8. Seninle İyileşmek

48 6 0
                                    

Bir insan nasıl bu kadar çaresiz olabilir ?
Sayısız kez hayatlarımızı kurtarabilecek veya elimizden alabilecek fırsatlarla karşılaşıyoruz. Kelimenin tam anlamıyla bile.

İlk başta mükemmel olan bir arkadaşlık olabilir ve sonra her dakika birbirlerini sırtından bıçaklayabilirler.

Ortak toplantılarda herkesin mutlu göründüğü, ancak bu arada birbirlerini nasıl boğacaklarını bildikleri bir aile de olabilir.

Ve son olarak, tutkuyla başlayan ve sonra aniden kaybolan aşk da olabilir.

Tüm insanlar için tek çıkış yolu ölümdür.
Orada artık faturayı ödeme, bir yere seyahat edip edemeyeceğiniz veya anne veya babanızın bugünkü gezi için ne planladığı konusunda endişelenmenize gerek yok.

Huzur var, sessizlik var.

Ancak son dakikalarda bile tek bir şey vicdanları rahatsız edebilir, gittikten sonra kimi ya da kimleri geride bırakırız.

Ölümümüz yüzünden aylarca insan acı çekecek. Bu yüzden mücadeleden vazgeçmemeli, ışığa doğru yürümeli, hayatından vazgeçmelisin.

Yola geri dönmeliyiz çünkü daha zamanı gelmediği için bırakamayacak biri daha bizi bekliyor.

Senin yaşanacağın için biri var.
Senin geri dönmen için biri var...

BİR AY SONRA
Hayatta imkansız anlar vardır, insanın ne düşündüğünün değil, ne yaptığının önemli olduğu. Birine güvenebileceğini bilmek güzel bir duygu. Ya da sadece senin onu destek olmanız gerektiğinde.

_______________________________

Hastane yatağında bu adamın yanında oturan kadın da aynı şekilde hissediyordu.
Hala derin uykuda olan adama baktığında yorgun, solgun yüzü. Kadın içeriden bıçaklandı, ruhunun derinliklerine işleyen acıyı hissetti.

"Bir ay oldu"diye içini çekti acıyla.
Sonra beyazlı bir adam koğuşa girdi.
Adamın bulgularına doğru yürüdü ve kadınla konuşmak zorunda kalmamak için onları sessizce inceledi. Bu bir ay onun için de yorucuydu. Yürek burkan haberi nasıl söyleyeceğini bilemediği için sustu. Ama kadın zorladı.

"Doktor bey, lütfen güven verici bir şeyler söyleyin." adama umut dolu gözlerle baktı.
Doktor sadece içini çekti ve doğruca kapıya gitti. Kapı koluna basıyordu ki aniden geri döndü.

"Yarına kadar herhangi bir değişiklik göstermezse makinelerden çıkaracağız."dedi boğuk bir sesle. Hazal bir şey diyemeden adam boğazını temizleyip devam etti.
"Üzgünüm, Hazal Hanım." kapıyı açtı ve kırık dökük kadını yalnız bırakarak odadan çıktı.

"Selim, lütfen uyan." gözyaşlarına dikkat etmeden uyuyan adamın elini tuttu.
"Beni yalnız bırakamazsın, lütfen!" artık kendi sesini bile duyamıyordu.
"Lütfen pes etme...savaş, aşkım! Kendin için savaş, benim için savaş, ikimiz için savaş!"

Birden adamın elini bıraktı ve sandalyeden kalktı. Pencereye gitti ve nefes nefese açtı.

Panik atak.
Her gün gerçekleşir.
Sevdiği adamın orada yattığı gerçeğini hazmedemiyor ve onunla konuşamıyor, ona onu söyleyemez...

"Ben de seni seviyorum." ona döndü.
"Selim seni çok seviyorum!" diye bağırdı ağlayarak. Yere düştü ve yüzünü ellerinin arasına aldı.
"Ben de seni seviyorum"diye mırıldandı ağzının içinden.

BİR AY ÖNCE
_____________
"Kurşun kalbini yanında. Birkaç santimetre. Yiğit çok tehlikeli, yapabilir miyim bilmiyorum..."

"Mehmet!" diye bağırdı. "Onu kurtarman gerekiyor, o benim yeğenim, yaşaması gerekiyor, onu kardeşim gibi kaybedemem."

Mafya'nın dolandırıcısıWhere stories live. Discover now