soobin:
yeonjun
nerdesinyeonjun:
soobin
bir şey mi oldusoobin:
nerdesinyeonjun:
evde
bir sorun mu varsoobin:
yani onu soracaktım
okula gelmedin
iki saattir bekliyorum belki geç gelir diye ama
meraktan kendimi yiyeceğim artıkyeonjun:
haber veremedim üzgünüm
üşütmüşüm de biraz
o yüzden gelemedim okula
dinleniyorumsoobin:
üşütmüş müsün
neyin var tam olarakyeonjun:
burnum akıyor
öksürüyorum biraz
boğazım acıyorsoobin:
vücudunda ağrı var mıyeonjun:
yok yok
kaçmak için biraz bahane de oldusoobin:
geç bahaneyi
sıcak bir şeyler içtin mi
kahvaltı yaptın mı güzelceyeonjun:
ıhlamur kaynatmak istedim ama tadı bok gibi oldu
beceremedim onu da
kahvaltı yaptım amasoobin:
of yeonjun
dikkat etmiyorsun hiç kendine
canının bir önemi yok sanki
o gün de dışarda incecikti üstünyeonjun:
olsun
sonra atkını verdin amasoobin:
ben olmasam ne haldeydin acabayeonjun:
eh
kurtarıcımsın anlaşılansoobin:
of yeonjun ofyeonjun:
dersine bak sen
başlar şimdisoobin:
aynen giriyorum şimdi derse
konuşuruz sonrayeonjun:
?/
görüşürüz**************
Yatağımda uzanırken öksürmemle kaşlarımı çattım, her öksürüşümde boğazım daha çok ağrıyordu. Yutkununca hafif yumuşamasıyla idare etsem bile gerçekten acıyordu. Ihlamur yapmayı denesem de becerememiştim, buna da moralim bozulmuştu. Bu yüzdendi sabaha göre daha keyifsiz oturma sebebim.
Veya belki de Soobin'di.
Pekala, zaten hiçbir zaman insanların ilgisine alışmamıştım. Ancak Soobin'den gördüğüm tüm ince davranışlar mutlu olup farklı hissetmeme sebep oluyordu. Yazdığı zaman dudaklarımda oluşan gülümseme de buna kanıt olarak gösterilebilirdi. Çok saçma ve şımarıkça gelebilirdi belki ama konuşmanın sonunda umursanmadığımı hissetmem eski zamanlarımı hatırlatmıştı. Kaybetme korkusu muydu, yoksa Soobin'in gitmesinden endişelenmem miydi bilmiyorum.
Ya da belki de bu korkumun sebebi; yaşadığım şeyleri unutturmak için en başından beri çabalayıp beni yalnız bırakmayan, kendimi geri çeksem bile pes etmeyip bana ulaşmaya çalışan ve en sonunda beni büyüsü altına alan kişinin hissettirdiği şeylerdi. 'Hoşlantı' , hatta belki de 'Sevgi' kavramlarını hissettirdiği için korkuyordum ondan, gitmesinden.
İçimi kaplayan garip hisle yutkundum, hoşlanmadığımı inkar edemezdim. Kabul etmek istemesem bile hislerim vardı, beni çoktan ele geçirmişti bu tatlı his. Ancak her şeyin tepetaklak olup eskiye dönmesinden korkuyordum, Soobin'in yarı yolda bırakmayacağını bilsem bile en derinlerimde sakladığım düşüncelerim ürpertiyordu beni.
YOU ARE READING
yes to heaven, yeonbin
Fanfictionchoi soobin'in gözü, her daim choi yeonjun'un üzerindeydi. -texting, düzyazı- #1 yeonbin tag +1,42k