102 | Şahin Yuvası

Start from the beginning
                                    

Servet, onun bu fazla rahat ve laubali tavrından rahatsız olmuş olacak ki masada sanki bir sopa yutmuş gibi dimdik ve ciddi bir yüz ifadesi ile oturuyordu.

"Haldun kaçmadı Zümrüt." dedi düzelterek. "Kaçsaydı, iletişim halinde olmazdık değil mi? Sadece bir süre başka bir yerde kalacak."

Haldun, Melisa'yı kaçırarak yanlış bir hamlede bulunmuştu. Ve bunun bedelini Servet de Haldun da kendi kızlarını kaybetme korkusuyla ödemişti. Belki de Servet'in gözünün altındaki bu halkaların sebebi, ilk defa gerçek bir korkuyla karşı karşıya gelmiş olmasıydı.

Haldun, o günden sonra Beyaz Konaklar'dan gitmişti. Ve nerede olduğunu muhtemelen Servet dahil hiç kimse bilmiyordu. Haldun muhtemelen yerini Servet'e de Kartal'ın onu zorlayacağını bildiğinden özellikle söylememişti. Nitekim öyle de olmuştu.

"Kartal onu eline geçirirse bir kaşık suda boğar çünkü." dedi Zümrüt tamamlar gibi. Ardından oturuşunu dikleştirip masaya doğru eğildi. "30 yılımı geçirdiğim adamın ne yaptığını bana anlatma istersen Servet. Haldun'u senden çok daha iyi tanıyorum. Haldun o gün yaşananlardan sonra burada bulunamayacağı için kaçtı. Ve Kartal ya da Baykal'ı yok edene kadar da dönmeyecek, dönemeyecek."

Servet'in tüylerinin ürperdiğini hissetmek için beden diline bir bakış atmak yeterliydi.

"Diyelim ki öyle.. Peki bundan sana ne?"

"Çocuklarımın babası sonuçta. Nerede olduğunu bilmek isterim." dedi Zümrüt. Fakat Servet'in kaskatı kesilen suratı ile hemen gülümsedi. "Şaka, şaka. İnan Haldun umrumda değil.. ama belli ki senin umrunda."

"Umrumda tabii ki." dedi Servet. Bir yandan gerginlikle boynundaki inci kolyeyle oynuyordu. "Ben Haldun'u seviyorum. Senin aksine."

İşte beklediği o cümle, Servet'in dudaklarından sonunda dökülmüştü.

"İyi o zaman. İspatla." dedi Zümrüt.

"O ne demek?" dedi Servet tedirginlikle kaşlarını çatarken.

"Madem Haldun'u seviyorsun.." dedikten sonra cep telefonundan bir video kaydı açıp Servet'in önüne koydu. Kayıtta, Haldun'un Melisa'yı kaçırdığı günden bir video vardı. Kartal ve Baykal'ın koruma görevini üstlendiği bir adamı sırtından vururken. "Sanırım bu görüntülerin önce basına, sonra da polise verilmesini istemezsin. Hı?"

Servet kaskatı bir şekilde videoya bakakalmıştı. Yutkunmasıyla birlikte Zümrüt lafına devam etti. "Neyse ki öyle bir hengamenin içinde bile elimizde koz geçirmeyi akıl edebilecek insanlarla çalışıyoruz. Haldun da Akovalar'ın cinayetine ilişkin sözde suçlanmasını yeni yeni unutturmaya başlamıştı. Tüh." dedikten sonra ekledi. "Ha bu arada dernek üzerinden de kaçırdığınız vergilerin de kayıtları var elimde. Ne çok açık vermişsiniz Servet. Yakıştıramadım."

Servet, böyle bir şey yapamazsınız demeyecekti. Çünkü yaparlardı biliyordu.

Yutkundu.

İlk defa bu kadar köşeye sıkıştığını hissetmek, onu sinirlendirmişti.

Halbuki Zümrüt.. ya da Kartal.. ya da Baykal bu görüntüleri şu anda asla polise vermeyecek ya da kamuoyuna açık etmeyecekti.

Önlerinde Haldun'dan daha büyük bir engel vardı o da Patron. Haldun'u şu anda ortadan kaldırıp, Patron'un hem ekmeğine yağ sürüp hem de onunla uğraşan birini yok edemezlerdi.

Beyaz KonakWhere stories live. Discover now