Kurgu karakterlerin hiçlik diyarlarına yaptığı yolculuklara imrendiğim bir andayım. Öylesi bir yorulmuşluk ve uzaklaşma arzusu var içimde.
Bilerek ya da bilmeden, hiç olmadı umursamadan kıran ve yıkan insanlardan kaçamadıktan sonra akla gelen son çare gibi adeta. Yaptıklarının yapacaklarının emaresi olduğuna emin olduğum zamanlarda gizlenmek, kendini korumaya almak insanın en doğal hakkı olsa da; hayatın bu ihtiyacın size lüks olduğunu iddia ettiği anlardan bir tanesi.
Ama temelli değil ufak molalar arzu ediyor insan sadece. Sonra yolu bitmek tükenmek bilmeyen uzun yol şoförü gibi mecburen tekrar yola çıkıyoruz. Malum yol bizi bekler, yani hayat beklemez. Yine de ruhumuzun bazen "dur" diye çığlık attığı bir gerçek.
YOU ARE READING
Sondan Önce
Non-FictionArtık kendinizle oturup gerçekleri konuşmanın zamanı gelmedi mi, sondan bir adım önce de olsa duymak lazım. Belki de her şey değişmese de bir şeyler değişir, insanlar değişmese de sen değişirsin sondan önce.