~2

847 114 201
                                    

Not: fic bazı olaylar yaşandıktan sonrasını ele alıyor. Geçmişin tamamen aydınlanması yavaşça olacak kafanız karışmasın

Her oy ve yorum Nun Bae'ye bir öpücük 🧡
•••

Kendime yeni bir sayfa açtığımda bazı şeyler tamamen değişti. Beni esir alan öfkeli siyah tarafım beyazla karıştı ve beni gride mahsur bıraktı. İyi biri değildim. Beyaz tarafımı siyahla kaplayalı çok olmuştu ancak kötü biri de değildim. Bazılarına göre bir zamanlar öyle olsam da bana göre hiçbir zaman olmamıştım. Sadece... hak ettiklerini vermiştim onlara.

Soygun. Banka. Silaha dair tehditler. Felix. Ben.

Ve kızım.

Beynime kan gitmedi bir an. Düşünemedim. Soygun mu? Ülkenin en küçük, tatlı, sakin kasabasında mı? Burada soygun yapmak ellerine bir şey geçirmezdi. Aptallıktı. Kızım? Abimleydi evet ama yanımda değildi. Nun Bae yanımda değildi. Çok küçüktü o çok tanrım neden aklıma şu an filmlerdeki rehin alma sahneleri geliyordu ki?!

Nefesim kesilmeye başlarken yalpayarakta olsa hemen ayağa kalktım ve kapının kulbunu tuttum. Tam açacaktım ki diğer elimle tutup durdurdum kendimi. Ne yapıyordum şu an? İçeri gitsem ne değişecekti ki? Tek kişiydim ve kaç kişiler nerede bulunuyorlar bilmiyordum. Yanımda silahımda yoktu. Bilmediğim kişilere karşı tedbirli de olamazdım.

"Polis."

Aklım yerine gelince hemen cebime attım telefonu. Bir saniye. Ararsam ve polis gelirse düşündüğüm sahneler gerçekleşebilirdi. Gördüğüm kadarıyla bankada çocuk olarak sadece Nun vardı. Kadın çalışkanlar da ise Yuna, kendine iyi bakan bir tipi rehin almak isteseler de Felix öne çıkıyordu. Siktir gerçekten o yeleği giymek için bugünü bulmuştu!

Düşün Seungmin. İhtimaller çoğalıyor. Polisi arayabilirsin ama rehin alma olayı yaşanması yüzde yüze çıkar. En iyi ihtimalle polisler kontrolü ellerine alır ancak travma travmadır ki zarar görme yüzdesi fazlaydı çünkü çıkan sert sesler oldukça-

Tanıdıktı.

"Kimseye zarar gelmesini istemiyoruz! İşimizi halledip gideceğiz!"

"Lütfen kıpırdama- beyfendi biraz daha geri giderseniz omzunuzu çarpacaksınız."

"Bu kadar nazik olmak zorunda mısın?"

"Sana ne be?!'

Tanıyordum. Bu seslerini sahibini o kadar yakından tanıyordum ki hemde... Ama ama imkansızdı. Burada olmalarına sebep yoktu. Hele bir soygun? Mümkün değildi. Zenginlerdi onlar bir kere. İhtiyaçları yoktu. Heyecan istiyorlar desem böyle bayat bir şey seçmezlerdi zaten kurşunların arasında hayatlarını sürdürürlerdi onlar. Bankayla ne dertleri- bir dakika.

Eğer aradıkları şey para değilse olay değişirdi.

Gözlerim büyürken titredim. Abimin dediği gibi burası sakin bir kasabaydı. Öyle ki ismi haritada küçük yazılmıştı, kimsenin bilmemesi gerekiyormuş gibi de ormanlık bir alandı. Akla gelmeyen bir yerdi kısaca. Ben olsam. Ben olsam bilgilerimi bu tarz bir yerde saklardım. Banka transferlerimi buradan yönetirdim. Ki öyle de yapmıştım.

Onlarda eminim ki böyle yapan birini arıyordu. Ölü bildikleri beni bulmak değildi amaç ama bilgisayardan kontrol ettikleri an ortaya bende çıkardım.

Görünüşümden tanırlardı. Yaptığım, düzenlediğim, huzurum, ailem, arkadaşlarım belki de kızım... Her şey yok olurdu. Ben. Ben mahvolurdum.

"Arka kısımları da arayın herkesi girişte toplayın!"

Onun sesini tanıyordum. Onun sesini nasıl unutabilirdim ki? Bana yaşattıklarını ben. Ben nasıl unutabilirdim ki?!

Heist •Chanmin•Where stories live. Discover now