BÖLÜM 59 - GEÇ KALDIN 1

1.8K 193 141
                                    

Selamlar nasılsınız :) Yeni bölümle karşınızdayım. 66'da final yapacağız ve son düzlüğe girdik gibi. Umarım kitap final olmadan 500 bin okunmayı görürüz. Aldım verdim kabul ettim öyle oldu 777 :)

Yorum ve oylarınızı bekliyorum!

Seviliyorsunuz

-M

♥️

Hayat bir döngüden ibaretti. Dönüp dolaşıp aynı şeyleri yaşardık. Bir insan hayatı boyunca mutlu olamadığı gibi mutsuz da olmazdı. Bazen sinirleri çok bozulduğundan gülme krizine girerdi. İllaki komik bir şeyler olurdu. Her daim aynı şeyleri yaşamazdı.

Benim hayatımda öyleydi.

Şimdi her şeyin yolunda olduğu devreye girmiştim. Ahmet ile artık tüm sorunlarımızı konuşarak hallediyorduk. Sevmiyorsak sevmiyoruz diyorduk. Gülüp eğleniyorduk. Okul derslerimizi birlikte çalışıyorduk. Yani ilişkimizin yolundaydı.

Annemle işler yolunda değildi. Onu her ziyaret edişimde daha kötüye gittiğini fark ediyordum. Elimden bir şey gelmiyordu çünkü annem babamla konuşmamı istemiyordu. O geldiğinde her şey yolundaymış gibi davranmak zorunda kalıyordum ki bu gerçekten çok zordu. Bir zamanlar birlikte oturup toka yaptığımız bu adamın bu denli değişebileceğini tahmin edemiyordum.

Ama işte hayatlar sürprizlerle doluydu. Hiç beklemediğin anda olağan dışı şeyler sunardı. Ghost Kafe'nin hayatıma girişi gibi. Buraya bu kadar bağlı kalacağımı düşünmezdim. Efe ve Ece ile takılmak bana çok iyi geliyordu.

"Ooo lise mezunu hoş geldin!" Efe beni tüm neşesiyle karşılarken gözlerimi devirdim.

"Ne zaman Nazlı diyeceksin bana? Liseliden lise mezununa geçmek gerçekten tuhaf. Bari üniversiteli de."

"Cık. O zaman büyüsü bozulur. Böyle devam. Ne vereyim sana?"

"Sen bir şey verme. Ona veren var zaten."

"Hoş bulduk Ece," dedim ona sırıtarak. Aynı sırıtmayla karşılık verip el salladı ve müşteriye siparişlerini verdi.

"Yardım lazım mı? Bugün boştayım. Yardım edebilirim."

"Yok ya. Kafe gördüğün gibi çok dolu değil." Efe kafeyi işaret ederken gerçekten de dolu olmadığını fark ettim. Bu olmadık bir şeydi ve şaşırdım.

"Selo karalar bağlamıştır şimdi," dedim gülerek. Efe ve Ece tam tersi şeklinde bakarken ticaret erbabı olan Selo'nun buna da çözüm bulduğuna emindim.

"Nereden ve nasıl para kazanıyor olabilir?" diye şaşkınlıkla sordum.

"Kanka Selo dere kenarından topladığı taşları alıp millete meteor taşı diye satmış insan. Onunla yarışamazsın." Efe'nin açıklamasıyla ağzım sonuna kadar açıldı.

Selo bunu yapmış olamazdı, değil mi?

Yapmıştır. O adam para kazanmak için her şeyi yapar.

"Efe! Gel buraya!" Selo ona seslenirken Efe üfleyerek yanına gitti. Ona bir şeyler anlatırken Efe sadece başını salladı. Yine ne işler peşindelerdi Allah bilir.

Efe tekrar benim yanıma gelince, "Lise mezunu para kazanmak ister misin diye soracaktım ki bok gibi paran olduğunu hatırladım. O zaman para kazanmama yardım eder misin diye sorumu yeniliyorum," dedi. Tatlı tatlı sırıtarak gözlerini kırpıştırırken bu çocuğa hayır diyemeyeceğimi fark ettim.

"Sen yeter ki iste," dedim.

"Seni bu yüzden seviyorum," diyerek burnumu sıktı. Kıkırdayarak ondan uzaklaştığımda gözlerini hararetle konuşan bir adama çevirdi. Adam karşısındaki kişiyle öyle bir konuşuyordu ki her an dövecek gibi duruyordu. Efe ise onun yanındaki masaya yönelip temizliyor gibi davrandı. Beni de yanına çağırınca ne boklar yiyeceğimizi bilmeden yanına gittim.

SOLMUŞ MÜREKKEPOnde as histórias ganham vida. Descobre agora