarını düşünecek olursam bunu göz ardı edemezdim.

MaFyaNıN KaRıSıΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα