"Neden peki?"

"Seni istemeye birileri gelecek." dedi sesi bir an duraklamıştı.

Hem birinin beni istemeye mi geleceğini söylemişti. Peki benim bundan neden haberim yoktu? Bu zamana kadar bir sürü kişi istemeye geleceğini söylemişti ancak ben reddettiğim için annemler de gelmemelerini söylemişti.

"Anne niye bana sormadan arkamdan iş çeviriyorsunuz?" dedim sinirle

"Özün bu sefer ki kişi seni için en uygun kişi. Hem babanın bile rızası var."

Sözleri ile şaşkınlıkla ağzım açık kaldı.

Babam bile mi?

Kimdi bu kişi?

"Sizi İstanbul'dan İzmir'e getirecek kadar önemli olan bu kişi kim?"

"Söyleyemem tatlım." dedi

Resmen sinirlerim tepeme çıkıyordu. Beni istemeye geliyorlar ve ben kim olduğunu bilmeden beni verecekler miydi?

"Anne siz iyi misiniz? Ben daha görmediğim birini isteme zamanı mı göreceğim? birde bana sormadan mı vereceksiniz?"

Annem sözlerim ile derin bir nefes aldı.

"Senin rızan olmadan nasıl verelim kızım. İsteyen kişi ismini vermemizi istememiş. Şuan sen böyle söyleyince mantıklı geldi. Ben telefonu şimdi kapatıyorum, sana döneceğim." demesi ile telefonu kapattı.

Beyefendiye bak sen! birde isminin verilmesini istememiş.

Annemi neden beklediğimi bilmeden, balkonda oturdum ve telefonum çalmasını bekledim.

Telefonumun sesi yankılanınca, hemen açtım.

"Özün şimdi ben onları aradım. İsteme olmadan önce görüşeceksiniz. Sonra sende olumlu isen gelecekler."

Ben buluşmak istiyor muyum acaba?

"Anne ben buluşmak istediğimi söylemedim."

"Özün beni utandırma. Senin için onları tekrar aradım. Şimdi de sen gitmek istemediğini söylüyorsun."

Annemin kızgın çıkan sesi ile homurdandım.

Gitsem bir şey olmaz sonuçta her türlü kabul etmeyeceğim.

"İyi tamam."

"Tamam hadi ben kapatacağım. Daha bavulumu hazırlayacağım."

Annemin telefonu kapatması ile balkondan çıktım.

Evden dışarı çıkacakken, Berat yanımda durup konuştu.

"Nazlı ile beni bodruma kapatmıştınız ya" demesi ile başımı olumlu anlamda salladım.

"İşte o evi biri satın almış." son sözleri gözlerim kocaman açılmıştı.

Bizim büyülü ev dediğimiz ev alınmıştı ve ben hâlâ inanamıyordum. Zihnimde geçmişe dair bir görüntü canlandı.

"Ben büyüyünce bu evi alacağım" dedim sevinçle.

Yine boş arazimize gelmiştik çocuklar olarak ve piknik yapıyorduk.

Nazlı korkuyla bana bakıp,

"Olmaz Özün orası büyülü ev unuttun mu?" dedi

Buğlem ise elindeki çekirdekleri kaba koyup konuştu.

"Sen bu evi alırsan gelmem evine" dedi dudağını büzerek.

"Bence bu ev büyülü falan değil. Satın almamalarının sebebi büyünce benim alacak olmam." dedim kendimden emin bir şekilde.

Sen duydun mu sustuklarımı? |Yarı texting|Onde histórias criam vida. Descubra agora