12. Sana Vuruldum

136 4 2
                                    

Her şeyin mükemmel olduğu bir gün.
Hazal'ın kaçırılmasının üzerinden bir ay geçti.
Bir plan yapmak için uzun bir süre.
Nişani ve düğünü planlamak için uzun bir zaman.
Eski bir düşmanlığı yenilemek için uzun bir zaman.

Takım elbiseyi giyen adam kararsızca kadına bakarak "Hazal, emin misin?" diye sordu.
Hazal başını salladı ve kollarını Selim'in boynuna doladı.

"Hayır ama bir daha sensiz bir dakika bile geçirmek istemiyorum." dedi gülümseyerek, elini adamın saçlarının arasından geçirirken, Selim elini Hazal'ın gelinliğinde kesilen kısımdan beline kadar geçirdi.

"Bu elbiseden hemen kurtulmanı o kadar çok istiyorum ki." dedi dudaklarına bakarak cilveli bir şekilde gülümsedi.

Elini Selim'in saçlarına götüren Hazal, Selim'in saçından bir tutamı çimdikleyerek acıyla tıslamasına neden oldu.

"Tahmin ediyorum." diye fısıldadı, sonra yaklaşıp dudaklarına eğildi.

Dilleri arasında uyumlu bir uyumla çılgınca öpüşmeye başladılar. Bu güzel durumdan fazlasıyla keyif alan Selim, Hazal'ı kapıya iyice yaklaştırdı, ta ki oraya vardıklarında sevgili kadını tutku dolu bir bakışla karşılayarak, ağzıyla adeta vücudunun her yerini sömürdü.

Hazal bir anda olup biteni nasıl sindireceğini bilemedi, kapı koluna ve Selim'in saçına sımsıkı tutunurken ağzından küçük bir iç çekiş çıktı.
________________________________
Masada oturan Yiğit, "Genç çifte kadehlerimizi kaldıralım!" dedi. Nişan ve hızlı nikah töreni için gelen davetlilerin hepsi, genç çiftin ortalıkta olmaması nedeniyle gülerek etrafa döndü. "Tabii buraya geliyorlarsa." diye gülen Yiğit, bardağını tokuşturdu ve yerine oturdu.

Pelin kocasına çekingen bir tavırla gülümsedi "Yakın zamanda aşağı ineceklerini sanmıyorum."

"Bu ikisinin nerede olabileceğine dair bir şey biliyor musun?" soru sorarcasına karısına baktı.

Pelin yatak odasının penceresine 'evet' anlamında el salladı, ardından sırıtarak adamın omzunu itti.

"Yakında aşağı inmeyecekler." gülümsedi ve kadehindeki şarabı içti.
Durumu anlayan Yiğit, "Haklı olabilirsin" diye güldü.
________________________________
"Bana bak" diye fısıldadı kulağına, elini yavaşça saçlarının arasından geçirirken. Talimat 'bana bak' olmasına rağmen adam gözlerini bir an olsun kadından ayırmadı.

"Burda benimle olduğun için Allah'a şükret ediyorum."diye fısıldadı, gülümseyerek ve ağzıyla alnına bir öpücük kondurdu. Selim öpücük sonucunda dudaklarını bir gülümsemeye çekti. Hazal ondan uzaklaşınca hızlı bir hareketle onu tekrar kendine çekti.

Dudaklarında bir sırıtışla "Sen de benim için karıcım." dedi ve onu uzun uzun öptü.

Hazal bir an elini Selim'in göğsüne koyup kendini iterek adamın gözlerinin içine baktı ve ciddi bir ifadeyle sordu.
"Karıcım mı?"

Selim kaşlarını kaldırıp sordu.
"Neden, benim karım değilsin?"

Adamı yakalayacağını bilen Hazal, bir sonraki cümlesiyle konuştu.
"Henüz evli bile değiliz."

Selim'in bir anda cevap verememesi Hazal'ı memnuniyetle gülümsetmişti. Bunu gören adam, hareketiyle yüzündeki o gülümsemeyi anında yok etti. Onu hafifçe ittiği için yataktan düştü.

"Ya Selim ya" yere otururken çocukça güldü. Selim yataktan kalkıp Hazal'ın önüne çıktı.

"Hadi karıcım, evlenelim artık o zaman."
Aynı zamanda ona sarılan Hazal'a da elini uzatıp yardım etti.

Mafya'nın dolandırıcısıWhere stories live. Discover now